KAVGA ASALET DEĞİL CEHALET MAHSÜLÜDÜR

Farklı dünya görüşüne sahip olan insanlar karşı karşıya geldiklerinde hep kavga edecekleri beklentisi içinde oluruz.

Çok meraklıyızdır;
Nazım Hikmet’in, Sabahattin Ali’nin, Burhan Felek’in, Peyami Safa’nın karşısına Mehmet Akif’i, Necip Fazıl’ı, Bedii Faik’i, Yahya Kemal’i oturtmayı.

Biz biliyoruz ki;
Markiz, Lebon, Meserret pastaneleri, Tokatlayan, Park Otel gibi daha bir çok mahfillerde bu İlim, irfan, bilgi, fikir sahibi insanlar bir araya gelir tartışır, asla kavga etmez tam tersi birbirlerinden istifade eder,  hatta Bedii Faik ile Nazımın, Burhan Felek’in Peyami Safa ile de Yahya Kemal’in şakalaşmaları, birbirlerine yakıştırmaları meşhurdur.

Bu sohbetlerin son temsilcisi olan Attilâ İlhan da Divan Otelinin lobisinde dostları ile sohbet eder, tartışırdı.

Hatıralarından okuyoruz ki zıt görüşlerde de olsa Attila İlhan lise yıllarında Nihal Atsız’ın gayet beğendiği öğrencisi imiş.

Onun kitap, gazete, dergiler koltuğunda Nişantaşı’ndan Elmadağdaki Divan Oteline  denizci kasketi ve trençkotu ile rüzgârlı bir günde yürüyüşüne rastlamak bile benim hafızamda özel bir hatıra olarak yer almıştır.
///

Siyaset dünyamızda da kavgayı çok arzu etsek de geçmişte liderlerin birbirine çok saygılı olduklarını biliyoruz;

Demirel Başbakan, İsmet İnönü ana muhalefet lideri olarak Anıtkabir’i ziyaretleri sırasında her ne kadar protokol gereği Demirel’in önde yürümesi gerekse de saygı gereği İsmet İnönünün kendisine yaklaşmasını bekliyor.
Bunu anlayan İsmet İnönü;
- Yürü yürü rahat ol, sen başbakansın, diye uyarıyor.

Alparslan Türkeş’e;
- Başbuğum neden Erbakana sert üslupta bulunmuyorsunuz?  diye sorulduğunda,
- O çok beyefendi bir insan olurmu öyle şey? diye cevaplıyor.

İnönü’nün kurultay sonrası CHP den istifasının ardından Ecevit şu açıklamayı yapmıştı;

“Sayın İsmet İnönü’nün CHP’de genel başkanlık mevkiinden çok üstün bir yeri vardır. Bu üstün yeri, İnönü’den başka hiç kimse dolduramaz, dolduramayacaktır.” 

Yine Osman Bölükbaşı’nın  İsmet İnönü’ye takılmaları çok olsa da asla hakaret olmadığı gibi hafızalarımızda fıkra gibi anlatır, halen de bizleri hep gülümsetir.
///

Halbuki ne güzel söylenmiş;

Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar.
(Hakikatin ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar. )

YORUM EKLE