İMAM HATİP LİSESİ'NİN YAŞADIĞI OLUMSUZLUK VE RİSK YÖNETİMİ

            Duvarlarında meydana gelen çatlaklar nedeniyle 10 Aralık 2011 Cumartesi gününden itibaren acil olarak boşaltılan Fatih İmam Hatip Lisesi ile ilgili pek çok bilgi günlerce kamuoyunun ve medyanın gündemi oldu. Olayın nedenleri, sorumluları, çözümleri, tahminler, temenniler derken hemen hemen her şey, çok kısa süre içinde de olsa herkes tarafından konuşuldu.
            “Eğitim” gibi herkesi ilgilendiren bir konunun kamuoyunda çokça konuşulmasını normal görmek gerekir.  Olayın ilk duyum heyecanı içinde belki yanlış şeyler de söylenmiş olabilir. Bunları da normal görmek gerekir. Ama, zaman ilerledikçe olayla ilgili yorumların, tahmin ve temennilerin yerini, resmi kurumlarının yapacağı çalışmalarla ortaya çıkacak doğru bilgilerin alması gerekir.
Bu olayda; öncelikle Valimiz Sayın Dr. Yusuf Mayda ve ekibinin ferasetli kararıyla okul ve pansiyon binasının bir facia yaşanmadan boşaltılmış olması çok önemlidir. İlk andaki risk yönetimi çok isabetli yapılmış ve binalar çok kısa süre içinde boşaltılarak, öğrenciler tahliye edilmiştir.
            Fatih İmam Hatip Lisesi ile ilgili risk yönetiminde beş aşamalı bir çalışma söz konusudur.
            Birinci Aşama: Duvarlarda meydana gelen çatlaklar üzerine olayla ilgili teknik görevlilerin durum tespit raporu tutmaları ve bu rapora göre idarenin yapacağı çalışmalardır. Bu birinci aşamada her şey zamanında yapılmış ve risk yönetimi de Sayın Valimizin emri ile zamanında uygulanarak, okul ve pansiyon boşaltılıp, öğrencilere herhangi bir zeval gelmeden bu aşama çalışmaları gerektiği şekilde tamamlanmıştır.
            İkinci Aşama: Riskli binalarda meydana gelen problemlerin araştırılması, olayın sebep ve sonuçlarının belirlenip, gereğinin yapılması aşamasıdır. Bu konuda devletin ilgili kurumlarının mevzuat gereği ne yapacağı zaten bellidir. Konu ile ilgili kurumlar çalışmasını yapacak ve sonunda, her şeyin net olarak içinde yer aldığı bir rapor ortaya çıkacaktır. Bu rapor doğrultusunda da ilgili merciler eğer gerekiyorsa soruşturma, mahkeme, yaptırım gibi çalışmalarını başlatmış olacaklardır.
            Üçüncü Aşama: İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin kalıcı bir yeni binaya kavuşmaları çalışmalarıdır. Bu konuda da valiliğimiz ilk günden başlayarak Milli Eğitim Bakanlığı ile diyalog halindedir. Ülkemizin başka yerlerinde afet ve olağanüstü durumlarda ne yapılıyorsa aynısı İmam Hatip Lisemiz için de yapılacak ve en kısa zamanda yeni okul binası ve pansiyonu riskli olmayan bir bölgeye yapılmış olacaktır.
            Dördüncü Aşama: İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin, yeni okul ve pansiyon binaları yapılıncaya kadar en uygun şartlarda eğitim görmelerini sağlayacak tedbirleri almaktır.
            Olayın ilk günlerinde öncelik,  binaların bir an önce boşaltılması olduğu için, o şartların aciliyeti içinde Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ilk akla gelen ihtimallere göre öğrencileri şehrin çeşitli bölgelerindeki okul ve pansiyonlara yerleştirmişlerdir. Bu doğru bir çalışmadır. Ama, ilk risk geçtikten sonra, yetkililer toplanıp, bu konuyu tekrar ele alıp, şehrin eğitim alt yapısı içinde en yararlı olan yeni alternatifleri değerlendirmeli ve hiç değilse ikinci dönemde öğrencilerdaha derli toplu yerlerde eğitimlerini sürdürmelidirler.
            Şu anda İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin bir bölümü Aysın Rafet Ataç İlköğretim Okulu eski binasında, bir bölümü de Mesleki Eğitim Merkezi binasında eğitim görmektedirler. Yatılı öğrenciler ise, 5 ayrı pansiyona yerleştirilmişlerdir.
Aysın Rafet Ataç İlköğretim Okulu ile Mesleki Eğitim Merkezi arasındaki mesafenin uzaklığı okul düzenini büyük ölçüde bozacaktır. Bu nedenle bu okullardan ziyade “okullar semti” diye anılan bölgedeki okullarda yapılacak bir planlamayla İmam Hatip Lisesi’nin bu okullara çekilmesi en isabetli çalışma olur diye düşünüyorum. Aynı şekilde yatılı öğrencilerin de bu bölgedeki pansiyonlarda toplanmaları mümkündür.
