BİR “ÖĞRETMEN EVİ” HİKAYESİ!

Tarihi geçmişi 1981 yılına kadar uzanan  “ Öğretmen Evleri” dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam Paşanın Türk Milli Eğitimine en büyük hediyesidir. Diğer Eğitim Bakanları da mutlaka bir şeyler yapmıştır. Ne varki küçükte olsa mutluluk getiren önemli işlere imza atan bakan sayısı üzücü ama gerçek,  iki elin parmak sayısını geçmiyor. .

Cumhuriyetin ilk yılları bakanlarından Mustafa Necati’nin ilköğretimdeki başarısı. İnönü döneminde Hasan Ali Yücel’in bilgiyi işe dönüştüren “Köy Enstitüleri” gerçeği Demokrat Parti döneminde Tevfik İleri’nin “İlk öğretmen Okulları”ndaki başarısı. ANAP yani Özal’lı yıllarda Metin Emiroğlu’nun “İşletmelerde Meslek Eğitimi” yani “ikili(dual) sistemi” hayata geçirmiş olması gibi yeniliklerden sonra denilebilir ki sonraki Eğitim Bakanları teşkilatta “fuzuli şagıl” durumunda kalmışlardır.

Günümüzde, Eğitim kökenli ve teşkilatın mutfağından gelen Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un ekibi ile birlikte yapmaya çalıştıklarını ilgi ile izleyenlerdenim. Değerlendirme için henüz erken. Dileğim o dur ki diğer iz bırakan bakanlar gibi O’da kalıcı eserlere imza atar.

Milli eğitim bakanları ile ilgili bu ufuk turundan sonra gelelim asıl konumuz olan “Öğretmen evleri” gerçeğine:

Hasan Sağlam Paşa’nın ses getiren “öğretmen evleri” İlk etapta yerel imkanlarla restorasyonu yapılan kamu binalarının devreye sokulması ile başlanılmış zamanla Ülke genelinde yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Ve bunda da başarılı olunmuştur.

Konaklama ve dinlenme gibi önemli ihtiyaçlara çare olan öğretmen evleri diğer yandan köyden kente-kasabaya gelen öğretmenlerin çantalarını bırakabilecekleri  güvenli bir mekanın da adresi olmuştur. Olmaya da devam etmektedir.

Gelelim İl’imizdeki durumuna;

Yıl: 1983 Vali ve Belediye Başkanı Doğan Ünlüsoy’un katkıları ile o zamanki Belediye binasının son katının bir bölümü,  otel kısmı olmayan sadece lokal hizmeti veren bir öğretmen evi olarak hizmete sokulmuştu.  Sadece “Öğretmen Evi” tabelası ile anılan, konaklama ihtiyacına cevap veremeyen bu tesis zamanla yadırganmaya başlandı. Öyle ya!..Mahrumiyet  yeri olan bu kente gelenler otel kısmı olmayan öğretmen evi için ”Böyle öğretmen evi mi olurmuş.Bu da  neyin nesi gibi hoşnutsuzluklarını dile getiren  yakınmalarının haklılığı karşısında  İl’in Milli Eğitim Müdürü olarak konuyu  Şehrimizi  yöneten büyüklerimize aktararak çözüm için destek istedim.

Yapılan görüşmeler sonunda Mülkiyeti Belediyeye ait olan “Gümüş Otel” eklentileri ile birlikte Özel İdarenin Mülkiyetinde olan Daltabandaki küçük sanayi sitesi  (şimdilerde yapılmakta olan AVM yeri)nin takası sağlandı. Böylece 1973 de yapılan Gümüş Otel el değiştirdi. Yeni sahibi Özel idare yani Valilik oldu. Tesis İl Genel Meclis kararı ile Öğretmen Evi olarak kullanılması için Milli Eğitim Müdürlüğüne devri aşamasında “Pişmiş Aş’a Su katmak”  kabilinden ani bir gelişme oldu.  Gümüş Otelin “Öğretmen Evi” olarak hizmet vereceği,  sivil vatandaşlarımızın da, tesisten yararlanacakları deklere edilmiş olmasına rağmen yerel bir gazetede Avukat bir hemşerimizin “Gümüş Oteli Öğretmen evi yapmak şehre ihanettir “ suçlaması şeklindeki yazısı idarenin duraksamasına neden oldu ve iş askıya alındı. Sonradanda vaz geçildi.

