HORTLAYAN ENFLASYON CANAVARI İLE MÜCADELE

Hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkan enflasyon kavramı, ekonomik olarak “belli bir zaman dilimi aralığındaki fiyat seviyesinin artışı” anlamı taşımaktadır. Zaman içinde aynı mala, sürekli artan ve farklı fiyatlar ödenmesi durumu enflasyonun basit bir tanımıdır. Bir örnekle açıklamak gerekirse, geçen yaz marketten 10  liraya aldığınız bir şeyi, üründe hiçbir yenilik ve ekleme olmadan, aynı şekliyle bu yaz 11  liraya almanız durumunda enflasyon yükselmiş olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Peki enflasyon neden yükselir? Enflasyonun yükselmesinin en bilinen sebeplerinin başında arz- talep dengesinin bozulması gelmektedir. Piyasada üretilen mal ve hizmetler tüketim talebini karşılayamadığı zaman, mal veya hizmete talebin çokluğundan ötürü meydana gelen fiyat artışına talep enflasyonu adı verilmektedir.  Hizmet ya da mal üretiminde kullanılan ürünlerinin ya da hammaddelerin fiyatının artması durumunda ortaya koyulan hizmet ya da malın toplam fiyatının artması durumunda, talepte bir azalma gözlemlenir, bu durumda talep azlığına bağlı olarak piyasada yaşanılan durgunluk maliyet enflasyonu şeklinde tanımlanmaktadır.  Aynı zamanda ülkeye karşılığı olmayan döviz ve altın miktarının girişinin artması, para arzının artması, üretimin doğal kaynaklara ya da farklı bir nedene bağlı olarak azalması da enflasyon oranını etkileyen sebepler arasındadır.

Enflasyon yükseldiğinde ne olur? Enflasyonun artması durumunda yukarıda da bahsedildiği üzere alım ve para gücünün azalmasıyla birlikte pek çok olumsuz sonuçla karşı karşıya kalınabilmektedir. Tüketicinin alım gücü ve talebi azalır. Ulusal paranın satın alma gücü ve değeri  azalır. Enflasyonun artmasıyla birlikte paranın değerinin ve alım gücünün azalması, para birimine olan güvenin de azalması anlamına geleceğinden dövize ya da altına yapılan yatırımlar artar. Buna bağlı olarak altın ve döviz fiyatlarında büyük artışlar meydana gelir. Fiyatlardaki dengesizlik, talep azlığı ve ekonomik durgunluğa bağlı olarak para ve üretim piyasalarında dalgalanmalar, ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkiler. Tüketicileri tasarrufa yönlendirmek ve piyasadaki parayı birikimde tutmak adına, bankalar tüketicilerin mevduat hesabındaki paralarına karşılık olarak faiz oranlarını artırır.

Bilindiği gibi ülkemizde enflasyon hesabını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), belirli ürünlerin bulunduğu temsili bir havuzdan hesaplayarak yapmaktadır. Enflasyon oranlarının hesaplaması iki temel kavrama endekslenmektedir, bunlar Tüketici Fiyat Endeksi ve Üretici Fiyat Endeksi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Tüketici fiyat endeksi, gıda, giyim, otomotiv, benzin gibi tüketim piyasaları üzerinde değişim ve dalgalanmaları baz alırken, üretici fiyat endeksi ise ülke içinde ya da dışında satışa sunulan ürünlerin üretici fiyatlarını baz almaktadır.

Piyasadaki arz ve talep dengesinin bozulmasından kaynaklanan bir enflasyon artışı gözlemlenmiyor. Sıkıntılı bazı alanlar da yok değil tabi ki. Var ama ekonomiyi bu denli olumsuz etkileyecek bir durum şimdilik görünmüyor.

Son zamanlarda yaşadığımız ekonomik sıkıntının  ana sebeplerinin başında döviz fiyatlarının anlamsız bir şekilde yükselmesi geliyor. Bu konu haftalarca televizyonlarda, sosyal medyada çokça tartışıldı. Konunun uzmanları dövizdeki bu  aşırı hareketliliğin temel sebebinin doğal olmadığını anlamsız bir yükselişin olduğunu açıkça ifade ettiler. Amerika’nın döviz baskısı ile döviz kurlarında ciddi yükselişler oldu. Döviz kurunun yükselmesini firmalar hemen fırsata dönüştürdü. Firmalar dövizdeki artışı bahane ederek anlamsız bir şekilde fiyat artışına gittiler. Maliyet artışlarından kaynaklanan fiyat artışlarına eyvallah. Ama durum bu şekilde değil. Bu bir fırsat dönemidir denilerek vatandaşı tabiri caizse zam yağmuruna tuttular.
Hükümet duruma el atınca da güya bu firmalar enflasyonla mücadeleye destek amacı ile yüzde on fiyat indirimine gideceklerini söylediler. Firmalar ürünlerine yüzde elli, bazı ürünlerde yüzde yüzü bulan zamlar yaptılar. İndirim yapılırken yüzde on ile destek vereceklerini söyledi bu firma sahipleri. Bu indirim her ne kadar vatandaş tarafından hoş karşılandı ise de vatandaş yapılan indirimlerin göstermelik ve  az olduğu düşüncesinde. Bir çok firma enflasyonla mücadeleye indirimle destek vereceklerini söyleseler de fiyat düzenlemesi yapıyoruz diyerek indirimi geciktirmeye çalışıyorlar. Bu şark kurnazlığından başka bir şey değildir.

Maalesef herkesin yaptığı yanına kar kalıyor bu ülkede. Be yaptım oldu anlayışının devam ettiğini görüyoruz. Aynen öyle oluyor. Tarım gıda bakanlığının il ilçe personeli denetimler yapıyor denetim sonuçlarını bakanlığa gönderiyor. Bakanlık inceleme yapıp ceza verilip verilmeyeceğine karar veriyor. Bakanlık çoğu zaman ceza yerine, uyarı gönderiyor. Bu her zaman böyle oluyor. Firmalar haksız kazançlarını artırmaya devam ediyor. Firma denetimlerinde hangi duruma karşı hangi işlemlerin yapılacağı net olmalı. Denetim yapan kişiler trafikte olduğu gibi eksikliklere karşı, yapılan hatalara karşı direk cezayı kesmeli. Böyle olunca firmalar kendilerine çekidüzen vermek zorunda kalacaklar. Yanlış yapma haksız kazanç elde etme yoluna gitmeyecekler. Bu şekilde köklü değişikliklerle haksız kazanç elde edenlerle mücadele edilebilir. Üretimi artırarak enflasyon canavarı dize getirebilir.

YORUM EKLE