15 Temmuz mesajları

Gümüşhane’de 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle yayımlanan mesajlar.

15 Temmuz mesajları

VALİ KAMURAN TAŞBİLEK

“15 Temmuz, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün, milletimizin azim ve kararlılığının, milli birlik ve beraberliğinin bütün dünyaya bir kez daha gösterildiği bir tarih, dünya toplumlarına ve devletlerine ders veren bir destandır.

Demokrasinin bir kez daha galip geldiği bu mücadelede; vatan topraklarımıza göz diken ve işgale kalkışan yedi düvele, bu toprakların sahipsiz olmadığını her zaman gösteren aziz milletimiz, 15 Temmuz 2016 tarihindeki karanlık gecede başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere TBMM Başkanımız, Başbakanımız, Bakanlarımız, Milletvekillerimiz, güvenlik güçlerimiz ve necip milletimiz, darbecilere karşı onurlu ve güçlü duruş sergileyerek, milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisimize, demokrasimize ve devletimize sahip çıkmışlardır.  Türk Milleti;  tıpkı Çanakkale’de, İstiklal Savaşında olduğu gibi tüm fertleriyle tek yürek olarak sokaklara dökülmüş ve bir kez daha yeri geldiğinde vatan ve bayrak uğruna şehit ve gazi olunabileceğini göstermiştir.

Yaşanan süreçte ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi Gümüşhanemizde de değerli hemşehrilerimiz, siyasi partilerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz başta olmak üzere tüm dinamiklerimiz, hain darbe girişiminin öğrenildiği ilk andan itibaren ortaya koyduğu irade ile birlik ve beraberlik ruhunun, bütün sorunların üzerinden gelmek için en önemli güç kaynağı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Kahraman milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutladığımız bugün vesilesiyle; istiklali ve istikbali için canı pahasına ülkesini savunan 15 Temmuz şehitlerimizi ve tarih boyunca aynı mukaddes değerler uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

MİLLETVEKİLLERİ HACI OSMAN AKGÜL, CİHAN PEKTAŞ

“15 Temmuz 2016 gecesi istiklal ve istikbalimizi, birlik ve beraberliğimizi hedef alan terör örgütü FETÖ’nün hain darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. 

Darbeci hainler; o gece milletimizin iradesini hiçe sayarak devletimize, huzur ve refahımıza kastedebileceklerini sandılar ancak necip milletimizi hesaba katmamışlardı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın kararlı duruşu ve çağrısıyla 15 Temmuz’da adeta ölümü öldürerek meydanları ve caddeleri dolduran; tanklara, toplara, tüfeklere ve hainlere meydan okuyan vatandaşlarımız isimlerini tarihe altın harflerle yazdırmışlardır.

15 Temmuz; milli iradenin vesayete, cesaretin ihanete, milletin hainlere galip geldiği bir demokrasi mücadelesinin adıdır. 15 Temmuz, hep birlikte Türkiye olduğumuzun, Anadolu olduğumuzun ilanıdır: Yüzyıllardır devam eden ihanet damarına indirilen en ağır darbedir. 

Kahramanlık genlerini bünyesinde daima muhafaza eden aziz milletimiz; bu tür hain girişimlere ve düşmanca saldırılara, 15 Temmuz’da olduğu gibi aynı iman gücü ve vatan sevgisi ile her daim karşı koyacaktır. 15 Temmuz, milletin darbe heveslilerine verdiği büyük bir ders olarak, şanlı tarihimizdeki yerini alacak ve hiçbir zaman hatırımızdan çıkmayacaktır. 

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün dördüncü yıl dönümünde; o hayâsız akını durdurmak için iman dolu göğsünü siper eden Şehitlerimizi rahmetle, Gazilerimizi hürmetle yâd ediyoruz. Rabbim ülkemize bir daha böyle karanlık günler yaşatmasın.”

BELEDİYE BAŞKANI ERCAN ÇİMEN

“15 Temmuz 2016 tarihinde Türk ve Türkiye düşmanları tarafından milletimizin özgür iradesine, demokratik değerlerimize karşı hain darbe girişiminde bulunmuştur. Milletimiz, kenetlenip ezanına, devletine, bayrağına, cumhuriyetine, demokrasisine, istiklâl ve istikbâline sahip çıkarak tüm dünyaya örnek olacak bir davranış sergilemiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde milletimiz, bu hain darbe girişimini demokrasi zaferine dönüştürdü. Bugün onurla ve gururla ifade ediyoruz ki, ömrünü milletine adamış Cumhurbaşkanımızın “ya istiklal ya ölüm” diyerek meydan okuması ve “vatan sana canım feda” ruhuyla direnişe geçen milletimizin darbecileri dize getirmesiyle bir destana dönüştü. Bu millet, kendisini esaret altına almak isteyecek hiç bir güce boyun eğmemiştir ve eğmeyecektir. Bizler ülkemiz ve milletimiz için her zaman daha büyük bir azimle çalışacak ve Türkiye’yi büyük hedeflerine taşıyacağız.

