TV ekranlarının ünlü siması CNN Türk Haber Spikeri Burak Törün, Gümüşhane Atatürk Kültür Merkezi’nde "Diksiyon, Etkili Konuşma Becerisi, İletişim ve İnsanları Etkileme Sanatı" konularında eğitim verdi. Eğitimin sonunda arkadaşımız Ahmet Öksüz’ün sorularını cevaplayan Törün, Gümüşhane için ilginç açıklamalarda bulundu. Karadeniz’e gelmekten mutluluk duyduğunu belirten Törün, “Karadeniz insanı misafirini krallar gibi yaşatıyor.” dedi.
Karadeniz’e geldiğiniz zaman neler hissediyorsunuz?
Burak TÖRÜN: Seminerler için Karadeniz’e geldiğimde apayrı havayla karşılaşıyorum. Karadeniz insanının kültürü ve hayata bakış açısı çok farklı. Benim seminerlerden aldığım mutluluk bambaşka. Bizleri daha çok Karadeniz fıkraları güldürüyor. Dolayısıyla bizim bu seminerlerde anlattığımız şeyleri Karadeniz topraklarına geldiğimiz zaman daha fazla yaşıyorsun. Aynı zamanda Karadeniz’e geldiğim zaman özellikle Trabzon’a gitmeyi çok istiyorum.
Gümüşhane’ye ilk defa geliyorsunuz. Neler hissettiniz?
Burak TÖRÜN: Gümüşhane’ye ilk defa geldim. Patronum Aydın Doğan’ın memleketi. Çok mutlu oldum. Gerçekten büyük bir ilgiyle karşılaştım. Seminer verirken bana bakan gözler o kadar etkiliydi ki, ilgi ve bilgi almak isteyen gençler vardı. Bir öğretmen öğrenmek istediği şeyleri öğretir. Ben daha fazla öğrenmek istediğim şeyleri öğretmek istiyorum. Öğrenmek isteyen yüzleri de karşımda görmek isteyince de daha çok anlatma şevki doluyor içime. Bunları Karadeniz’de yapmak beni çok mutlu etti.
Gümüşhaneyi genel olarak nasıl buldunuz?
Burak TÖRÜN: Etrafındaki dağlar aslında Gümüşhane’nin duvarı gibi. Yüce dağları aşıp dışarıya yansıyan bir mutluluk var. Gümüşhane’ye baktığım zaman akşam saat 9 gibi hayatın bitti göze çarpıyor. Ama bu insanlar mutluluğunu ve neşesini içerisinde çok iyi taşıyabildiği için mutlu olabilmek için dışarıya ihtiyaç duymuyor. Karadeniz insanı kendi bünyesinde bunu çok kolay halledebiliyor.
Gümüşhane’ye özgü olan pestil ve kömeyi beğendiniz mi?
Burak TÖRÜN: Pestil ve köme muhteşem bir şey. Bu daha farklı bir lezzet. Sahneye çıktığım zaman acayip bir enerji verdi bana. Bunu yedikten sonra güzel bir konuşma kendiliğinden geliyor zaten. Müzik ruhun gıdası olduğu kadar, pestilde kalbin gıdasıdır diyebiliriz.
Gümüşhane Üniversitesi, bu yıl Doğan Grubunun düzenlemiş olduğu İletişim Ödülleri Yarışmasından ilk defa ödül aldı. Bu başarının devam etmesi için öğrencilere tavsiyeleriniz nedir?
Burak TÖRÜN: Bu çok önemli. Baktığımı zaman karşımıza çıkan en çok sorunlardan biri: Özgüven. Biz ne kadar bilgili olursak olalım, özgüvenimiz yoksa bilgiyi sunamayız. Geniş odaklı olamayız. Bir çok insan kamera karşısında kilitlenir, konuşamıyor. Özgüven sorunu gittikçe derinleşen bir sorun. Öncelikle ailelerimiz, çocuklarıyla konuşmuyor. Çocuklarımız çok endişeli. Çünkü artık rakipleri daha fazla. Özellikle gençleri bilinçlendirip, yüreklendirip ve teşvik etmek gerekiyor. Aydın bey bunun çok iyi bilincinde. Bunu da kurduğu okullardan ve düzenlemiş olduğu iletişim yarışmalarından anlıyoruz. Bu her şeyi kanıtlıyor. Aydın bey ismi gibi aydın biri. O yüzden öğrencileri yürekten tebrik ediyorum.
Gümüşhane’de kişisel gelişim seminerlerini düzenleyen Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü Öğrencisi Sabri Bul:
Kişisel gelişim adı altında düzenlemiş olduğunuz seminerlere ilgi nasıl?
Sabri Bul: Öncelikle arkadaşlarımızın meslek hayatına atılmadan önce bilgilendirmek adına bir çok faaliyette bulunduk. İmkanlarımız doğrultusunda kaliteli eğitmenler getirtmeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımız bu olayı biraz umursamıyor ama Burak beyinde özellikle üzerinde durduğu özgüven eksikliğini biran önce üzerimizden atmalıyız. Bu ve buna benzer seminerler bizlere yol göstermektedir.
Seminerlere nasıl başladınız ve beklentinizi karşıladı mı?
Sabri Bul: İlk etkinliğimizi CİNE5, TGRT, SAMANYOLU TV'lerinde sunuculuk yapmış Aynur AYAZ'la gerçekleştirdik. Şuana kadar Gümüşhane ve Gümüşhane Üniversitesinde 6 seminerle yaklaşık 1600 kişiye eğitim verdik. Birbirinden değerli, ünlü, TV programcılarını, CEO'larını, yazarları, üst düzey yöneticilerini, girişimcilerini Gümüşhane’de ağırladık. Evet beklentilerimizi karşıladı. Bizim açmış olduğumuz bu yolda şimdi Üniversitemizin kulüpleri, birimleri ve öğrenci kardeşlerimiz ilerliyor.