Mücadelemizi başka bir kulvarda sürdürdük şimdiki Telekom binasının yerinin istimlak işlerini tamamlayarak yeni bir öğretmen evi yapma projesini (1986 yılı)  yatırım programına aldırdık. Devam eden süreçte, “kendi okulunu kendin Yap” çerçevesinde, sonraki yöneticiler işgüzarlık ederek bu projeden vazgeçip 100Metre kare arsa karşılığında sefer tası şeklindeki bugünkü binayı inşa ederek  “Öğretmen Evi” olarak Gümüşhane ye hediye etmeyi başardılar. Oysaki ayni dönemde Bayburt ilçesine bugün dahi çok yönlü hizmet veren 100 yataklı Öğretmen Evi’nin hizmete sokulduğunu kaydederek güncel maksadımızı siz değerli okurlarla ve tüm eğitimcilerle paylaşalım:

Edindiğimiz bilgi ve yerel basında çıkan haberlere göre, Gümüş Otel müsteciri ile idare arasındaki kira sözleşmesi iptal edilmiş durumda. İl de konaklama sorunuda yaşanmadığına göre, Öğretmenlerimizin 35 yıl önce gasp edilen Gümüş Otel hakkının teslimi zamanı geldi demektir. “Her şey aslına rücu eder” özlü sözü kapsamında konu ele alınarak değerlendirilmeli ve Gümüş Otel Öğretmen Evi olarak geciktirilmeden tescil edilmelidir.

Tesisin adının Öğretmen Evi olması sivil yurttaşlarımız için asla bir handikap konusu olmamalı. Çünkü yurt genelinde tüm öğretmen evleri sıradan oteller gibi hizmet vermekte üstelik kalite ve fiyat yönünden de son derece imkanlı yerler olduğu bilinmektedir. .

Biz yazdık. Şimdi sıra Milli Eğitim yetkililerinde, öğretmenlerde, öğretmen ailelerinde onların çocuklarında, öğrencilerde, Eğitim Sendikalarında ve  İl’imizi yöneten değerli Büyüklerimizde. 

Ve Yunus’tan bir dörtlükle bitirelim

Gelin tanış olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim.

Bu dünya kimseye kalmaz

Not: Gümüşhane ‘yi Modern bir “öğretmen evi”ne kavuşturmak için verdiğimiz uğraşta emeği olan, Müdür Yardımcım, Sonradan Sivas ve Edirne Milli Eğitim Müdürü olan Hulusi Beşiroğlu, Şube müdürleri Şerafettin Ural (Müteveffa )rahmetle anıyorum. Sıtkı Işık, Süleyman Taşkın şef Ömer Salantur’u sevgiyle selamlıyor ve tebriklerimi yineliyorum.

ÇEVRE YOLU BAĞLANTILARINDAKİ BİLGİ NOKSANLIĞI YANILTIYOR.

Şehrimizin kuzeyinden geçen tünelleriyle beraber başlı başına bir sanat abidesi olan çevre yolu üzerindeki bağlantıları belirleyen trafik levhalarında yazılı olan uyarı ve bilgiler kuşkusuz yönetmeliklere uygundur. Ne var ki sürücülerden aldığımız yakınmalar levhalardaki bilgi noksanlığı nedeniyle, “ŞEHİR MERKEZİ” diye yazılan sapağa girince üç dört km. daha yol almak gerekiyor, diyerek birde öneri sundular. Örneğin.(Şehir merkezi Centrum Eskibağlar) gibi. Anlaşılan o ki bazı bilgi eklentileri yararlı olacaktır.  Yetkililer ne der bilemiyorum ama bize göre sürücüler haklı.

YORUM EKLE