ATATÜRK'ÜN BİLMEDİĞİM ÖZELLİĞİ

Her Cumartesi akşamı farklı bir ilde yapılan Milli Kahramanlar programını Televizyondan izlemeye gayret ederim. Fırsat buldukça Eskişehir'e yakın illerdeki programlara arkadaşlarla birlikte katıldığımız da oluyor.

Yeni Mesaj Gazetesinin organize ettiği birbirinden değerli ve birikimli gazeteci-yazar ve ilim adamlarının gece boyunca sunmuş oldukları tebliğler bilmediğimiz bir çok konuda bizleri bilgilendiriyor ve milli ve manevi duygularımızın gelişmesine katkı sağlıyor.

Milli Kahramanlarımız programının kapanış konuşmasını ise Prof.Dr.Haydar BAŞ Bey yapıyor.

Aynı zamanda Milli Ekonomi Modelinin de sahibi olan Sayın BAŞ, bu programlarda izleyicilere bildiğimiz Atatürk tanımından çok daha farklı bir Atatürk'ten bahsediyor.

Atatürk hakkında bir çok eser okumama rağmen Ulu Önder Atatürk'ün 7 yaşında kuran öğrendiği ve 8 yaşında hafız olduğunu ilk defa Haydar BAŞ beyden duydum ve öğrendim. Belki sizlerde bunu benim gibi bilmiyordunuz.

Şimdi buradan soruyorum? Neden yıllardır bu gerçek bizlerden saklandı. Neden ders kitaplarında bu gerçekler yazılmadı? Gerçek Atatürk Yüce Türk Milletine anlatılmadı?

Ayrıca Atamızın annesinin "Molla Zübeyde" ismiyle anıldığı ve dini vecibelerini yerine getirmeye çalışan mübarek bir anne olduğunu yine Haydar BAŞ Beyden öğrendik.

Bakın Atamızın şu cümleleri duygu ve düşüncelerinin net ve anlaşılabilir olduğunu göstermiyor mu? sevgili okurlar.

"Cenab-ı Peygamber, peygamberlerin en sonuncusu olmuştur ve kitabı en eksiksiz kitaptır."” (Nutuk III, 1920, s.1241)

"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Bilince aykırı, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor." (Söylev ve Demeçler III, 1923, s. 70)

Bizim dinimiz, akla en uygun ve en doğal dindir. Ve ancak bu nedenledir ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, bilime uygun olması gereklidir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal yaşamında, hiç kimsenin özel bir sınıf halinde varlığını korumaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler, dini emirlere uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmek zorundayız. (Söylev ve Demeçler II, 1923, s.128)

Atatürk'ün İslama verdiği değer ortadadır. Ama ne hazindir ki, kendini Atatürkçü olarak adlandıranlar Atatürkü zerre kadar anlayamadıkları gibi kendi kafalarına göre bir Atatürk tablosu oluşturmuşlar ve kendilerinin özellikle din adına sapkın düşüncelerini, inançsızlıklarını Atatürke mal etmeye çalışmışlardır

Diğer taraftan ise söylemlerini dini terimler ile ifade eden, kendini sanki dinin sahibi gibi gören, mücahit, âlim, arif gibi büyük makamları kendi tekellerine alanlarda bu sözde Atatürkçüleri de kullanarak Atatürkü millet nazarında dinsiz göstermeye çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.

Bugün kendini sağcı, solcu, Atatürkçü, muhafazakâr, dinci vs. diye adlandıran veya adlandırılan anlayışların hangisi haçlı AB ve ABD'ye karşıdır. Bu anlayışların hepsi peş peşe AB ve ABD’ye heyetler, elçiler göndererek teslimiyetlerini sunmuyorlar mı ?

Evet sevgili okurlar Milli Kahramanlarımız programlarını izledikçe bilgi dünyamızda daha bir çok yeni bilgilere ulaşabileceğimizi bu vesile ile belirterek, Eskişehir'de yapılan Milli Kahramanlar programında "Atatürk" isimli kitabını yazdığını belirten Haydar BAŞ Beyin bu eserini merakla beklediğimi belirtiyor bu aziz vatanı bizlere emanet eden milli kahramanlarımızı içinde bulunduğumuz "kutlu doğum haftası" dolayısıyla rahmet ve minnetle anıyorum.

-“Din lüzumlu bir kurumdur. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur.” (Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetler, 1955,s. 116)
-“Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslamların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir.” (Söylev ve Demeçler, 1923, s.128)

YORUM EKLE
YORUMLAR
murat reis
murat reis - 11 yıl Önce

gönül isterdiki haydar hoca parti işine hiç girmeseydi icmal,mesaj,meltem ve ilmi araştırmalar vakfı bünyesinde yürüseydi etkisi çok daha fazla olacağını düşünmüşümdür hep..ama yinede allah razı olsun diyoruz bişeyler öğrendiysek gençlik çağımızda o vakıfta öğrendik..şimdi ocaklarda bizi farklı bulanlara o yuvayı övüyorum..olduğum yerdede haydar hocanın programlarına katılıyorum safımız belli olsun müslüman-türk sahipsiz kalmasın diye..