BİR DAĞIN GÖÇMESİNE ŞAHİT OLMAK

İnananlar için ölüm kuşkusuz bir son değil başlangıçtır. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibidir aslında; “Ölüm ne güzel şey odur perde arkasından haber,hiç güzel olmasaydı ölürmüydü Peygamber ''. Zaman zaman haberlerde yahut gazetelerde ölüm haberlerini okuduğumuz zaman yüreğimize yerleşen acı, yakınlarımızı, hele de ana yahut babamızı kaybettiğimiz zaman kederli bir tahribat yapıyor. Elbette sabrı veren Yüce Mevla, acı ve kederimizin bir süre sonra dinmesine vesile oluyor, ölümü kabulleniyoruz. Aksi halde o ilk acının ateşini hangi yürek taşıyabilir ki?

Birkaç gün önce kaybettiğim babamın ölüm haberini alınca adeta bir dağın içimden göçtüğünü hissettim. Birinci derece ilk acımdı bu. Meğer varlığında güvendiğimiz, himayesinde mutlu olduğumuz, sevgisi ve ilgisiyle halen çocuksu hallerimizi yaşadığımız; Hakka yürüdüğünde ise bir nevi sahipsizliğin, yalnızlığın  derinliğine gark oluyormuşuz..


“Yaşarken kıymet bilmek” deyimi hepimizin malumudur. Bu sadece anne-baba değil, yakınlarımız, dostlarımız ve arkadaşlarımız içinde geçerli. ‘Ölümlü dünya’ diye tarif edilen aslında anlık bir yaşamı ifade ediyor. Çünkü kimin ne zaman ve nerde öleceğini ancak bizi yaradan biliyor. İyi kul olmak, iyi insan olmak ahrette de  mutlu olmak için en önemli referans.


Bilerek yahut bilmeyerek kırılan kalpler, günahlar açık tövbe kapısının içerisinde affedilecektir. Ancak kul hakkına maruz kalınan, hakkı gaspedilen, gıybet edilen, iftiraya maruz kalınanlardan helallik almadan ölmemek lazım.  Bu müslümanım diyen herkes için geçerli bir düsturdur.


Mevsimlere benziyormuş insan, baharında filizlenip, yazında deli taylar gibi koşan, sonbaharında olgunlaşan, kışın ise kuruyan gazeller misali.. Bana göre iyi insan; her mevsimi haklara riayet ederek geçiren, kalp kırmayan, kin beslemeyen, dinini elinden geldiğince yaşayabilen, şanlı Peygamberimizi rehber edinen, kul hakkı yemeyen, hırsızlık yapmayan, yalan söylemeyen, anneyi babayı üzmeyen, fitne çıkartmayan, devleti soymayan, yetimin, öksüzün malında gözü olmayandır.


Çünkü dağlar göçmeye devam ediyor. O dağlar göçmeden kıymetleri bilmek, yaşamın hakkını layıkıyla vermek gerektiğini öğretiyor ölüm bize..


Allah cümle ölmüşlerimize rahmet eyleye..
YORUM EKLE