O gün milletimiz abdestini alarak sokaklara çıktı. 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkın çağrısıyla beraber ülkemizin her köşesinde olduğu gibi Gümüşhane halkı da, coşku ve heyecanla sokağa çıkarak üzerine düşen kutsal vatan görevini en güzel şekilde yerine getirmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi bu necip milletin tarihinde bir dönüm noktası hükmündedir. Milyonların demokrasi için canını ortaya koyduğu gecede milletimiz abdestlerini alarak hain darbe girişimine karşı sokağa çıkarak tek vücut halinde ölümüne bir direnişle darbecileri püskürtmüştür. Millî iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bombalanması ve FETÖ mensubu canilerin vatandaşlarımıza silâh doğrultması, birer ihanet simgesi olarak tarihe geçmiştir. Bu silahlı darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasıyla, Türkiye, artık yeni bir döneme girmiştir. Ülkemiz 15 Temmuz öncesinden daha güçlüdür.  

Unutmayacağız, Unutturmayacağız! 

İslam Dünyası’nın umudu olan Türkiye’mizin bekasına karşı yapılacak her türlü hain girişimin karşısında, 15 Temmuz’da yaptığımız gibi bedenimizi siper etmeye hazırız. 15 Temmuz gecesi aziz milletimizin yazdığı yüce destanı nesillerden nesillere, asırlardan asırlara aktarıp unutmayıp, unutturmayacağız. Diriliş ruhunu hep diri tutacağız.

15 Temmuz gecesinde, toprağa düşen tüm şehitlerimize Allah’tan Rahmet diliyor, vatanı için canını ortaya koyan gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü kutluyorum."

REKTÖR PROF.DR. HALİL İBRAHİM ZEYBEK

“15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain kalkışma hafızalarda yüzyıllara yayılacak derin etkiler bıraktı. Ülkemizin bağımsızlığına ve egemenliğine yönelik gerçekleştirilen hain kalkışım, tüm dünyaya ders niteliğinde bir direnişle son bulmuştur. Milletimizin bağımsızlığını korumak amacıyla yaptığı bu direniş yüzyıllar boyu hafızalarda kalacaktır. Türk milletinin iradesine kasteden, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 4’üncü yıldönümünde, şanlı milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyorum. Ülkemizi hain bir darbe girişimiyle bölüp, parçalamak isteyenlere en güzel cevabı 15 Temmuz’da bağımsızlığını hiçbir şeyle değişmeyeceğini dile getiren yüce milletimiz verdi. Akıl ve vicdanlarını, karanlık bir zihniyete teslim eden terör örgütüne karşı milletimizin gösterdiği bu direnişin tarihimizde önemi büyüktür. Hain darbe girişimiyle bayrağımıza ve ezanımıza kasteden hainlere karşı karanlık geceden aydınlık güne milletimizin dik duruşuyla ulaştık. 

15 Temmuz; 1071 Malazgirt ile başlayan, 1453 İstanbul’un fethi ile devam eden, akabinde Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları ile zirveye ulaşan mucizevi Türk destanının bir parçası olmuştur. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, demokrasimizin emsal savunucuları da Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi, 15 Temmuz 2016 tarihinde de bağımsızlığını korumak için canlarını ortaya koymuşlardır. 15 Temmuz’da yolları, köprüleri, meydanları, havalimanlarını doldurarak FETÖ terör örgütü mensubu hainleri hezimete uğratan aziz milletimize şükran borçluyuz. Milletimiz, bir kez daha zorluklar karşısında kenetlenebildiğini tüm düşmana göstermiştir. 

Ülkemizin bütün kurumları gibi Gümüşhane Üniversitesi olarak bizler de şehitlerimize karşı minnet borcumuzu ödemek ve üzerimize düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirmek adına, bilimin ışığında durmadan, yorulmadan üretmeye, vatanına ve milli değerlerine bağlı gençlerimizle ülkemizin aydınlık geleceğine koşar adımlarla ilerlemekteyiz. 

15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü adıyla tarihe geçen bu büyük zaferin yıldönümü vesilesiyle bir kez daha aziz ve mübarek kanlarıyla üzerinde yaşadığımız toprakları bizlere vatan kılan tüm şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. O karanlık gece canlarını ortaya koyarak ülkelerine sahip çıkan aziz milletimize de bir kez daha teşekkür ediyor, tüm gazilerimize de sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum.”

GTSO BAŞKANI İSMAİL AKÇAY

“15 Temmuz’da tüm dünya Türkiye Cumhuriyeti devletini Milletin iradesi dışındaki hiçbir gücün yönetemeyeceğini bir kez daha görmüştür.

15 Temmuz günü kalkışılan hain darbe girişimi bir darbenin ötesinde ülkemize yönelik düzenlenen bir işgal girişimiydi. Çünkü bu hain darbe girişiminin asıl amacı; ülkemizde bir kardeş kavgası başlatmak, Türkiye’yi iç savaş ortamına sokmaktı ve Türkiye Cumhuriyetini bir daha ayağa kalkamayacak duruma düşürmekti. Ancak Allah’a şükürler olsun ki 15 Temmuz günü başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Gazi Meclisimiz, Başbakanımız, siyasi partilerimiz, milletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve medyamızın kararlı duruşuyla Demokrasimizin, hiçbir kaba kuvvete teslim olmayacak kadar güçlü olduğunu herkese gösterdi. Bizlerde Gümüşhane TSO olarak şehrimizde tüm kitle iletişim araçlarını kullanarak 15 Temmuz gecesi tüm üyelerimiz ve basın mensuplarımıza atmış olduğumuz mesajla millet İradesinin yanında olduğumuzu ve millet iradesinden başka hiçbir iradeyi tanımayacağımızı belirterek milletimizle birlikte demokrasi nöbetleri tutup, bu hain girişim son bulana kadar bu değerlerimizi koruduk ve savunduk. Milletimiz Türkiye Cumhuriyeti devletini Milletin iradesi dışındaki hiçbir gücün yönetemeyeceğini darbeye karşı dik durarak açık şekilde ilan etmiştir.  Bu, tüm dünyaya örnek olacak bir tavırdır.  Kaynağı ne olursa olsun darbe ve terör bir insanlık suçudur. Bizler ülkemiz ve milletimiz için her zaman daha büyük bir azimle çalışacak ve Türkiye’yi büyük hedeflerine taşıyacağız. Bir kez daha 15 Temmuz’u asla unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı belirterek, şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum.”

