Uluslar arası arenada ki “Satranç oyunu” kıyasıya bir mücadeleye sahne oluyor.
Sarkozy, seçimlerde rüzgârı kendi lehine çevirebilmek için sözde soykırım iddiaları ile ilgili yasa tasarısı hamlesini yaparken, yapılan bu hamlenin, sadece Ermeni vatandaşlarının oyuna yönelik olmadığı görünüyor.
Amerikan Başkanlık seçimlerinde kullanılan savaş siyaseti, Fransa’da da hayata geçirilmeye çalışılıyor. Tıpkı Oğul Bush’un, başkanlık seçimini kazanmak için Irak’a askeri müdahalede bulunma yolunu tercih etmesi gibi.
Aradaki fark ise Sarkozy’nin; bu cesareti, kimine göre ise bu çılgınlığı gösterememesi. Ayıca Libya’da yapılan müdahalenin ekonomik olarak değil ancak, siyasi anlamda istenileni vermemesi yeni arayışlara yöneltmiş Sarkozy efendiyi. Uluslar arası bir gerilim sayesinde, muhafazakâr Fransız oylarını devşirmek için Türkiye ile yapay bir sorun yaratmaya çalışıyor.
Bu durum Ermeni diasporasının da işine geliyor hani. Sözde iddialarını gündemde tutma şansı altın bir tepsi içerisinde sunuluyor.
Türkiye’nin karşı hamleleri de oldukça zekice. Özellikle Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında yaptığı tespit beraberinde doğru adımlar getirecek gibi gözüküyor. Başbakanın toplantıda kullandığı şu cümle önemliydi.
“Türkiye öyle büyük bir ülkedir ki, dostluğu büyük bir paye olduğu kadar; küçük insanlar için husumeti bile bir payedir. Ama biz, Fransa’daki ırkçı yaklaşıma bu payeyi bile vermeyeceğiz. Hiç kimsenin ‘Türkiye ile kavga ediyorum’ deyip böbürlenmesine fırsat tanımayacağız. Hiç kimsenin Türkiye üzerinden siyasi rant sağlama girişimine imkan vermeyeceğiz.”
Uluslararası siyasi arenada devam eden satranç oyunu özenli, dikkatli ve titiz hamlelerle yapıla gelsin; Gümüşhane siyasetinde ise bu durum tam tersine işliyor. Ne AKP, ne CHP ve ne de MHP teşkilatları bu ince siyasi hamlelerin yanından bile geçemiyor.
Yok vekil il başkanıyla tokalaşmamış,
Yok onun şöyle yolsuzlukları varmış,
İhaleyi şuna paslamış,
Dükkanı buna söz vermiş,
Daha neler neler.
Siyasi rakiplerimiz hakkında boş konuşmalar yapıyor, çözümlenecek sorunlarımız dururken enerjimizi gereksiz yönlere harcıyoruz.
BAŞBAKAN SATRANÇ OYNARKEN,
BİZ HALA BARBUT’LA ZAMAN KAYBEDİYORUZ.
Sarkozy, seçimlerde rüzgârı kendi lehine çevirebilmek için sözde soykırım iddiaları ile ilgili yasa tasarısı hamlesini yaparken, yapılan bu hamlenin, sadece Ermeni vatandaşlarının oyuna yönelik olmadığı görünüyor.
Amerikan Başkanlık seçimlerinde kullanılan savaş siyaseti, Fransa’da da hayata geçirilmeye çalışılıyor. Tıpkı Oğul Bush’un, başkanlık seçimini kazanmak için Irak’a askeri müdahalede bulunma yolunu tercih etmesi gibi.
Aradaki fark ise Sarkozy’nin; bu cesareti, kimine göre ise bu çılgınlığı gösterememesi. Ayıca Libya’da yapılan müdahalenin ekonomik olarak değil ancak, siyasi anlamda istenileni vermemesi yeni arayışlara yöneltmiş Sarkozy efendiyi. Uluslar arası bir gerilim sayesinde, muhafazakâr Fransız oylarını devşirmek için Türkiye ile yapay bir sorun yaratmaya çalışıyor.
Bu durum Ermeni diasporasının da işine geliyor hani. Sözde iddialarını gündemde tutma şansı altın bir tepsi içerisinde sunuluyor.
Türkiye’nin karşı hamleleri de oldukça zekice. Özellikle Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında yaptığı tespit beraberinde doğru adımlar getirecek gibi gözüküyor. Başbakanın toplantıda kullandığı şu cümle önemliydi.
“Türkiye öyle büyük bir ülkedir ki, dostluğu büyük bir paye olduğu kadar; küçük insanlar için husumeti bile bir payedir. Ama biz, Fransa’daki ırkçı yaklaşıma bu payeyi bile vermeyeceğiz. Hiç kimsenin ‘Türkiye ile kavga ediyorum’ deyip böbürlenmesine fırsat tanımayacağız. Hiç kimsenin Türkiye üzerinden siyasi rant sağlama girişimine imkan vermeyeceğiz.”
Uluslararası siyasi arenada devam eden satranç oyunu özenli, dikkatli ve titiz hamlelerle yapıla gelsin; Gümüşhane siyasetinde ise bu durum tam tersine işliyor. Ne AKP, ne CHP ve ne de MHP teşkilatları bu ince siyasi hamlelerin yanından bile geçemiyor.
Yok vekil il başkanıyla tokalaşmamış,
Yok onun şöyle yolsuzlukları varmış,
İhaleyi şuna paslamış,
Dükkanı buna söz vermiş,
Daha neler neler.
Siyasi rakiplerimiz hakkında boş konuşmalar yapıyor, çözümlenecek sorunlarımız dururken enerjimizi gereksiz yönlere harcıyoruz.
BAŞBAKAN SATRANÇ OYNARKEN,
BİZ HALA BARBUT’LA ZAMAN KAYBEDİYORUZ.