ESKİMEZ DEĞERLER 8: VATANSEVERLİK

Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise müfredatının düzeltilmesi işlemleri kapsamında, öğretim programlarının ana felsefesini içeren metni 2018 yılında güncelledi. Eğitim sisteminin, sadece akademik açıdan başarılı, belirlenmiş bazı bilgi, beceri ve davranışları kazandıran bir yapı olmadığı belirtilen metinde, "kök değerlere" vurgu yapılmaktadır. "Kök değerler" ise müfredatta "adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverlik" olarak belirlendi. 

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir…
Orhan Şaik GÖKYAY

Doğup büyüdüğü vatanını, milletini büyük bir heyecan ve aşk ile seven, bu uğurda her türlü fedakârlığa sabredip katlanan kimse. Vatanına gönülden bağlı, onu her vakit yükseltme emelinde olan. Vatan ve milletine faydası dokunan veya bu uğurda çalışan. Bir kimsenin doğduğu topraklara, çocukluğunun geçtiği yerlere, hayal ve gayelerinin bir arada toplandığı yere duyduğu sevgi. Vatanseverlik ya da vatanperverlik yalnız milletini, doğup büyüdüğü yeri sevmek değil, ülkesinin bütün toprağını, dağını, taşını, ağacını, suyunu,  altında yatanı, üstünde gezeni sevmek ve değer vermektir.

Bu necip millet bu hakikati her daim hayatıyla bize ders vermektedir. Nasıl mı?
-    Bulunduğu şehirden kilometrelerce uzaktaki deprem bölgesine kamyonlarla yardım yollayarak.
-    Evinden, köyünden uzakta maden şehitlerine ağlayarak dualar ederek.
-    Sel felaketine maruz kalmış nice vatandaşına gönüllü olarak destek olarak.
-    Vatanının akciğerleri olan ormanları yandığında kendini cansiperane feda ederek.

Bu ve buna benzer örnekler o kadar çok ki. Bir öğretmen arkadaşım gönül köprüleri projesi ile daha önce gitmediği doğuda bir şehre gider. Orada yaşadıkları ve gördüklerinden çok etkilenir. Orada gördüğü vatan sevgisi, millet bilinci onu o kadar etkiler ki yıllar boyu unutmaz. Eminim ki bu vatanın her evladı, her karış toprağını ve her vatandaşını böyle sever ve sahip çıkar.

Bir Reçete: Ey Mü’mine kin ve adavet besleyen insafsız adam! Nasılki sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın, ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, Semavata işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ bir tek masum, dokuz câni olsa; yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.

Aynen öyle de: Sen, bir Hane-i Rabbaniye ve bir Sefine-i İlahiye olan bir Mü’minin vücudunda Îman ve İslâmiyet ve komşuluk gibi dokuz değil, belki yirmi Sıfât-ı Masume varken; sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir câni sıfatı yüzünden ona kin ve adavet bağlamakla, o hane-i maneviye-i vücudun manen gark ve ihrakına, tahrib ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şeni' ve gaddar bir zulümdür (Mektubat 263).

YORUM EKLE