Direnç Ağacı'nın Gözünden: İnsan ve Doğa İçin Bir Çağrı

Sevgili insan dostum,

Ben, senelerdir siz insanların birçok bilinçsiz hareketine rağmen, birçok yangından ve tahripten sağ kurtulmayı başarmış, Hatay’ın Belen Orman’ından tek yaşlı ağacım. İsmim Defne. Beni seven insan dostlarımın ve yangında kaybettiğim arkadaşlarımın taktığı isim ile Direnç. İnsan dostlarımın bana direnç ismini yakıştırmasının sebebi ise bunca badire atlatmama rağmen ve aşağıda kısaca size anlatacağım olaylara rağmen bu ormanda sağ çıkmış olmam. Tabi yaralarıma rağmen hala dik duruşum da bu ismin bana takılmasındaki bir diğer sebep…

Bu mektubum size ulaştığında hala hayatta olur muyum bilemiyorum. Ancak çevremde yeni yeni dikilen ağaç arkadaşlarımın da bizim yaşadığımız acıları tatmaması için sizden yardım istemek amacıyla bu mektubu kaleme alıyorum. Yalnız, bu mektubu sadece yardım istediğim için de yazmıyorum, sizin de geleceğinizle ilgili önemli uyarılarda bulunmak istiyorum. Yani hem bize yardım hem kendinize yatırım yapmanız için bu mektubu kaleme alıyorum. Çektiğim acıları uzun uzadıya anlatacak değilim, buna gücüm de yetmez zaten. Nitekim ben yaşlı bir ağacım.

Bundan yaklaşık beş sene öncesinde bu ormanın halka açılmasıyla başladı her şey. Başta çok sevinmiştik. İnsan dostlarımız olacaktı çünkü. İlk gelen ziyaretçilerim çok mutlu görünen bir çift idi. Ben de çok sevmiştim enerjilerini. Ta ki gövdeme isimlerini kazıyana dek... İlk o zaman yara almaya başladım. Canımı çok acıttı. Bu acının tarifi mümkün değil. Sevdiğini kız arkadaşının yüzüne söylüyordu halbuki, ne gerek vardı ki beni incitmesine? Derken o günden sonra her gelen çift üstümde kalp sembolü gördüğünden olsa gerek kendi aşklarını benim üstüme yazarak ilan ediyorlardı. Kimisi de boyuyordu. Çektiğim acıları kimse düşünmüyordu. Beni ölüme terk ettikleri, gövdemin bir kısmını çürümeye mahkûm ettiklerini bilmiyorlardı. O yüzden gövdemin hemen hemen yarısı çürük. Benim gibi birçok arkadaşım da öyleydi.

Derken bir seferinde de piknik yapan bir aile ziyaretimize gelmişti. Çocukları çok sevimli idi. Bize zarar gelmesin diye çevrede ateş yakmamışlardı. Çok duygulanmıştık, çok sevmiştik onları. Güneş çıkınca diğer ağaç arkadaşlarımızla kol kola vererek gölge yapıyorduk onlara. Ancak nerden bilebilirdik ki piknik sonrası istemeden de olsa yere bıraktıkları küçücük bir cam parçasının birçok arkadaşımı yok edeceğini… Evet, küçücük bir cam parçası aniden alev alıp birçok arkadaşımı aramızdan ayırdı. O gün bugündür sevmiyorum piknikleri. Sadece bu da değil ki sevmemenin nedeni. Ateş yakanlar da vardı piknikte, o ateşte yakmak için dallarımızı koparan, hatta kimi zaman adeta baltalayan da… Bundandır zaten gövdemin bir kısmının kesik olması.

Ormanın siz insanlara açıldığı bir sene içerisinde bunun gibi pek çok şey yaşadık ama yaralı da olsa hala bir orman ailesiydik. Ta ki o kara güne kadar… 2021 yılında başka bir ormandaki yangının bizim ormana kadar sıçrayıp arkadaşlarımın hepsinin yok edilişini izlediğim gün kadar korkunç olamazdı hiçbiri. Duyduğum kadarı ile başka bir ilden başlamış bu yangın. Ta kilometrelerce öteden gelmiş yani. Bu sefer ilk karşılaştığım kadar şanslı değildik ya da sadece yaralanarak sıyrılmadık. Çevremizdeki insan dostlarımız, itfaiyeci arkadaşlarımız bile yetişemedi bu kadar büyük yangına. Bende çok zarar gördüm, dallarım tamamen yok olmuştu. Gövdemle direniyordum yangına. Ancak en acısı arkadaşlarımın yok edilmesini izleyişim oldu. Her biri teker teker gözümün önünde kül oldu. Onlardan geriye bir tek güzel anılarımız, bazen sızlanışlarımız ve dertleşmelerimiz kaldı. Çok zorlanıyorum bunu anlatırken. Ancak bilin istiyorum, neler yaşadığımızı duyun istiyorum.

