GÜL VE DİKEN

Varlığı servetim yokluğu zulüm,
Edirne’den Kars’a var memleketim.
Beşikten mezara encamı ölüm,
Veysel’in sazında yâr memleketim.
İsmail HAYAL


Bir dal düşünün. Aynı toprak ve sudan beslenen bir dal, bünyesi üzerindeki dikene de güle de eşit şekilde hayat veriyor. Yağan rahmet eşit şekilde dökülüyor üzerimize. Dağdaki gevende, bağdaki çilekte nasibini alıyor eşit olarak bu sonsuz rahmetten.

Bir el düşünün. Zengin de fakir de olsa aynı yere ve yöne uzanıyor titreyerek. İhlas ve samimiyet olduktan sonra verenin rahmet kapısını sorgulamaya ne hacet. Dilediğine dilediğini veren o değil mi? İsyan niye, küsmek niye, sırt çevirmek de neyin nesi?

Bir toprak düşünün. Kuzeyde, güneyde, doğuda ve yahut batıda. Dünyanın herhengi bir yerinde. Aynı çizgilerle ve aynı renkle çizilmemiş mi sınırlarımız? Ki bu renk kanımızın rengiyse eğer. Bozkır olmuş, orman olmuş, deniz ya da bir dağ başı olmuş ne fark eder? Ki bu çerçeve içinde ve bağrında doğanlar kardeş değiller mi? Bu ayrı gayrı da ne?

İkilik yok birlik var,
Yalnız bunda dirlik var,
Yalnız bundadır felah,
Lailahe illallah
” dememiş mi şair? 

Bir aile düşünün. Anne, baba ve çocuklardan oluşan küçük ve sevimli bir aile. Birinin burnu kanasa, dişi ağrısa hepsinin yüreği sızlar öyle değil mi? El kırılır yen içinde kalır misali dertlerde gizlidir sevinçlerde. Dert aynı dert ve çözüm aynı mecrada. Ailenin selameti toplumun refahına denk, öyle değil mi? Toplumu inşa eden de aile değil mi?
Ve bir şehir düşünün. Gümüşhane gibi küçücük ve şirin bir aile tadında bir şehir. Herkesin birbirini tanıdığı, selam verdiği, samimiyetinden ve vefasından emin olduğu bir küçücük aile. Öyle bir şehir ki Gümüşhane Türkiye’nin her şeye rağmen yaşanabilir kentlerinin en başında geliyor. Sorarım size hangi şehirde evinizin kapısı açık uyuyabilirsiniz? Ve yine sorarım size bana bir Gümüşhaneli gösterin ki adı yolsuzluğa, hunhar bir cinayete, vatana ve millete ihanete ve yahut ülkeyi hortumlamaya karışmış olsun.

Yok dediğinizi duyar gibiyim. Elbette az da olsa yanlışlıklar olmuyor değil. Ama Türkiye geniş coğrafyasında devede kulak misali nahoş olayları da ben bu şehre mal edemiyorum. 

Gül ve diken. Gülsüz diken, dikensiz gül neye yarar? “Gülü seven malum dikene de katlanacak.” Türkiye’miz gül ve gülistan olsa da dikenler hep vardı ve maalesef hep var da olacaklar. Çapulcuyum diye gurur duyanlar bu bahçenin dikeni olsa da her şeye rağmen hoşgörü ve sabır ile memleketin huzur ve selametini düşünen gülleri bizi ümitvar etmeye yetiyor.
YORUM EKLE