AK PARTİ İL BAŞKANI AV.CELALETTİN KÖSE

“15 Temmuz 2016 gecesi memleketimizin bütün ufuklarını karartmaya azmetmiş, bir ihanet çetesi karşısındaki vakur, cesur ve alicenap tutumuyla tüm dünyaya örnek olan; vatanına, milletine, milli iradeye ve hukuk düzenine sahip çıkan aziz milletimizin onurlu duruşu her türlü takdirin üzerinde olduğunu göstermiştir.

102 yıl önce İstiklal Mücadelemizin seyrini değiştiren Kuva-i Milliye ruhunu 15 Temmuz'da da yaşatan, iç ve dış düşmanların hain emellerine karşı direnen, bağımsızlığımızı ve demokratik haklarımızı canı pahasına muhafaza eden ve 15 Temmuz Destanı'nı yazan her bir Türk Neferi halkımızın gönlünde mutena yerini almıştır. 15 Temmuz gecesi ve devam eden günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın halkı meydanlara çağırmasıyla bütün illerimizde olduğu gibi kahraman Gümüşhane halkı da, coşku ve heyecanla üzerine düşen kutsal vatan görevini en güzel şekilde ifa etmiştir.Bu hain ve menfur girişimi bertaraf ederek, tüm Türkiye'nin kaderini değiştiren ve demokrasiye karşı yapılan darbeye direnerek, bu uğurda Hakk'ın rahmetine kavuşan 249 şehidimizi rahmetle anıyor, 2500'e yakın gazimize de sıhhat ve afiyetler diliyorum. Vatanına, bayrağına ve milletin iradesine genç, yaşlı, kadın, erkek, çoluk çocuk demeden sahip çıkan ve en başta da günlerce, heyecanını hiç kaybetmeden Gümüşhane meydanlarını boş bırakmayan aziz Gümüşhaneli hemşerilerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ülkemiz karşıtı siyasal örgütlenmelere FETÖ, PKK ve DAEŞ gibi tüm terör odaklarına karşı en etkili mücadele, bu alanlarda milli birlik ve toplumsal çoğulculuk anlayışı ile hareket etmektir. 15 Temmuz gecesi halkımız bu dayanışmanın en bariz örneğini göstererek; bu vatanın birlik ve beraberliğinin bozulamayacağını, vatanın parçalanamayacağını ve bölünemeyeceğini bir kez daha tüm dünyaya haykırmıştır.

Bu vesileyle, bu toprakları canları pahasına ve her türlü fedakarlığı göstererek, bize vatan kılan Aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, gazi olan değerli kardeşlerimize de sağlıklı ve huzurlu bir ömür dilerken, Yüce Milletimize sevgi, saygı ve şükranlarımı sunarım.”
 

GÜMÜŞHANE ESNAF VE SANATKARLAR ODALARI BİRLİĞİ (GESOB) BAŞKANI BEYLER KARA


“Esnaf ve sanatkarların darbe ve kalkışma girişimlerine karşı her zaman devletinin yanında yer aldı. Ahilik gelenek ve kültüründen gelen, her zaman devletinin ve milletinin yanında yer alan, aileleri ve yanlarında çalışanlarıyla birlikte ülkemizin dörtte birini temsil eden esnaf ve sanatkarlarımız, nereden ve kimden gelirse gelsin, darbelere karşı dimdik ayakta olmuş ve ayakta olmaya da devam edecektir Esnaf ve sanatkarlarımız 15 Temmuz'da ezanımızın dinmemesi, vatanımızın bölünmemesi ve bayrağımızın inmemesi için ülkesine sahip çıkmış, kepenklerini açarak aziz milletimize moral vermiştir.

15 Temmuz hain darbe girişiminde devlet ve millet düşmanları kaybetti. Ahilik gelenek ve kültüründen gelen anlayışla esnaf ve sanatkarlarımız her zaman devletimizin yanında yer almıştır. Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi ülkemizin temel yapı taşı olan esnaflarımız nereden ve kimden gelirse gelsin milli iradeyi yok sayan her türlü darbeye, zorbalığa ve zalimliğe karşı dimdik ve kararlı bir şekilde ayakta durmuştur. Esnaflarımız demokrasi ve milli irade düşmanlarına bu mukaddes topraklarda devletimizi ele geçirme fırsatı vermemiştir ve bundan sonra da vermeyecektir. 15 Temmuz hain darbe girişiminde devlet ve millet düşmanları kaybetmiş, ülkemizin aydınlık geleceğini karanlığa çevirmek isteyenler hain odaklar hüsrana uğramıştır. O karanlık geceyi aydınlatan ise milletin asil evlatları, vatan ve devlet sevdalıları olmuştur. Ay Yıldızlı al bayrağımızın gölgesi altında sonsuza kadar hür ve bağımsız yaşamaya ant içmiş aziz milletimizin, bundan sonra da milli mücadele ruhu ile bu vatan toprağını koruyacağından kimsenin şüphesi olmasın. Hain emeller peşinde koşanlar, dün olduğu gibi, bugün de karşısında yüce milletimizi bulacaktır.”
 

