Mersin'in Tarsus İlçesi'nde hunharca cinayete kurban giden Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın hunharca ölümü, yürekleri burktu yurt çapında nefretle karşılandı. Özgecan’ın ölümü ile bütün Türkiye ayakta kadınlar sokaklarda. Bu öfkenin ve haykırışın temel nedeni tek bir Özgecan değil ülkemizde yaşayan yüz binlerce Özgecanlardır, onlara karşı yapılan bu insanlık dışı, ahlak dışı, edep dışı bu vahşi saldırılardır. Sokaklara dökülen kadınların öfkesi, ya kendilerinin ya da aileden birilerinin, yakınlarının, arkadaşlarının Özgecan’ın başına gelen yakın olaylarla karşılaşmış olmaları yüzünden. Onlarca, yüzlerce hatta binlerce kadın, aile içi şiddete maruz ülkemizde; kadınlar ve kızlar en yakınları tarafından gözlerinin yaşına bakılmadan öldürülüyorlar. Sokakta, caddede, dolmuşta, piknikte sataşmalar, tacizler, tehditler, hoş olmayan davranışlar gözlerimizin önünde olup bitiyor. Belki çoğu zaman bana ne deyip geçiyoruz. Bana ne dememeli müdahale etmeli, bunu beceremiyorsak en azından en yakın emniyet birimine haber vermeliyiz. Kadının kendisini yalnız ve korunmasız hissettiği her yer, potansiyel bir suç ortamı halinde ne yazık ki.
Bu vahşi ve hunharca olayın müsebbibi bir delikanlı! Burada şu beklenirdi delikanlılarımızdan. Sokaklara çıkıp önce onlar yürümeliydiler, protesto etmeliydiler, olayı nefretle kınamalıydılar. Delikanlılık bu ise biz delikanlı değiliz demeliydiler. En azından bundan sonra bu davranışı ve birlikteliği sağlamalılar.
Hukuk Kuralları, Kültür, Gelenekler bunların hepsi ülkemizde var olan kadın sorunundan sorumlu. Tahrik etti bahanesi, tecavüz davalarında, mütecavize ceza indirimi için yeterli gerekçe sayılabiliyor. Gerçekten hak ettiği cezayı almadan salıverilenler çok. Bunu yapanlar ellerini kollarını sallayarak yeniden aramıza salınmasınlar. Bu hem suçluyu korumak anlamına gelecektir hem de masum olarak bu işten yaralanarak kurtulanlara ya da ölenlerin ailelerine vurulan en büyük darbe olacaktır.
Toplumsal aklın; doğusu-batısı ile, kuzeyi -güneyi ile kadını-erkeği-delikanlısı-yaşlısı-genci ile, bu gibi insanlık dışı hal ve hareketleri kınaması, lanetlemesi, telin etmesi gerekmektedir ki toplum olarak bizim de bu gibi olaylar karşısında tepkisiz kalmayacağımız anlaşılsın.
Denklemi tersine çevirecek yeni bir anlayışa sahip olunması ve bunun aile içi ilişkilerden hukuk sistemine kadar etkisini hissettirmesi şart. Kadını toplumun kendisine imrenerek bakacağı birer birey olarak görmekle işe başlamak, aile içi şiddeti ortadan kaldıracak tedbirler almak, toplumsal hayatta onu rahatsız eden davranışlara mahal bırakmayacak ortamlar oluşturmak ve hiçbir hafifletici sebep tanımayarak sataşmadan tecavüze yeltenmeye kadar cinsel içerikli her yanlış davranışı ağır biçimde cezalandırmak, tecavüzcülere de asla acımamak gerekiyor.
Bizim inancımız bu konuda ne diyor? İslam dini, kadına büyük değer vererek ona gerçek anlamda hürriyet ve özgürlük imkanı tanımıştır. Kadına şiddeti erkeğe men eden, aslında şiddeti kime karşı işlenmiş olursa olsun lanetleyen bir inanca sahibiz.Bir insanı öldürmenin bütün insanları öldürmek kadar günah olduğunu söyleyen dinimiz, bir insanı kasdi olarak öldürmenin cezasını da ebedi cehennemde kalmak olarak ifade ediyor.Peygamber Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor.”Ey insanlar!Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’a karşı gelmekten sakınmanızı tavsiye derim.Peygamberimiz (sav) “Kadınlarla iyi geçinin.”(Nisa19) ayeti kerimesinin gereğini hakkıyla yerine getirmiş,ashabını da bu yönde eğitmiş,Müslümanlara da gerekli tavsiyelerde bulunmuştur.Bizim de Müslümanlar olarak, insanlar olarak bu tavsiyelere uymamızı emretmiştir.
