GÜMÜŞHANE’YE KISA BİR BAKIŞ

Gümüşhane Yaz ile birlikte öz misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Yurtdışından, en çok Gümüşhaneli hemşerimizin yaşadığı İstanbul’dan, Kocaeli’nden, Ankara’dan ve Bursa’dan gelen gurbetçilerimiz sayesinde şehir canlandı, az da olsa esnafımızın yüzü gülmeye başladı.

20. Festivalimiz Mısır ve Suriye’de yapılan zulme dayalı katliamların gölgesinde içimiz buruk olarak kutlandı. Mısır ve Suriye’de bebek katliamına ağlamayı bile bize çok gören bilmiş hemşerilerimize İsmail Hayal’i yeterince tanımadıkları için açıkçası onlara bir şey söyleme ihtiyacı da duymuyorum. Kaldı ki bu şehrin her derdine kafa yoran, kalem oynatan, ıstırap çeken kalemlerini haince ve taraflıca eleştirmek bu şehre hiçbir şey kazandırmaz. Kaldı ki bizi eleştirenlerin bu şehre hangi alanda ne verdikleri de tartışılır. 

GÜSEV İstanbul’da kurulan vakfımız. Yaptıklarını sırf Allah rızası aşkına ve “sağ elin verdiğini sol el duymaz” felsefesince yapan hayırlı bir vakıf. Gümüşhaneli muhtaç öğrencilerimize verdikleri burs ve son olarak Milli Eğitim için büyük bir ihtiyaç olan kamyonet için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. İSTAÇ Başkanı Osman Akgül, GÜSEV Başkanı Vahit Olgun, Yönetim Kurulu Üyeleri Kurban Karagöz, Birol Hayal ve Aydın Delibaş olmak üzere emeği geçen her hemşerimize teşekkür ediyorum.

Sayın Turan Tuğlu’nun 27.08.2013 tarihli köşe yazısında Gümüşhane Tarihini yeniden masaya yatırması son derece anlamlı ve çok geç kalmış ve tamamlanması elzem derecede ihtiyaç olan bir konudur. Ancak Gümüşhane kültürü adına on bir eser kaleme alan şahsımdan ve diğer yazarlarımızdan da bahsetmesi şık olurdu. Ki Gümüşhane Tarihi başta olmak üzere diğer her türlü Gümüşhane merkezli çalışmalarda her kaleme ve her fikre ihtiyacımız vardır.

Kayalık yani yeni adıyla Oltanbey Mahallesi’nde sabah ışıkları ile başlayan kırıcı sesi akşamın karanlığına kadar adeta beynimize vurduğu tık tıklarla sabrımızı imtihan etmeye devam ediyor. Orada meydana gelecek olan şehrin güzel fotoğrafı adına sabrediyoruz.

Son günlerde Gümüşhane’de artan trafik kazaları korkunç boyutta ve ibret alınası hale gelmiştir. Bilhassa İkisu Mevkii, Hastane Önü, Karakol Köprüsü, Üniversite Çıkışı ve Pirahmet Kavşağı Azrail’in tam mesai yaptığı mevkiler olarak dikkat çekmektedir. Can ve mal kayıpları had safhasında seyrediyor. Yazıktır, günahtır. Gümüşhane bu kadar aracı inanın kaldırmıyor. Cebinde üç kuruşu olanın altında araba. Evi ile çarşı arası 100 metre olanlar bile arabadan aşağıya inmiyorlar. Parkomat uygulaması bile bu duruma çare değil.

Gümüşhane Üniversitesi yeni öğrencilerini bekleyedursun şehirde var olan barınma ve sosyal sorunlar geçmiş yıllarda olduğu gibi yine baş ağrıtacağa benziyor. Ev kiralarının başını alıp gitmesine çare bulmak gerekir. Öğrencileri potansiyel tehlike değil misafir hükmünde gördüğümüz vakit bu şehrin vizyon ve misyonu hakkında sağlam mesajlar verebiliriz.

Ve şehrin en önemli sorunlarından altyapı ve üst yapı hakkında konuşmaya ve yazı yazmaya korkuyoruz. Rabbimden tek duamız bu şehre aşırı yağmur ve akabinde sel felaketi vermemesidir ki ne dediğimi anladığınızı umuyorum. Çünkü dere yatakları tamamen binalarla doldurulmuş durumdadır. O dere yatağında yer alan koca apartmanların temelleri inanın suyun içinde.

Ve son olarak Salı Pazarı’nda merdivenlerde ve dükkân önlerinde bekleyen kadınlarımızın durumu Gümüşhane fotoğrafı olarak bizlere yakışmıyor.   
YORUM EKLE