Gümüşhaneli dağcılar Türkiye’nin zirvesinde

Gümüşhaneli dağcılar Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı dağı zirvesine tırmanış gerçekleştirdi. Zirve hayali kurarak bölgeye giden 8 sporcudan 6’sı zirve yaptı.

Gümüşhaneli dağcılar Türkiye’nin zirvesinde

Gümüşhaneli dağcılar Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı dağı zirvesine tırmanış gerçekleştirdi. Zirve hayali kurarak bölgeye giden 8 sporcudan 6’sı zirve yaptı.

Türkiye’nin çatısı olması nedeniyle hemen her dağcının ve doğaseverin hayallerini süsleyen 5 bin 137 metre yükseklikteki Ağrı Dağı zirvesi Gümüşhaneli dağcıları bir kez daha konuk etti.

İstanbul’dan gelen 6 kişilik sporcu kafilesiyle Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde buluşan Gümüşhaneli 8 sporcu Çevirme köyünden başladıkları yürüyüşlerini 3 bin 200 metrede bulunan ilk kamp alanına kadar sürdürdü.

Burada çadırlarını kurarak konaklayan sporcular geceyi sıfırın altına düşen hava sıcaklığında geçirdikten sonra ertesi gün 4 bin 200 metrede bulunan ve oldukça taşlık bir alan olan ikinci kamp alanına ulaştı. 

Kayaların içerisindeki ikinci kamp alanında kar yağışına yakalanan sporcular sıfırın altına 10 dereceye kadar düşen hava sıcaklığında yaz ortasında kışı yaşadı. Herkesin yazlık elbiselerle gezdiği, denize girdiği dönemde kışlık elbiselerle ve teknik malzemelerle kamp yapan sporcular burada “aklimatizasyon” denilen belirli bir yükseklikten sonrasına yapılacak tırmanışlarda vücudu o yüksekliğe alıştırma işlemi için iniş çıkışlar gerçekleştirdi.

Türkiye’nin birçok bölgesinden sporcuların bulunduğu alanda saatler 02.00’ı gösterirken 5 bin 137 metrelik zirve için sırt çantalarıyla beraber ağır adımlarla yürüyüşe başlayan sporcular 4 bin 800 metreye ulaştıklarında toprak zeminle irtibatları kesilerek buzulların üzerinde yürümeye devam etti.

Yüksek rakım rahatsızlığı gösteren Gümüşhane grubundan 2, İstanbul grubundan 3 kişinin geri dönmek zorunda kaldığı zirve tırmanışında soğuk ve sisli havada sporcular 5 bin 137 metreye çıkarak hayallerini gerçekleştirdi.

Etkinliğe oğluyla birlikte katılarak zirve yapan sporculardan eğitimci Ertuğrul Oğuzhan, ortaokuldayken Türkçe öğretmeninin okuması için verdiği Yaşar Kemal “Ağrı Dağı Efsanesi” isimli kitabın kendisini çok etkilediğini ve bir gün Ağrı dağının zirvesine çıkma hayali kurduğunu belirterek, “Buraya gelmeye aniden karar verdim. Bu fırsatı kaçıramazdım. Sporcu arkadaşlarımız ve oğlum Kağan Oğuzhan ile zirveye çıktık. Gözlerimden düşen sevinç yaşları buza dönüşüyordu. Baba oğul dünyada Ağrı Dağının zirvesine çıkan, ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandıran ender kişilerden olduğumuzu düşünüyorum. Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi kitabındaki cümlelerini zirvede yâd etmenin mutluluğunu yaşadım.  5 günlük yolculuğumuzda çok güzel insani duygular yaşadık. Çok değerli abiler ve kardeşler tanıdım. Sonsuza kadar bu dostluklar inşallah devam eder” dedi.

Almanya’da yaşayan Gümüşhaneli bilgisayar mühendisi Sezai Aslan ise Türkiye'nin çatısı olan Ağrı Dağının uzun süredir hayalindeki bir rota olduğunu belirterek, “Gümüşhaneli arkadaşlarımızla bu hayalin peşinde adım adım beraber yürüdük ve bu havayı 2 bin metreden başlamak üzere, 3 bin 200 metrede, 4 bin 200 metrede ve son olarak 5 bin 137 metrede ciğerlerimize hapsettik. Zorlu ve sisli geçen zirve yürüyüşünü kramponlarımızla ve rehberlerimizle güvene aldık. Zirvede ay yıldızlı bayrağımızı açarak başarımızın sevincini hep beraber yaşadık. Aynı gün 5 bin 137 metreden araçlarımıza bitemeyen dönüş yolunda ise irademizi daha da güçlendirme fırsatı bulduk. Araçlara yaklaştıkça Ağrı’ya tekrar gelme hissi ve içimizde bir buruk hüzün yeşermeye başladı. Zirvede tekrar görüşmek üzere, bekle bizi Ağrı” diye konuştu.

Bir diğer sporcu Hülya Çubukçu ise Ağrı dağına zirve tırmanışı yapmanın hep hayali olduğunu belirterek, “Dağa tırmanmak, kendini, sınırlarını ve yeteneklerini keşfetmek çok güzel. Soğuğu, güneşi, ani değişen hava durumunu ve coğrafyayı hissederek yürümek bambaşka güzel. Belirli noktalarda yaptığımız kamplar ve akşamları çay eşliğinde ettiğimiz sohbetler çok keyifliydi. Benim için yorucu ve zor bir zirve tırmanışı oldu fakat zirvenin verdiği huzur, sevinç hepsini unutturdu. Ağrı Dağı bir daha asla gelip çıkmam dediğiniz fakat Doğubayazıt’tan ayrılırken bir sonraki gelişin hayalini kurduran dağdır. Dağcılığa ve dağlara gönül veren herkesin burayı görmesini zirvedeki yaşanan duygu selini yaşamasını tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.

Ağrı dağına 7.kez zirve yapan Mustafa Akbulut da “Ağrı Dağı dağcılık camiası için bir efsanedir. Her çıktığında hıçkırarak zirveyle dertleşmek insana dünyanın en tatlı huzurunu veriyor. Her çıktığımda bu son desem de bir tanesi küp gölü istikameti yani kuzeyden olmak üzere 7. zirvemdi. Bu çıkış son olacak mı bilemiyorum. Sıhhatim elverdikçe çıkarım diye düşünüyorum. Bu çıkışı İstanbul’dan gelen bir arkadaş grubu ve Ukraynalı kalabalık bir gurupla yapma fırsatı bulduk. Değişik arkadaşlar, dostlar edindik. Her defasında değişik tecrübeler edindiren Ağrı Dağı yine bize birçok şey öğretti” şeklinde konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER