GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ ve REKTÖRÜMÜZ

Gümüşhane gibi mahrum bölgelerin tabiri caizse ilacı hükmünde sayılabilecek en önemli yatırımı eğitimi ve dolayısıyla şehrin dışa açılan penceresi olan çiçeği burnunda Gümüşhane Üniversitesi’dir.
 
2008 yılında dağların avucunda ki bu hüzünler şehrinin dar coğrafyasında adeta nadide bir kardelen çiçeği misali boy veren Gümüşhane Üniversitemiz yine ülkemizin en genç ve en aktif Rektörü hemşerimiz İhsan Günaydın’la yapılanmaya başladı. İlkin şehirde var olan önyargılara ve mikro milliyetçiliğe kulak tıkayarak aksayan hantal kısımları bertaraf etti. halka hizmet Hakk’ın rızasından geçer felsefesi mucibince adeta gecesini gündüzüne katarak atıl durumda olan araziyi genişletmeye, güzelleştirmeye, sosyal, kültürel ve teknik donanımla adeta yeniden inşa etmeye başladı. Hal böyle olunca şehrin önyargıları birer birer bertaraf olurken genç rektörümüzün de hakkını verme aşamasında gözleri açılmıştır.
 
21 Şubat 2012 tarihinde şehrimizin gazeteci ve yazarlarına verdiği yemekte Rektör İhsan Günaydın;
 
Üniversitelerin bulundukları şehirlerdeki ekonomiye katkısı kaçınılmazdır. Her ile bir üniversite kurulması çok iyi bir proje oldu. Avrupa ve Amerika’da üniversitelerin bütçeleri kısılırken, bizde tam tersi durum söz konusu oldu. Bu da beyin göçünün tersine dönmeye başlamasına sebep olacak. Üniversitenin şehre her türlü katkısı olur. Üniversite bir şehrin dışarıya açılan penceresidir” dedi.
 
            Öte yandan biz Gümüşhaneliler olarak, dernekler ve Sivil Toplum Örgütleri olarak çiçeği burnundaki üniversitemize bakış açımızı değiştirmediğimiz müddetçe üniversitede bize tarihler öncesinden Diyojen’in verdiği mesajla elbette;
Gölge etme başka ihsan istemem” diyecektir. 
 
Gelin dilerseniz Gümüşhane olarak bir ince muhasebe yapalım. Kelkit için Aydın Doğan, Şiran için Beyazlar, Köse için İrfan Can ve Kürtün için İhsan Topkara elini taşın altına koyup bu yüke omuz verirken bizim Gümüşhane ve Torullu işadamlarımızdan haberi olan var mı?
 
Biz bardağın dolu tarafına değil boş tarafına baktığımız müddetçe ve bana ne dediğimiz zaman bu şehir olduğu yerde saymaya devam edecektir. Yeni filizlenen Gümüşhane Üniversitesi için elimizden geliyorsa bir şeyler yapalım. Yok, eğer elimizden hiçbir şey gelmiyorsa bir hayır işleyelim yani susalım. Çünkü biz konuştukça inanan insanların aşk ve şevkini baltalıyoruz.
 
Biz ne yapabiliriz. Bu şehirde öğrencilerin rahat edebileceği sosyal ve kültürel mekânları nezih hizmet anlayışıyla onların hizmetine sunalım. Evlerimizi çevre illerin rayiçlerine göre kiraya verelim. Bu çocukları birer Tanrı misafiri olarak algılayıp onlara kendi öz evladımıza gösterdiğimiz hassasiyeti gösterelim. Şehri yaşanabilir yapacak etkinlik ve hizmetlerde yarışalım. Esnaf olarak, ev sahibi olarak ve kısacası insan olarak bir empati yapıp kendimizi onların yerlerine koyalım.
 
Yaptığı hizmetler şehrin büyük bir yekûnu tarafından takdir gören rektörümüzü işte bu yüzden zaten GÜMÜŞ PORTRELER adlı eserimde yer verdim. Teşekkürler Sayın Rektörüm. Önyargılara kulak tıkayıp ibadet aşkıyla bu şehre ufuklar açtığınız için.
YORUM EKLE