MEMUR-SEN İL BAŞKANI MUSA UNCU

"15 Temmuz Cesaretle İhanete Karşı Koymanın,Direnişle Dirilişin Destanıdır.

15 Temmuz 2016, ülkemizi işgal etmek isteyen emperyalist güçlerin içimizden devşirdikleri hain kuklalar eliyle bağımsızlığımıza darbe vurmak, birliğimizi tarumar etmek, tarihsel misyonumuza son vermek için yaptığı kalkışmanın milletin güçlü iradesi sayesinde bozguna uğratıldığı tarihî bir gündür.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) devletin kılcal damarlarına sinsice sızarak milletin malı olan silahları millete doğrultmasının, meşru yönetimi saf dışı bırakarak ülkemizi efendilerine peşkeş çekme arzusunun, mazlumların son umudu, son kalesi Türkiye’nin varlığına kastetmesinin üzerinden dört yıl geçti.

15 Temmuz, hiçbir hak, hukuk ve ahlakta sınır tanımayan, çıkarları uğruna her şeyi göze alan FETÖ ihanet şebekesi; millî ve manevi değerlerimizi istismar ederek, dinî vecibelerimizi çıkar aracına dönüştürerek, milletin merhametini sömürerek, kökü dışarıda derin bağlantılarından aldığı talimatla büyük bir ihanete girişmiş, kendi milletine namlu doğrultmuş, kendi ülkesini işgale yeltenmiştir.

Hainler 35 uçakla millete ve kurumlarına bomba yağdırmış, 37 helikopterle masum insanlara yaylım ateşi açmış, 74’ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracı vatandaşlarımızın üzerine sürmüş, 3 gemiyi muhtemel olaylar için hazır bekletmiş, 3 bin 992 otomatik tüfek kullanarak stratejik kurumlara saldırmış, direnen halkı kurşun yağmuruna tutmuştur. 251 vatanperver insanımız şehit, 2 bini aşkın kahramanımız gazi olmuştur.

Darbenin ilk başladığı saatlerde Genel Başkanımızın çağrısıyla bütün teşkilatımızla organize bir şekilde, kadın erkek, yaşlı genç milletimizle birlikte mevzide yerimizi alır gibi alanlara aktık; minarelerden okunan selalarla milletimizin varoluş kararlılığının coşkusu ve direnciyle tankın önüne yattık, namlulara göğsümüzü dayadık, hainlerin silahlarına karşı masumların cesaretiyle bütün hesapları bozduk. Yüzyıllardır bu topraklarda niçin var olduğumuzu dosta ve düşmana o gece bir kez daha gösterdik.

Dünyanın dört bir yanında masumların ve mazlumların duasını alırken, küresel odakların ve iş birlikçilerinin yüreklerine korku saldık. Dünyanın unuttuğumuzu sandığı tarihsel misyonumuza duygu olarak yeniden döndük, misyonumuza sahip çıktık, hiçbir denklemin bizi hiçe sayamayacağını şehitlerimizin kanı, gazilerimizin cesareti, milletimizin dirayetiyle ortaya koyduk.

Sendika olarak, özlük mücadelesini özgürlüğümüzden bağımsız düşünmedik. Emeğimizin hak ettiği değeri alacağı tek yerin vatanımız olduğunu hiç unutmadık. Alın terimizi de kanımızı da damlatacağımız tek yerin bu topraklar olduğu düşüncesinden hiçbir zaman sapmadık. Örgütlü olmanın hakkını vererek, üyemizi de ülkemizi de korumayı en büyük ödev ve görev belledik. Şehit düştük, gazi olduk ama ‘bekleyip görelim’ demedik; demokrasi nöbetlerinde de milletimizle kol kola olduk.

İnsan hakları ve özgürlükler söz konusu olduğunda kimseye söz söyletmeyen ikiyüzlü Batı’nın diline pelesenk ettiği kavramların sadece kendisi için geçerli olduğunu, başkalarını hep sömürge olarak gördüğünü, istila ve işgal için bu kavramları sinsice kullandığını, o gece darbeyi yaşayan ve püskürten milletimizin cesaretine karşı duyduğu kayıtsızlıktan bir kez daha anladık. Darbeyi ve darbecileri kınamadılar, kınayamadılar. Kendi başkentlerinde bir olay olduğunda topluca yürüyen ülke liderleri Türkiye için tek cümle bile kuramadılar. Tam tersine, darbecilerin elindeki kanı yıkamak için medyayı kullandılar.

15 Temmuz’da verilen mücadele bağımsızlığımızın destanıdır. 15 Temmuz’da, Çanakkale’de koyun koyuna yatan şehitlerimizin miras bıraktığı birlik ve beraberlik milletimizi tek bir gövdeye dönüştürmüş, istikbalin istiklalden geçtiği kayıtlara bir kez daha düşmüştür.

Eğitim-Bir-Sen olarak, tarihin hangi kesitinde, dünyanın neresinde olursa olsun, tüm darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz. Bütün vesayet düzenlerini, milletin iradesine ipotek koyan anlayışları ve arayışları tartışmasız reddediyoruz. Milletimizin güçlü iradesiyle atlattığımız bu büyük badirelerden sonra yeni ufukları görmenin, yeni umutları menzil edinmenin vaktidir, diyoruz.