            Yukarıda teklif ettiğim çalışmanın yapılması için de yeni bir risk yönetimi gerekir. Çünkü bu iş okul yöneticilerine bırakılırsa, “aidiyet düşüncesinin aciliyet boyutunun önüne geçeceğinden” endişe etmekteyim. Hiç kimse rahatını bozup da “bizim okulda şu kadar sınıf boşluğu vardır veya olabilir.” demeyecektir. Bunun için özellikle Valimiz Sayın Mayda; “okullar semti” denilen bölgedeki okullarda yeni bir düzenleme yaptırırsa daha yararlı olacaktır kanaatini taşımaktayım.
            Bu bölgedeki okullarımızın pek çoğunda, boş alanlar “misafir ağırlama, veli görüşme odası gibi” eğitim için birinci öncelik olmayan çalışmalar için kullanılmaktadır. Sınıf şubelerindeki ve dersliklerdeki öğrenci mevcutları ise çok azdır. Bir örnek vermek gerekirse, bu okullarda aynı sınıfın 20 şer öğrencili iki şubesini 40 kişilik bir şube yapmak çok mu zordur? Gerekirse, bu sayılar ellilere de dayanabilir.
            Gümüşhane’nin mevcut okul binası alt yapısı, değil sadece Fatih İmam Hatip Lisesi’nin öğrencilerini barındırmayı, belki en az iki üç tane daha okulu barındıracak kapasitededir. Ama, üst idare olayı okulların yöneticilerinin inisiyatifine bırakırsa, bu olayın çözümü hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.
            Okul kapasitelerine bir örnek vermek gerekirse; Şu anki Mareşal Çakmak Anadolu Öğretmen Lisemizde 1980’li yıllarda 800 – 900 öğrencinin okuduğu dönemler olmuştur. Bu öğrenciler hem okuyor, hem de pansiyonda kalıyorlardı. Bu sadece bir örnektir.
            Okullar bölgesindeki birbirine yakın iki okula İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin tamamı yerleştirilebilir. Aynı şekilde, birbirine yakın iki pansiyonda da İmam Hatip Lisesi öğrencileri konaklayabilir.
            Bu noktada Sayın Valimizin; Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hasar gören ve otuz günde ancak hizmete girebileceği söylenen Van hava alanını depremin il gününde hizmete sokturması” kararlılığı gibi bir kararlılıkla, okullardaki kullanılmayan boş kapasiteleri ve yeni değerlendirmeyle ortaya çıkacak yeni kapasiteleri tespit ettirip, İmam Hatip Lisemizin yeni binası yapılıncaya kadar kullandırması gerekir.
            Beşinci Aşama: Bugün İmam Hatip Lisemizin yaşadığı sorunu, yarın başka kurumlarımız veya vatandaşlarımıza ait binalar da yaşayabilir. Böyle durumlarda hepimizin yetkililere yardımcı olması gerekir. Basınımız ve yazarlarımız olayı, ilk günlerde kamuoyuna taşımış ve gerekli olan her şeyi yazmışlardır. Zaten böyle de olması gerekirdi. Ama, geçen zaman içinde olayın sorun olmaktan çıkarılması için idareye yardımcı olacak teklif ve telkinlerin bundan sonraki süreçte ön plana çıkarılması gerekir. Öğrencileri, öğrenci velilerini üzecek, karamsarlığa sürükleyecek ifadelerden kaçınarak, olayın çözümünü yapacak idari mercilere yardımcı olmak gerekir. Ama, diğer taraftan; Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin  de, çözümler konusunda; “Bu işi en iyi biz biliriz, başkalarından akıl almaya ihtiyacımız yok…” anlayışını bırakarak ortak akıl noktasında herkesten yararlanmalarını da çok önemli bir boyut olarak görüyorum. Bu durum, yeni binanın yer seçimi sürecinde de uygulanmalı, okulun yeni yapılacağı yer konusunda öğrenci velilerinin, muhtarların, diğer ilgili sivil toplum kuruluşlarının da görüşüne başvurularak geniş bir mutabakat sağlanmalıdır.
            Olayın ilk anından itibaren gazeteleri ve internet medyasını takip ediyorum. On gün içinde iki ayrı valilik açıklaması Valimiz Sayın Dr. Yusuf Mayda’nın bu olayın üzerinde hassasiyetle durduğunu göstermektedir. Ben, bu vesile ile hem bir köşe yazarı, hem de Kent Konseyi Başkanı olarak Sayın Valimize teşekkür ediyorum.
            Fatih İmam Hatip Lisemizin değerli öğrenci, öğretmen, yönetici ve diğer çalışanları ile öğrenci velileri başta olmak üzere tüm Gümüşhanelilere geçmiş olsun diyor, Yüce Mevla’dan her türlü üzücü olaydan milletimizi ve memleketimizi korumasını niyaz ediyorum.
            Güzel günler dileğiyle.  
YORUM EKLE