Eminim bunları isteyerek yapmamışsınızdır. Çünkü size hiçbir zararımız yoktu. Aksine size hep gölge olduk, anılarınıza eşlik ettik ve daha bir sürü şey. Evrenin renk cümbüşünün önemli bir bölümünü oluşturuyoruz. Bilirsiniz, zarar verilmemiş bir doğa, deniziyle, ormanıyla, gökyüzüyle inanılmaz bir renk cümbüşüdür zaten. Doğal güzelliğimiz bir yana, en önemlisi size, evrene nefes olduk, olmaya devam ediyoruz. Doğada çok önemli görevlerimiz var. Sizi birçok felaketten kurtardık mesela. Dünyadaki gelişen teknolojiye, fosil yakıtlara, karbondioksit fazlalığına rağmen biz size hep oksijen verdik, nefes almanızı sağladık. Yetişkin bir ağacın, türü ne olursa olsun, siz insanlardan yaklaşık beş kişinin günlük oksijen ihtiyacını karşıladığımızı bilmiyor musunuz? Sizlerin en büyük korkusu ve etkilerini hissettiğiniz küresel ısınmayı engellendiğimizi bilmiyor musunuz? Ya da sel facialarında suyu emerek zararını aza indirdiğimizi veya toprak kaymasını engellediğimizi de bilmiyor musunuz? Deprem bölgelerinizde zararı da en aza indiriyoruz. Yani kısacası sizi koruyoruz, sizin hala hayatta kalmanızı sağlıyoruz. Sadece size de değil, birçok canlıya ev sahipliği yapıyoruz. Siz insanlar dışında bünyemizde barınan binlerce hayanın yaşam kaynağıyız aynı zamanda. Ekosistemin vazgeçilmezi, sizin geleceğinizin teminatıyız kısaca. Yani bana, bize zarar vererek aslında kendinize, milyonlarca canlıya ve en önemlisi evrene zarar veriyorsunuz.

Kimileriniz bunu anlamış olsa gerek ki, çevremiz yeniden canlanıyor, bir sürü yeni ekilen ağaç arkadaşlarım oldu. Bilinçlendirme faaliyetleri başlıyormuş ülke genelinde. Daha doğrusu öyle duydum yan ormandaki ağaçlardan. Çok sevindim, bazı insan dostlarımız anlamış nihayetinde değerimizi. Mesela o insan dostlarımız sevgilisinin ismini üstümüze kazımak veya ailesi ile piknik yapmak yerine, çevremize ağaçlar dikiyor. Hatta en son gelen bir sürü genç orman yangınına sebebiyet verecek cam parçalarınızı, izmaritleri toplamaya başlamıştı. Her yere tabelalar asılmaya başlandı “Sigara İçmek Yasaktır!”, “Piknik Yapmak Yasaktır!” diye onlarca tabela. Bir tanesinde de faydalarımız yer alıyor. Kampanyalar başlatılmış sanırım yan ormana da bir sürü ağaç ekilmiş. Yeni yetişen milyonlarca ağaç…

Şimdi değerimizi anlayan insanlar artık sokağımızda koşuyor, bolca oksijen alıyor. Arada yorulunca dibimizde oturuyor. Hemen gölge oluyorum ona. Size de gölge olmak istiyorum. Ama buna ömrüm çok yetecek gibi görünmüyor. Eminim, diğer ağaç arkadaşlarım size gölge olacak, sizi koruyacak, sizi bu evrende yaşatacak. Yeter ki siz de bizi sevin, bizi kirletmeyin, yangına sebebiyet vermeyin.

Mektubuma son verirken yaşadıklarımızı ve tabi ki sizin de insan olmanızın verdiği kolaylıktan faydalanarak faydalarımızı çevrenizdekilere anlatmanızı, bizi korumanız için birlik olmanızı rica ediyorum. Hepinize gölge olalım, evreni hep birlikte koruyalım.

Sevgilerimle,
Belen Ormanından
Defne namı diğer Direnç Ağacı.

YORUM EKLE