KOMŞULUK

Mahalle deyince hepimizin aklına ilk gelen komşuluk ilişkileridir. Benim ve akranım olan birçok kişinin çocukluk hatıralarında komşuluk ilişkileri önemli bir yer tutmaktadır. Komşu çocuklarla birlikte sokakta akşam saatlerine kadar oynanan oyunlar, komşu teyzelerin birbirlerinin evlerine çat kapı ziyarete gitmeleri, iyi günde-kötü günde tüm mahalle halkının birbirine yardım etmesi günlük hayatımızın olmazsa olmazıydı.

Komşularla yoğun ve sürekli ilişkiler yanında mahalle halkı da birbirini tanımaktaydı. 

Mahalleye yabancı bir kişi geldiğinde hemen fark edilir, bu kişinin neden mahalleye geldiği, kiminle görüştüğü de bilinirdi. 

Öncelikle komşularımız olmak üzere mahallede yaşayan kişilerin yardıma ihtiyaç duymaları halinde yardım eden ilk kişiler yine en yakındaki komşular olurdu. Öyle ki akrabalarımızdan önce komşularımız yardımımıza yetişirdi. 

Anneler-babalar çocuklarını güvenle komşularına emanet ederdi, bizler okulumuza yürüyerek giderdik, mahallede herkes çocuklara ve aynı zamanda memleketine, şehir dışına çıkan ailelerin evlerine yine komşular göz kulak olurdu.

Kendimden bir örnek vermek istedim:

Bir gün babam beni karşı mahallede oturan Ali Ergin amcadan malzeme almaya göndermişti. Ali amca beni gördü “Sen Hasan’ın kızı mısın? diye sordu. istediğim malzemeyi söyledim bana” Hasan’ın selamı yeter” demişti. 

Yine mahallede kimsesiz yaşayan Hatça ninemizin de ihtiyaçları mahallede karşılanıyor, el birliği ile yerine getiriliyordu.

Rahmetli nenem Fadime Hatun komşuluk ilişkilerini çok önemserdi. Evin önünden kim geçerse “aç mısın sofra kurulu gir içeri” derdi.  Şu sözü hep kulaklarımdadır.”Dostum beni arasın bir çürük fındık olsun”. Aranmak hal hatır etmek hediyeleşmek ne güzel ne değerli idi.

Babaların dostluğu annelerin samimiyeti çocuklarında arkadaşlığı yapılan yardımlar ve iyilikler toplumun birlik beraberlik duygularının oluşması ve gelişmesinde temel taşı oluyordu.

Birçok kişinin birbirini tanıdığı, yolda gördüğü zaman selamlaştığı, komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğu ve mahalle anlayışının yaşatıldığı dönemler bizlerin hatıralarına yüklendi kaldı. 

Günümüzde kentlere göç edilmesi, bireylerin birbirlerine mesafeli ve güvensiz yaklaşımları,  0 güzelim sokak kültürü, komşuluk ilişkileri, dinine, milliyetine bakılmadan oluşan dostlukları da yok etti. Kimileri unutuldu kimileri dönülmez uzak diyarlara göç etti o güzel komşuluk ve dostluklarıyla. Hem de bir daha geri gelmemek, geri gelmeyecek güzelliklerle…

Mahallede yaşayan herkes birbirini tanımaz, hatta ne yazık ki komşularının kim olduklarını bilmez hale gelmiştir. Bu bilinmezlikle mahalle/komşuluk olgusunun temelini oluşturan güven duygusu eriyip gitmiştir.

Üst-orta gelir grupları yalnızlaşıyor, hemşeriyle kente tutunmaya çalışılıyor.

Ve yeni mekân AVM’ler. Kentte sayıları hızla artan alışveriş merkezlerine gitmeyi tercih ederek boş zamanlarını geçirebilecekleri çeşitli aktiviteleri Sinema salonları, bowling, buz kayağı pisti, paintball alanı, spor merkezi, kültür merkezi, restoran ve kafeler gibi tüketim mekânlarında zamanlarını geçirmektedirler. 

Böyle mekanlar sayesinde öncelikle komşuluk ilişkileri zayıflamakta daha sonra ise yönetsel birim olan mahalle önemini kaybetmeye başlamaktadır.

Kendimden bir örnek daha verecek olursam: 1986 yılında Gençlik ve Spor İl müdürlüğü Gümüşhane de işe alımı sınavı yapmıştı 3 kişi kazandık 2 kişi alınacaktı. Benim puanım çok yüksek olmasına rağmen komşumuzun oğlu evli ve çocuğu vardı. Hakkımdan feragat ederek onun girmesini istemiştim.

Bugün maalesef ki etkili konumlu bir yerde işiniz olursa; şu sorular ile karşılaşırsınız. Kimdir? görüşü nedir? hangi cenahtan? Vs.

Sosyal medyada özlü sözler nutukları atılır ancak kimse içeriği bilmez uygulamaz hayat felsefesi edinmez.

Yakınında güler yüzlü ve tatlı sözlü komşuları bulunan bir evin, kıymeti ve fiyatı fazladır.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Fırtına29
Fırtına29 - 1 yıl Önce

Yüreğine sağlık.
40 yıl öncesinin heyecanı ve burukluğuna, güzelliklerine gittim.

Sebahat ünal
Sebahat ünal - 1 yıl Önce

Katılıyorum aynen eskiden komşuluk vardı herkez birbirine deyer verirdi çok şükür bizler komşuluk diyaloğümuzu sürdürüyor ñadiren de olsa

Mehmet Yıldırım
Mehmet Yıldırım - 1 yıl Önce

Tebrik ederim sizi, toplumsal yapının tesbitini tam yapmışsınız. Sevgi, saygı, yardımlaşma büyüğe saygı, küçüklere sevgi ve hoş görü eskilerde kaldı. Şu anda bireysellik ön planda ve yeni nesilde "sadece ben" egosu hakim. Kural tanımazlık, hak, hukuk bitmiş durumda bunun bir dönüşü, eskilere dönmenin yolunun aileden, bireysel ve toplumsal eğitimden geçeceğine inanıyorum. Selam ve saygılar...