Çocuklarımızın ve gençlerimizin benliğinin bu tarihî bilinçle donanmasının, kimliğinin 15 Temmuz cesaretiyle neşvünema bulmasının geleceğimiz için en büyük tahkimat olduğuna inanıyor, tarihinden beslenmeyen bir neslin atide kaybolacağını düşünüyoruz. Eğitimin en önemli misyonlarından birinin de bu şuuru içselleştirecek işlere imza atmak, bireysel başarının yanı sıra toplumsal varoluşa da katkıda bulunacak; rekabet boyutuyla evrensel, ürettikleri boyutuyla yerel insan yetiştirmenin bu tehlikelere karşı en büyük barikat olduğuna inanıyoruz.

Hesapları kirli, elleri kanlı darbeci hainleri bir kez daha lanetliyor, şehitlerimizi minnetle yâd ediyor, gazilerimize sağlıklı uzun ömürler diliyoruz."

MÜSİAD GÜMÜŞHANE BAŞKANI ABDULBAKİ KARA

“4 yıl önce, Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir hainlik ve zalimlik nişanesi olarak kaydedilen 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni, aradan geçen zamana rağmen HALA ilk tank sesinin duyulduğu andaki kadar güçlü bir öfkeyle kınıyoruz. 

Dünyanın gözleri önünde yaşanan bu demokrasi katline, tüm dünyaya ders olacak nitelikteki cevabı, en mert ve yiğit şekliyle Türk Milleti vermiş, demokrasisine, vatanına ve devletine sahip çıkmanın tarihte eşine ender rastlanan bir örneğini canı pahasına sergilemiştir.

15 Temmuz gecesinde; genciyle, yaşlısıyla, kadın ve erkeğiyle kendi hayatını hiçe sayarak, vatan savunmasını her şeyin önüne koyup sokaklara çıkan aziz milletimiz, darbecilere geçit vermemiştir. FETÖ’nün hain emellerini boşa çıkaran bu azim, kararlılık ve vatan sevdası, bir daha böyle bir kalkışmaya bu topraklarda cesaret edilemeyeceğinin de en büyük teminatıdır.

Türk halkının ortaya koyduğu güçlü demokrasi mücadelesi, dillendirilmese dahi, biliyoruz ki tüm dünyanın gıpta ettiği, örnek aldığı bir beraberlik örneği olarak tarihin sayfalarına işlenmiştir.

Dil, din, ırk, cinsiyet ayrımından uzak bir kenetlenme örneğini yüz yıllardır bu topraklarda sergileyen milletimiz, bu hazin (hain) kalkışmayla birlikte; ülkemize yöneltilen saldırılara karşı “vatan savunmasını” esas alarak birlikte karşı koymanın gücünü bir kez daha ispat etmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere devletin çeşitli kademelerinde kümelenen FETÖ mensupları, devletimizin titizlikle yürüttüğü operasyonlar neticesinde tasfiye edilmiştir. Devletimizin bu alandaki mücadelesinin, ilk günden itibaren hiçbir şekilde sekteye uğramadan kararlılıkla sürdüğüne tanıklık ediyoruz.

Vatan Savunması Sözde Hamaset İle Yapılmaz 

Dünyanın en yaygın ve etkin STK’sı olan MÜSİAD, her zaman ve her koşulda milli iradeden yana tavır alarak, ona yönelen her tehdidin karşısında tereddütsüz durmuştur.

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin üzerinden henüz saatler geçmişken, tavrını, hiçbir şüpheye meydan vermeyecek şekilde açıkça ortaya koyan MÜSİAD, devletinin ve milletinin yanında olduğunu açıklamıştır. Yine çok kısa zaman içinde, bu hain kalkışmaya karşı verilen örnek mücadeleyi, yanlış bilinenleri, FETÖ eliyle çarpıtılan doğruları, Türkiye içinde 89 şubesinin yanında 95 ülkedeki 225 şube ve temsilcilik yaygınlığını ve gücünü ortaya koyarak tüm dünyaya aktarmak ve kamuoyuna anlatmak için, hiçbir bahanenin arkasına saklanmadan var gücüyle çalışmıştır. Çünkü biz biliyoruz ki vatan, bahanelerle savunulmaz!

MÜSİAD olarak, demokrasinin, bir ülkenin can damarı olduğu bilincinden hareketle, geçmişte olduğu gibi bugün de her koşulda demokrasi mücadelesinin içinde yer alıyoruz.

Şehitlerimizin kanı, gazilerimizin fedakârlığıyla kurulan ülkemizin, demokrasi ve halk düşmanı terör örgütleri tarafından tehdit altında tutulmasına, dış mihraklar tarafından hain planlara dâhil edilmesine hiçbir zaman izin vermedik, vermeyeceğiz.

Üzerinden 4 yıl geçmiş olmasına rağmen, acıları kalbimizde taze duran ve hiçbir zaman unutmayacağımız gibi, unutulmasına da müsaade etmeyeceğimiz 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin yazmış olduğu destanın yıldönümünde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’müzü tebrik ediyorum.”

ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ GÜMÜŞHANE ŞUBESİ

"15 Temmuz 2016’da yapılan darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçti. 4 yıl önce Türkiye, kanlı, karanlık bir geceye tanıklık etti. 

