Gümüşhane’nin seçim analizi

Bir seçim sürecini yaşadık ve bitti. AK Parti’nin, üç dönemdir milletvekilliği seçimlerinde yakaladığı başarının ardından Mustafa Canlı ile yola çıkan Milliyetçi Hareket Partisi,  başarılı bir seçim süreci sonrası istediğini aldı ve bir milletvekilini Ankara’ya gönderdi.

MHP’nin başarısında ki birinci unsur olarak parti içerisindeki huzuru gösterebiliriz. Kaybedilen Belediye Başkanlığı sonrası daha da kenetlenen MHP teşkilatında, birlik ve beraberlik örneği sergilenmiştir. Bu zaman zarfında milletvekilliği seçimleri hedef olarak belirlenirken, il başkanlığında dostça yaşanan görev değişimi sonrası ara vermeden seçim çalışmalarına başlanıyordu. Parti içerisinde İl Başkanlığı değişimi sorunsuz gerçekleşmekle kalmıyor, bayrağı Ali Ateş’e devreden Orhan Mazman, her daim halefinin yanında yer alarak davanın ne anlam ifade ettiğini gösteriyordu. En üst düzey yöneticisi bile tevazu erdemliliğini elden bırakmazken, elindeki bayrağı zirveye dikmek için kayalıklara tırmanıyor, hedeflenene ulaşmak için nefer olmayı tercih ediyordu.

MHP’nin başarısındaki bir diğer unsur olarak ise, aday belirleme sürecinin çok daha öncesinden Mustafa Canlı’nın çalışmalarına başlaması gösterilebilir. Kendine has özelliklerini de eklediğinizde, bu uzun süre içerisinde Canlı’nın, vatandaşların tercihlerini kendi lehine çevirmesi pek de zor olmamıştır. Dokunarak siyaset yapmayı seven, çocukla çocuk, büyükle büyük olabilmeyi başarabilen ve aynı zamanda çok uzun süredir  Gümüşhane’de yaşıyor olmanın verdiği avantajları kullanan Canlı, rakiplerinin bir adım önüne çıkmayı başarıyordu. Aynı siyaset anlayışı tercihi ile hareket eden İl Başkanı Ali Ateş ve teşkilatı da kendisine gereken desteği en iyi şekilde veriyordu.

AK Partide ise en büyük rakibinin tam aksine bir süreç yaşanıyordu. İlçe başkanlığı seçimlerinde birçok parti kurucusu küstürülüyor, dışlanarak sistemin dışına itiliyordu. Merkezde, Torul’da ve Kelkit’te yapılan tercih hataları partiye olan güveni yerel anlamda sorgulanır hale getiriyordu.

Özellikle Merkez İlçe ve İl Başkanlığı seçimlerinde yaşanan delege rezaleti ve kurucuların dışlandığı yönetim listeleri de, yanlış tercihler nedeniyle oluşan yaralara tuz biber oluyordu. Parti ve Recep Tayyip Erdoğan ile gönül bağı olanlar görmezden gelinirken, kendi istekleri doğrultuda hareket edecek isimlerin delege yapılması küskünlerin sayısını bir hayli artırıyordu.  Aday adaylığı sürecinde ise, il yönetiminin destek verdiği kişiler haricinde diğer aday adaylarına karşı takındığı tavır eleştirilecek bir başka konu olarak karşımıza çıkıyordu. Aday adaylığı başvuruları ve çalışmaları sırasında il yönetimi tarafından sergilenen hoş olmayan davranışlar da başarısızlığa davetiye çıkartıyordu.

Sonuç olarak ülke genelinde yaşanan oy kaybına yerelde yapılan yönetim hataları eklenince, AK Parti açısından çok kolay olan bir seçim kaybedilmiştir. Sorumluluk birinci derecede, seçim çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğini bilmeyen il yönetiminindir. İkinci sorumluluk ise il yönetimini bu hale getiren veya gelmesine müsaade eden 24. dönem milletvekillerinindir.

Ez cümle, ülkeyi düşünüp bütün vücudunu taşın altına koyanlardan bir eksiltip, sonuçlar belli olur olmaz iktidar sorumluluğundan korkarak ana muhalefet olmak isteyenlere bir ekleyin gitsin.

YORUM EKLE