Gümüşhane Haberleri
2024-05-22 19:31:05

ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN!

Hüseyin Turhan

h.turhan29@mynet.com 22 Mayıs 2024, 19:31

Yaşı 40’ın üzerinde olanlar bu sözlerle başlayan türküyü hatırlarlar. Bir zamanlar dillere pelesenkti. “Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman” diye başlar, “Senin gibi cahile, ben efendim diyemem aman” diye de devam eder.

Araştırdık ki türkü Bursa yöresine ait. 2 Kasım 1954’te İhsan Kaplayan kaynak gösterilerek Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiş.

Ama sanıldığının aksine sıradan bir türkü değil!

Siyasi ve ekonomik nedenleri olan önemli ve tarihi bir hikâyesi var.

Şimdi dikkat edin!

2’nci Dünya Savaşı sonrası Amerika bir yardım paketi hazırlar. Adı da Marshall Planı’dır. 1947’de önerilir, 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe girer. Türkiye ile birlikte 16 ülke yararlanır. ABD çok eski yıllardan beri dünyanın en büyük mısır üreticisidir. Haliyle ülkede birikmiş olan mısırı eritmenin yolu da bunu diğer ülkelere satmaktan geçecektir.

Amerika elindeki mısır dağını eritmek için Marshall Planı’ndan faydalanmak isteyen ülkelere “mısırözü yağı alma” ön koşulu koyar.

Türkiye de buna karşılık ilk margarin fabrikasını kurar. Sırf bu yüzden birçok zeytin ağacı yerinden sökülür. Ne acı değil mi?

Elde kalan zeytinlerden elde edilen yağ da ABD’ye satılır ve mısırözü yağı olarak bize geri döner.

Ve mısırözü yağına teşvik etmek amacıyla ısınan zeytinyağının kanser yaptığı bilgisi kamuoyuna pompalanır.

Şeytanın aklına gelmeyecek sinsilik!

Oysa zeytinyağı en zor yanan sıvı yağlardan biridir.

Sonuç olarak Türk insanı bu tarz haberlerle zeytinyağından uzaklaştırılıp margarine alıştırılır.

Plan işlemeye devam eder.

Bu da yetmez, zeytinyağı hakkında olumsuz imaj oluşturmak için bir de türkü siparişi verilir.

Bir anda döneminin en popüler türküsü haline gelir.

Yetmez, türkünün devamında olduğu gibi basma fistan giyen kadınlar da zamanla sentetik kıyafetlerle tanışır.

İstenilen olmuştur artık.

Gerek Prof. Dr. Kenan Demirkol’un yazıları, gerek Prof. Dr. Canan Karatay’ın açıklamaları hep bu yönde. Diyorlar ki: “Türkiye’de 1952’de margarin üretimine başlandı. O tarihe kadar insanlar tereyağı ve zeytinyağı yiyorlardı. Margarin satılabilmesi için her yol denendi. Zeytinyağlı yemenin, pamuklu kumaş giymenin aşağılanmış bir davranış olduğu algısı yaratılmak üzere bir halka ilişkiler mucizesi gerçekleştirildi. 1954’te ‘Zeytinyağlı Yiyemem Aman’ türküsü derletildi.

Aslında Yunan şarkısı ve bir aşkı anlatıyor. Pek çoğumuz altında yatan gerçeği bilmeden bu türküyü matah bir şeymiş gibi yıllarca söyledik ve halen de söylemeye devam ediyoruz.”

İşte, Prof. Dr. Canan Karatay Hoca bu vahim gidişe “Dur” diyerek bu türkünün sözlerini yeniden yazdı. Minnettarız.

“Zeytinyağlı yerim de aman, basma da fistan giyerim aman, margarinleri yiyenlere, ben akıllı diyemem aman / Kaldım duman altı yerlerde, tertemiz havamız nerelerde, kaldım dumanaltı yerlerde, ah şekersiz çayım nerelerde / Zeytinleri yerim de aman, basma da fistan giyerim aman, çocuklara şeker verene, ben akıllı diyemem aman, çocuğuma zarar verme derim de aman / Kaldım trans yağlar içinde, faydalı yağlar nerelerde, sağlıklı yaşıyoruz biz artık, ekmek şeker yiyenlere çok yazık.

Bütün bunları niye yazdım.

Anlatayım.

Eskişehir’in Çukurovası olarak bilinen ilçesi  Sarıcakaya’da son yıllarda zeytin üretiliyor. Bir çok yerde zeytin bahçeleri bulunuyor. İlçenin merkezi başta olmak üzere özellikle Laçin Mahallesi bölgesinde bu işle uğraşan yakın arkadaşlarım var.

Sakarya nehrinin beslediği vadideki verimli topraklarda sayısını bilmediğim  çok sayıda meyve, sebze yetişiyor aslında.

Ama “zeytin” başka.  Hikayesini yukarıda yazdım.

Türk  mutfağının özellikle kahvaltılarımızın olmazsa olmazı. Siyahı, yeşili ayrı bir lezzet.

Hatta aklımdayken yazayım yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de, birçok surede övülmüş ve şifalı bir meyve olduğu belirtilmiştir.

Yetmedi.

Yaptığımız araştırmaya göre; zeytinyağının faydaları saymakla bitmiyor.

Sindirimi rahatlatır, mide yanmasını önler ve bağırsakları uyarır.

Kolon kanseri veya deri kanseri gibi bazı kanser türlerini engeller.

Kandaki glikoz düzeyini düşürür.

Birçok türkü ve şarkıya da konu olan zeytinin daha pek çok faydası var.

İşte bunları bildiğimiz için eşim Meral hanımın ilçesi de olan Sarıcakaya’da ki arazilerimizin bir kısmını zeytin bahçesine dönüştürmeye karar verdik.

Birkaç aydır bu işle ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Niyet hayır akıbet hayır olur diyelim.

Bu köşemden çağrı yapıyorum.

Emperyalistlerin türlü türlü oyunlarına karşı bu verimli topraklarda yetişen zeytin üretimi için vakti, imkanı olan herkesi  Sarıcakaya İlçesine davet ediyorum bu verimli coğrafyaya. “Zeytin yağlı yiyemem aman” diyenlere inat.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.