Bu kalkışmaya karşı mukavemet gösterirken yaşamını yitiren tüm kardeşlerimize bir kez daha Cenabı Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabırlar diliyoruz. Tüm yaraların sarılması, tüm yetimlere sahip çıkılması hepimizin asli görevlerindendir. 

Merhum Başbakan ve Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın vurguladığı gibi; “Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği değil inançlı ve imanlı gençliğidir.”

Bu söz milletimizin o gece verdiği mücadeleyi en güzel şekilde anlatan sözdür.

O gece millet iradesi ortaya konularak darbelere karşı milletimiz göğüs göğse çarpışmış ve FETÖ ile iş birliği içerisindeki Siyonistler güçlerin darbe girişimlerine dur demiştir.

Ancak geçen 4 yıla rağmen 15 Temmuz Darbe Girişimi, henüz tam olarak aydınlığa kavuşmamış, birçok soru cevapsız kalmıştır.Biz, ilerleyen zaman içerisinde bu kalkışmayla ilgili çok daha net bilgilere ulaşılacağına inanıyoruz.

15 Temmuz Kalkışması öncesi ABD’li generallerin Türkiye’de cirit atması ve kalkışmada İncirlik Üssü’nün oynadığı rol unutulmayacaktır. 

ABD’li General John Campbell, 15 Temmuz öncesi iki kez gizlice Türkiye’yi ziyaret etmiş, Erzurum’da ve Adana’da darbecilerle gizli görüşmeler yapmıştır.  

CIA tarafından oluşturulan bir ekip, Nijerya ile Türkiye arasında en az 6 ay süren para trafiği gerçekleştirmiştir. 

15 Temmuz Kalkışmasında adı geçen isimler hala ABD tarafından himaye edilmektedirler ve iade edilmemektedirler.  

Gayet net bir şekilde görülüyor ki, 15 Temmuz Kalkışmasını da, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi müdahaleleri planlayan merkezler organize etmişlerdir.

15 Temmuz Kalkışmasını değerlendirirken, kalkışmanın küresel planlayıcılarının ve taşeronlarının neyin peşinde olduğunu doğru bir şekilde analiz etmek gerekir. 

Üzerinde yaşadığımız topraklar dünya tarihine yön vermiş düşüncelere ve savaşlara ev sahipliği yapmıştır.  

Dünyaya egemen olmak ya da dünya egemenliğini sürdürmek isteyen her gücün gözü bu topraklarda olmuştur. 

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile tamamen tarihin dışına itilmek istenen Müslümanlar, küresel güçlere bu topraklarda mukavemet göstermiştir.

15 Temmuz Kalkışması da yine bu coğrafyanın mukavemeti ile karşılaşmıştır.  

Bu topraklarda yaşamanın ne olduğunun farkına varmış herkes bilir ki bu coğrafya zor bir coğrafyadır. 

Türkiye, son derece yüksek bir stratejik öneme sahiptir. Çünkü;

1-İki okyanus, üç kıta ve sekiz deniz arasındaki ticaret yollarına en yakın noktadadır.

2- Enerji kaynaklarının ve enerji nakil yollarının denetimi için ideal bir coğrafyadır. 

3-İklim ve coğrafik özellikleri açısından tarım ve hayvancılığa son derece elverişli bir bölgedir. 

4-Endemik bitki türleri ve biyolojik çeşitlik açısından yaşamın devamında avantajlı bir ülkedir. 

5-Genç nüfusu ve tarihi birikimiyle İslam coğrafyasının potansiyel lideri olan bir toplumun yurdudur. 

6-Emperyalizmin ileri karakolu İsrail’in küstahlıklarına en sert cevabı verebilecek yeterliliktedir. 

İşte küresel güçler tüm bunların farkındadır ve Türkiye’nin sürekli olarak kendi kontrollerinde olmasını istemektedirler.

15 Temmuz Kalkışmasını planlayan güçlerin hedefleri ve çıkarları iyi analiz edildiğinde, 15 Temmuz Kalkışması;

1-Türkiye’nin ABD’ye bağımlılığını kuvvetlendirmeyi hedeflemiştir.

2-Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerini normalleştirmeyi ve her alanda Türkiye-İsrail işbirliğini hedeflemiştir.

3-Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyelik hedefinin haricinde bir başka hedefin ardından gitmesini engellemeyi hedeflemiştir.

4-Etkinleştiğinde tüm insanlığa umut olabilecek D-8 gibi bir projenin âtıl durumda bırakılmasını hedeflemiştir.

5-Sapkın bir proje olan Dinlerarası Diyalog çalışmalarının sürdürülmesini hedeflemiştir.

6-Türkiye’nin faize dayalı küresel sömürü sistemin içerisinde tutulmasını hedeflemiştir.

7-Siyonizm’le, emperyalizmle, faizle, İsrail ile barışık bir İslam yani Ilımlı İslam modelinin tüm zihinlerde yer bulması hedeflenmiştir.

8-Türkiye’yi başta İran olmak üzere İslam Ülkeleri ile çatışır hale getirmeyi hedeflemiştir.

15 Temmuz Kalkışmasında ABD’nin, AB’nin ve İsrail’in tavrı çok açık bir şekilde göstermiştir ki Batı’nın ipi ile kuyuya inilmez. 

Yine aynı şekilde sırf Batılı ülkeler istiyor diye komşu ve kardeş İslam ülkeleriyle uzaklaşmamıza yol açacak politikalar izlenemez. 