Karadeniz’e geldiğiniz zaman neler hissediyorsunuz?
Burak TÖRÜN: Seminerler için Karadeniz’e geldiğimde apayrı havayla karşılaşıyorum. Karadeniz insanının kültürü ve hayata bakış açısı çok farklı. Benim seminerlerden aldığım mutluluk bambaşka. Bizleri daha çok Karadeniz fıkraları güldürüyor. Dolayısıyla bizim bu seminerlerde anlattığımız şeyleri Karadeniz topraklarına geldiğimiz zaman daha fazla yaşıyorsun. Aynı zamanda Karadeniz’e geldiğim zaman özellikle Trabzon’a gitmeyi çok istiyorum.
Gümüşhane’ye ilk defa geliyorsunuz. Neler hissettiniz?
Burak TÖRÜN: Gümüşhane’ye ilk defa geldim. Patronum Aydın Doğan’ın memleketi. Çok mutlu oldum. Gerçekten büyük bir ilgiyle karşılaştım. Seminer verirken bana bakan gözler o kadar etkiliydi ki, ilgi ve bilgi almak isteyen gençler vardı. Bir öğretmen öğrenmek istediği şeyleri öğretir. Ben daha fazla öğrenmek istediğim şeyleri öğretmek istiyorum. Öğrenmek isteyen yüzleri de karşımda görmek isteyince de daha çok anlatma şevki doluyor içime. Bunları Karadeniz’de yapmak beni çok mutlu etti.
Gümüşhaneyi genel olarak nasıl buldunuz?
Burak TÖRÜN: Etrafındaki dağlar aslında Gümüşhane’nin duvarı gibi. Yüce dağları aşıp dışarıya yansıyan bir mutluluk var. Gümüşhane’ye baktığım zaman akşam saat 9 gibi hayatın bitti göze çarpıyor. Ama bu insanlar mutluluğunu ve neşesini içerisinde çok iyi taşıyabildiği için mutlu olabilmek için dışarıya ihtiyaç duymuyor. Karadeniz insanı kendi bünyesinde bunu çok kolay halledebiliyor.
Gümüşhane’ye özgü olan pestil ve kömeyi beğendiniz mi?
Burak TÖRÜN: Pestil ve köme muhteşem bir şey. Bu daha farklı bir lezzet. Sahneye çıktığım zaman acayip bir enerji verdi bana. Bunu yedikten sonra güzel bir konuşma kendiliğinden geliyor zaten. Müzik ruhun gıdası olduğu kadar, pestilde kalbin gıdasıdır diyebiliriz.
Gümüşhane Üniversitesi, bu yıl Doğan Grubunun düzenlemiş olduğu İletişim Ödülleri Yarışmasından ilk defa ödül aldı. Bu başarının devam etmesi için öğrencilere tavsiyeleriniz nedir?
Burak TÖRÜN: Bu çok önemli. Baktığımı zaman karşımıza çıkan en çok sorunlardan biri: Özgüven. Biz ne kadar bilgili olursak olalım, özgüvenimiz yoksa bilgiyi sunamayız. Geniş odaklı olamayız. Bir çok insan kamera karşısında kilitlenir, konuşamıyor. Özgüven sorunu gittikçe derinleşen bir sorun. Öncelikle ailelerimiz, çocuklarıyla konuşmuyor. Çocuklarımız çok endişeli. Çünkü artık rakipleri daha fazla. Özellikle gençleri bilinçlendirip, yüreklendirip ve teşvik etmek gerekiyor. Aydın bey bunun çok iyi bilincinde. Bunu da kurduğu okullardan ve düzenlemiş olduğu iletişim yarışmalarından anlıyoruz. Bu her şeyi kanıtlıyor. Aydın bey ismi gibi aydın biri. O yüzden öğrencileri yürekten tebrik ediyorum.
Gümüşhane’de kişisel gelişim seminerlerini düzenleyen Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü Öğrencisi Sabri Bul:
Kişisel gelişim adı altında düzenlemiş olduğunuz seminerlere ilgi nasıl?
Sabri Bul: Öncelikle arkadaşlarımızın meslek hayatına atılmadan önce bilgilendirmek adına bir çok faaliyette bulunduk. İmkanlarımız doğrultusunda kaliteli eğitmenler getirtmeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımız bu olayı biraz umursamıyor ama Burak beyinde özellikle üzerinde durduğu özgüven eksikliğini biran önce üzerimizden atmalıyız. Bu ve buna benzer seminerler bizlere yol göstermektedir.
Seminerlere nasıl başladınız ve beklentinizi karşıladı mı?
Sabri Bul: İlk etkinliğimizi CİNE5, TGRT, SAMANYOLU TV'lerinde sunuculuk yapmış Aynur AYAZ'la gerçekleştirdik. Şuana kadar Gümüşhane ve Gümüşhane Üniversitesinde 6 seminerle yaklaşık 1600 kişiye eğitim verdik. Birbirinden değerli, ünlü, TV programcılarını, CEO'larını, yazarları, üst düzey yöneticilerini, girişimcilerini Gümüşhane’de ağırladık. Evet beklentilerimizi karşıladı. Bizim açmış olduğumuz bu yolda şimdi Üniversitemizin kulüpleri, birimleri ve öğrenci kardeşlerimiz ilerliyor.