Bu itibarla insanlık aleminin olmazsa olmazı konumunda olan kadına gereken değeri ve önemi vermiş, kadını onurlu bir kul, salih bir insan, kendisi ile cennetin kazanıldığı anne,güven ve huzura erişildiği bir eş, adalet ile davranılması gereken bir evlat olarak görmüştür. Aslında bu gün her konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da çağımız insanının Hz. Peygamberin çağları kucaklayan anlayış ve görüşüne, örnek ve üstün ahlakına ne kadar da çok ihtiyacı var.
Başta Özgecan Aslan'a Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize başsağlığı dilerim.
Bu vahşi ve hunharca olayın müsebbibi bir delikanlı! Burada şu beklenirdi delikanlılarımızdan. Sokaklara çıkıp önce onlar yürümeliydiler, protesto etmeliydiler, olayı nefretle kınamalıydılar. Delikanlılık bu ise biz delikanlı değiliz demeliydiler. En azından bundan sonra bu davranışı ve birlikteliği sağlamalılar.
Hukuk Kuralları, Kültür, Gelenekler bunların hepsi ülkemizde var olan kadın sorunundan sorumlu. Tahrik etti bahanesi, tecavüz davalarında, mütecavize ceza indirimi için yeterli gerekçe sayılabiliyor. Gerçekten hak ettiği cezayı almadan salıverilenler çok. Bunu yapanlar ellerini kollarını sallayarak yeniden aramıza salınmasınlar. Bu hem suçluyu korumak anlamına gelecektir hem de masum olarak bu işten yaralanarak kurtulanlara ya da ölenlerin ailelerine vurulan en büyük darbe olacaktır.
Toplumsal aklın; doğusu-batısı ile, kuzeyi -güneyi ile kadını-erkeği-delikanlısı-yaşlısı-genci ile, bu gibi insanlık dışı hal ve hareketleri kınaması, lanetlemesi, telin etmesi gerekmektedir ki toplum olarak bizim de bu gibi olaylar karşısında tepkisiz kalmayacağımız anlaşılsın.
Denklemi tersine çevirecek yeni bir anlayışa sahip olunması ve bunun aile içi ilişkilerden hukuk sistemine kadar etkisini hissettirmesi şart. Kadını toplumun kendisine imrenerek bakacağı birer birey olarak görmekle işe başlamak, aile içi şiddeti ortadan kaldıracak tedbirler almak, toplumsal hayatta onu rahatsız eden davranışlara mahal bırakmayacak ortamlar oluşturmak ve hiçbir hafifletici sebep tanımayarak sataşmadan tecavüze yeltenmeye kadar cinsel içerikli her yanlış davranışı ağır biçimde cezalandırmak, tecavüzcülere de asla acımamak gerekiyor.
Bizim inancımız bu konuda ne diyor? İslam dini, kadına büyük değer vererek ona gerçek anlamda hürriyet ve özgürlük imkanı tanımıştır. Kadına şiddeti erkeğe men eden, aslında şiddeti kime karşı işlenmiş olursa olsun lanetleyen bir inanca sahibiz.Bir insanı öldürmenin bütün insanları öldürmek kadar günah olduğunu söyleyen dinimiz, bir insanı kasdi olarak öldürmenin cezasını da ebedi cehennemde kalmak olarak ifade ediyor.Peygamber Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor.”Ey insanlar!Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’a karşı gelmekten sakınmanızı tavsiye derim.Peygamberimiz (sav) “Kadınlarla iyi geçinin.”(Nisa19) ayeti kerimesinin gereğini hakkıyla yerine getirmiş,ashabını da bu yönde eğitmiş,Müslümanlara da gerekli tavsiyelerde bulunmuştur.Bizim de Müslümanlar olarak, insanlar olarak bu tavsiyelere uymamızı emretmiştir.
Bu itibarla insanlık aleminin olmazsa olmazı konumunda olan kadına gereken değeri ve önemi vermiş, kadını onurlu bir kul, salih bir insan, kendisi ile cennetin kazanıldığı anne,güven ve huzura erişildiği bir eş, adalet ile davranılması gereken bir evlat olarak görmüştür. Aslında bu gün her konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da çağımız insanının Hz. Peygamberin çağları kucaklayan anlayış ve görüşüne, örnek ve üstün ahlakına ne kadar da çok ihtiyacı var.
Başta Özgecan Aslan'a Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize başsağlığı dilerim.