Bu ülkede toplumun refahı ve güvenliği için Batı’ya olan bağımlılık süreci mutlaka sonlandırılmalıdır.

Yine bu ülkede, İstanbul Sözleşmesi gibi aile yapımıza yönelik bir tehdidin yürürlükten mutlaka kaldırılması gerekmektedir.

Diğer taraftan bu kalkışma göstermiştir ki hakkı hak bilip haktan yana saf tutmamanın, batılı batıl bilip batılın karşısında durmamanın çok sıkıntılı sonuçları olmaktadır. 

İslam’ın temel prensipleriyle çelişen bir takım düşünce ve davranışlar, İslam’danmış gibi gösterilmiş, kitleler bu fikirler etrafında toplanmış, ancak tüm bu olup bitenler karşısında çıkar ilişkileri yüzünden kayıtsız kalınmıştır. İşte bu da ayrı bir felakettir.

Hangi siyasi görüşten olursa olsun biz bu ülkeyle, bu ülke insanıyla sevgi bağları olan herkesin bu ülkenin iyiliği ve güzelliği için gayret ettiğine inanıyoruz.  

Bu ülke hepimizin, bu ülkenin geleceği hepimizin çocuklarının geleceğidir. 

Türkiye, tüm insanlığa saadet getirecek bir medeniyet projesini yüklenebilecek potansiyele sahiptir. 

Tüm gücümüzle, gayretimizle, samimiyetimizle bunun için çalışmalıyız. 

İnsanlığa saadet getirecek bir medeniyeti inşa edebilmek için;

Hem toplum hem de devlet olarak ahlakı öncelemeliyiz.

Herkes için adaleti tesis etmeliyiz.

İnsanlara aslı astarı olmayan gerekçelerle telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaşatmamalıyız. 

Herkes için emin bir ortam tesis etmeliyiz.

Herkesin refahı için çalışmalıyız.

Herkesin geleceğe umutla bakabildiği bir ortam oluşturmak için çalışmalıyız.

Birbirimizle kardeşliğimizi yeniden tesis etmeye, sevgi bağları oluşturmaya, haksızlıkları gidermeye, yaraları sarmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.

Allah bu milleti Siyonist İsrail’in, ırkçı emperyalizmin ve onların vicdansız kuklalarının şerrinden korusun.

Bu vesileyle bu vatan uğruna şehit düşmüş tüm askerlerimize, tüm vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı dileriz. Allah, milletimize bir daha böyle bir karanlık gece yaşatmasın.”

SAĞLIK-SEN İL BAŞKANI ENGİN KARABULUT

“15 Temmuz Hain darbe girişimini Unutmadık, Unutturmayacağız!

Bu yıl 15 Temmuz hain darbe girişiminin 3. yılındayız. 15 Temmuz bize iki şey hatırlatıyor. Birincisi FETÖ’cü ihanet, ikincisi ise kahramanca direniş, vatana sadakat, şehadet ve yeniden diriliş. İhaneti de sadakati de unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çünkü gaflete uyuyan ihanete uyanır. 15 Temmuz bir şehadet geçididir. Çanakkale’nin kınalı kuzularının, Kafkasların, Sarıkamışların, Yemenlerin hikâyesidir. 15 Temmuz bir şehadet şölenidir! 15 Temmuz bir diriliş gecesidir! 15 Temmuz bir iman manifestosudur! 15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız.

Hain darbe ve işgal girişiminde 8 binden fazla askeri personel, 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank,  246 zırhlı araç, 3 askeri gemi ve 4 bine yakın silah bu millete karşı kullanıldı. Meclis, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Özel Harekât Daire Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT saldırıya uğradı. Genelkurmay, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, TRT ve onlarca kurum işgal edildi. Onlarca kurumun işgalini ise millet engelledi. Darbe girişimi sonucu 251 kahraman kardeşimiz şehit, 2 bin 193 kardeşimiz de gazi oldu. 

O gece herkes gibi Memur-Sen ve Sağlık-Sen teşkilatları olarak da ayaktaydık. Teşkilatımızın her bir üyesi aileleriyle birlikte hainlere karşı durmak için meydanlarlaydı. 

Yine o gece sağlık çalışanlarımız da bir destan yazdı. Bombalara rağmen, kurşun yağmurlarına karşı darbeye direnen vatandaşlarımızı kurtarmak için canla başla mücadele ettiler. 

15 Temmuz gecesi yaralı kurtarmaya giden ambulanslarda yaşanan trajediler, hastanelerde sağlık çalışanlarımızın kucağında cennete giden demokrasi şehitleri ve özellikle meydanlarda olan sağlık çalışanlarımız milletimizle beraber büyük bir kahramanlık örneği gösterdi.

O gün ne kadar cesursak, bugün de aynı his ve bilinçle teyakkuz halindeyiz. 15 Temmuz’da kanımızla kurtardığımız emanetimizin, davamızın, geleceğimizin, inancımızın, sinsi stratejilerde kaybedilmesine izin vermeyeceğiz. Yeni tuzaklara karşı uyanık olacağız.

Bu vesile ile 15 Temmuz şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyor ve kendilerini şükranla anıyoruz.”

