İmera Manastırında restorasyon başlıyor

Gümüşhane merkeze bağlı Olucak köyü sınırları içerisinde yer alan, 1710 yılına kadar kadınlar manastırı olarak kullanılan, 1827 yılında özel izinle büyütülen Doğu Karadeniz’in önemli inanç yapılarından biri olan İmera manastırının çatı, kapı ve zeminde yapılacak restorasyon çalışmaları başlıyor.

İmera Manastırında restorasyon başlıyor

Gümüşhane merkeze bağlı Olucak köyü sınırları içerisinde yer alan, 1710 yılına kadar kadınlar manastırı olarak kullanılan, 1827 yılında özel izinle büyütülen Doğu Karadeniz’in önemli inanç yapılarından biri olan İmera manastırının çatı, kapı ve zeminde yapılacak restorasyon çalışmaları başlıyor.

Çalışmaları yerinde görmek için Olucak köyünde incelemelerde bulunan Vali Okay Memiş, Gümüşhane’nin tarih boyunca sahip olduğu özel konum nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Karadeniz ile Doğu Anadolu bölgeleri geçiş güzergahında olan kültürel anlamda zengin bir şehir olduğunu, bu vadide bulunan İmera ve Krom Antik Kentlerini bölgenin kazanımına sunmak için çalışmalara devam edileceğini belirtti.

Vali Memiş, beraberinde İl Genel Meclis Başkanı Şerif Bayraktar, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, İl Genel Meclis Üyesi Mustafa Adil Gürses, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Ateş, Muhtarlar Derneği Başkanı Gürbüz Demir, Gümüşhane Müzesi yetkilileri, köy muhtarları ve yöre sakinleriyle merkeze bağlı Olucak köyü sınırları içinde yer alan bölgede incelemelerde bulundu.

İmera Manastırının da bölgede mimari ve teknik açıdan en değerli ve en korunaklı manastırdan bir tanesi olduğunu söyleyen Vali Memiş, “Bunlar bize insanlığın mirası. Biz buraları ‘Hristiyan kültürüdür’ diye korumamazlık etmiyoruz. Biz bütün kültürlere, inançlara saygılı ve önem veren bir kültürden geliyoruz. Osmanlı coğrafyası ve modern Türkiye Cumhuriyeti, aynı değerleri koruyup kolluyor. Buralar bize turizm aracılığıyla ekonomik getiri sağlayacak, koruma kullanma dengesi içinde elimizden geleni hep birlikte yapacağız. Cehennem Vadisi üzerinde bulunan, İmera köyü ve Krom Antik Kenti var. Daha yukarı çıkıldığında Camiboğazı, Taş Köprü gibi yüzlerce önemli yayla sizi karşılıyor. Bir tarafta Sümela Manastırı diğer tarafta Santa Antik Kentine ulaşabilecek mükemmel bir güzergâh var. Böyle bir destinasyon kültür, tarih, doğa, endemik ve fotoğrafçılık gibi birçok turizm ürününü bir arada bulunduruyor. Rotasını çizdiğimiz bu destinasyon özellikli ve alternatiflerin hepsine sahip. Tarihi güzergâhların planlanarak tanıtılması kültür turizmi açısından önemlidir” dedi.
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER