Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise müfredatının düzeltilmesi işlemleri kapsamında, öğretim programlarının ana felsefesini içeren metni 2018 yılında güncelledi. Eğitim sisteminin, sadece akademik açıdan başarılı, belirlenmiş bazı bilgi, beceri ve davranışları kazandıran bir yapı olmadığı belirtilen metinde, "kök değerlere" vurgu yapılmaktadır. "Kök değerler" ise müfredatta "adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverlik" olarak belirlendi. 

İnsanoğlu yaratılışı gereği sosyal bir yapıya sahiptir. Bu sebeple içinde yaşadığı topluma ve kurallarına ayak uydurma durumundadır. Ayak uydurması gereken bu kurallar, içinde bulunduğu şahsiyete göre değişmektedir. Mesela bir baba olarak uyması gereken kurallar, bir komşu olarak uyması gereken kurallar veya bir amir olarak uyması gereken kurallar vardır. İnsanın her bir şahsiyetinde farklı farklı görev ve sorumlulukları vardır. 

Sorumluluk kelimesinin karşılığı mesuliyettir. İnsan üzerinde de doğal olarak bazı mesuliyetler yüklenmiştir. Peygamber efendimiz bir hadisinde bu mesuliyeti şöylece ifade etmiştir: “Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz.” 

Diğer canlılarda bulunmayan şuur ve iradeye sahip olan insan kendine has, değer yargıları, inancı ve yaşama şekliyle ayrı bir âlemdir. Bu sebeple insanın dinî, sosyal ve ahlâkî olarak istikameti seçmesi beklenir ve bu noktalarda sorumlu tutulur. Özellikle çocuklarımız için son derece önemli olan bu değer ile kazanılacak olumlu tutum ve davranışlar sayesinde sorumluluklarının bilincinde nesiller yetişecek ve umumi kalkınma sağlanabilecektir. Duyarlı birer vatandaş ve değerli bir insan olabilmek için sorumluluklarımız nelerdir?

-Ailemizin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak.

-Kendimiz ve ailemizin sağlığını korumak.

-Aile içerisindeki görevlerimizi yerine getirmek

-Dostlarımıza yardımcı olmak.

-Düşkünü, yetimi, fakiri gözetmek.

-Bulunduğumuz çevreyi korumak ve kollamak

-Vatanımıza ve bayrağımıza sahip çıkmak.

-Dini ve ahlaki vecibelerimizi yerine getirmek.

……………………………………………..

Elbette ki bu sorumluluklarımızı arttırabiliriz. Ne mutlu o kimseye ki görev ve sorumluluklarını bilir ve var gücüyle ifasına çalışır.
 

Bir Reçete: Mün’im-i Hakiki, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir. Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.

Başta Bismillah zikirdir.

Âhirde Elhamdülillah şükürdür.

Ortada, bu kıymettar hârika-i sanat olan nimetler Ehad-i Samed’in mu’cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir. Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise öyle de zahirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakiki’yi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir.

Ey nefis, böyle ebleh olmamak istersen Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle. Vesselâm. (Sözler 7)