İLİM YAYMA CEMİYETİ BAŞKANI ADEM VARAN

“Tarih yapan ve tarih yazan büyük milletlerin büyük davaları ve insanüstü mücahedeleri vardır. Bu dava ve mücahedeleri, uğrunda ağır bedeller ödense de bütün dünyanın gıpta ile baktığı, tepeden tırnağa erdemle, cesaretle ve fedakarlıkla bezenmiştir. Aynı zaman da görkemlidir de. Görkemini, dayandığı imani köklerden ve ortaya koyduğu olağanüstü insani cehdlerden alır.

Yaşadığımız toprakları yurt kılma mücadelemize eşlik eden İslam'ın değerler manzumesi, hem fikri planda, hem de harp meydanlarında sürekli bir meydan okuma ile karşı karşıya kalmıştır. Ama her seferinde, Peygamberlerin varisleri olan gerçek âlimleri, hakkı her şeyin üstünde tutan yiğit liderleri ve yüreği imanla dolu her bir ferdi ile aziz milletimiz, canlarını ortaya koyarak bu toprakları vatan kılmışlardır.

İnsanlığın yegâne kurtuluşu olan ve insanlık tarihine nice medeniyetler armağan eden İslam medeniyetinin, tarih boyunca en önemli aktörü olagelmiş aziz milletimiz, her devirde insanlığın umudu olmuştur.

Ancak 1990'lı yıllarla birlikte kurulmakta olan yeni dünya düzeninde İslam'a ve Müslümanlara yer vermek istetmeyen ve bütün bir İslam coğrafyasını ateş deryasına çevirmek isteyen küresel müstekbirler, hedeflerine ulaşmak için önlerinde en büyük engel olarak gördükleri, yeryüzünün tüm mazlumların umudu olan aziz milletimize karşı cepheyi daha da genişletmişler, yerli işbirlikçileri hainler de dahil olmak üzere bir çok terör örgütünü de harekete geçirmişlerdir.

Parçaladığı, yağmaladığı, derin acılar içinde bıraktığı İslam dünyasının onurlu ve gür sesi olmaya çalışan aziz milletimizin sesini kısmak, mazlumların bu umut ışığını söndürmek için var güçleriyle uğraşan müstekbirler, çağımızın haşhaşileri ile birlikte, 15 Temmuz 2016 gecesi bir kez daha karşımıza çıktılar.

Bu hain darbe ve işgal gecesinde, Anadolu insanı melekleri imrendiren bir kıyam ile sabaha kadar canla başla mücadele ederken, dünyanın tüm mazlum milletlerinin yüreği bu necip millet ile atmış, gözyaşı ile yoğrulmuş dualar, vatanın her bir mabedinden yükselen sâlâlar mazlum milletimizi sarıp sarmalamıştır.

Aziz milletimizin her bir ferdi, 15 Temmuz'un simge ismi Ömer Halis DEMİR başta olmak üzere 249 şehidimizin şahsında, kâfirlerin, zalimlerin ve hainlerin hanelerine düşen birer ateş, çağlara ve nesillere yol gösteren birer meşale, hiçbir hainin bir daha cesaret edemeyeceği bir kahramanlık destanı olmuştur.

Ruh köklerini Uhud'un yüce şehidi Hamza'dan, gemiler yakan Tarık b. Ziyad'dan, kefenini giyip atını düşmanın üzerine süren Alparslan'dan, haçlı güruhunu serseme çeviren Sultan Baybars'tan ve İstanbul'u ebedi İslam şehri kılan Fatih Sultan Mehmed'den alan bu millet hep birden şaha kalkmış, tarih yapan ve tarih yazan bir milletin ahfadı olarak yeni bir tarih yazmıştır.

Yüzyıllar içinde etle tırnak gibi kaynaşmış olan milletimizin dünyaya takdim ettiği bu kararlı tutum her türlü takdirin üzerindedir. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

15 Temmuz darbe gecesinin 4. Yıl dönümünde, bir kez daha, dünyanın tüm mazlumlarına umut, tüm mahrumlarına şefkat eli, tüm ezilmişlerine dert ortağı ve çare olmaya niyetli ve kararlı olan bu aziz milleti yok etmek ve bu vatanı bölüp parçalamak isteyen dâhili ve harici düşmanlara ve hainlere karşı, bütün kararlılığımızla ilan etmek istiyoruz ki, Yine başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bu ülkeye asla diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka asla boyunduruk vuramayacaksınız.

Bu kararlılıkla bir kez daha milletimizin şeref ve istiklali için cennete kanatlanan başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle ve şükranla yâd ediyoruz.

Bu şanlı direniş sürecinde gazilik mertebesine erişen kahramanlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Adeta Çanakkale'de olduğu gibi yedi düvele göğsünü siper ederek, bu aziz vatanı yeniden vatan kılan necip milletimizi şükranla ve saygıyla selamlıyoruz.

Darbeler açısından hafızası taze olan milletimizle birlikte, ezanları susturan darbelerden, darbecileri kahreden ve darbeleri püskürten salalara bizi ulaştıran Rabbimize nihayetsiz şükürler ediyoruz.

15 Temmuz Destanı yazan şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şifa diliyor, 15 Temmuz Destanının yıldönümünde vatanımıza, milletimize, devletimize, dinimize kast eden hain terör örgütü ve işbirlikçilerini UNUTMADIĞIMIZI, UNUTMAYACAĞIMIZI ve UNUTTURMAYACAĞIMIZI!

Tüm dünyaya haykırıyoruz.
SAYGILARIMIZLA”

Güncelleme Tarihi: 15 Temmuz 2020, 00:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER