KURBAN YAKLAŞTIR BİZİ

Arapça’da gerek maddî gerekse mânevî her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan kurbân kelimesi dinî terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.[1]

Sözlükte “yaklaşmak, yakın olmak” anlamında masdar olan kurbet (karâbet), isim olarak “yakınlık, akrabalık” mânasına gelir. Terim olarak ise kişiyi Allah’a yaklaştıran, sevap kazanmaya vesile olan bütün fiilleri ve davranışları ifade eder.

Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Bunu yaparken de malını Allah için telef etmesi değil en yakınlarından başlayarak insanlara yararlı olacak tarzda gerçekleştirmesi istenmiştir. Kur’an’da kurbanın kan ve etinin değil kesenlerin dinî duyarlılıklarının (takvâ) Allah’a ulaşacağının belirtilmesi [2] buna işaret eder. Kurban Allah’a verdiği nimetlerden dolayı şükür anlamı da taşır. [3]

Kurban, Allah yolunda infakın, cömertliğin, fedakârlığın ve takvanın bir nişânesidir. Biz Müslümanlar, kurban keserek Rabb’imizi hoşnut etmenin ve O’na tazimde bulunmanın sevincini yaşar;

Bu vesile ile kendini nefsin ve şeytanın hilelerinden koruma fırsatını da elde etmiş olur.

Kurban, toplumun tamamını kucaklayan potansiyel bir güç kaynağıdır. Onunla ekonomik hayat canlandığı gibi, yine kurban neticesinde oluşan imkânlarla ihtiyacı olanların ihtiyaçları giderilerek içtimaî bir dengelenme sağlanır.[4]

 Kurban, zenginlerde infak, paylaşma ve cömertlik duygularını geliştirir, fakirlerde ise zenginlere karşı oluşan önyargıları yok eder; zenginlerle fakirler arasında karşılıklı sevgi, saygı ve muhabbet duygularını geliştirerek toplumsal huzuru ve barışı sağlar; yine bu bağlamda kurban “sosyal adalet”in gerçekleşmesine katkı yapar.

Kurban, insanın yardım etmesini kolaylaştırarak dünya malına olan tutkunluğunu önler.

Kurban kesen insan, Allah’ın koruması ve himayesi altına girmekte, şeytanın ve nefsinin tehlikelerinden kurtulmaktadır.

Kurban, kendisine bahşedilen her şeyi asıl sahibine ait kılmanın en mukaddes bir tavırla anlatılmasıdır. Kurban, dünyayı reddedenlerden, orada kalanlar için bırakılmış bir veda hatırasıdır.

Bizlerden yüce yaratıcının istediği bu eylemin biz tarafı kesinlikle, niyetinin eyleme dönüşmesi içindir.

Çünkü; Kurban edeceğimiz kazancımızın bize itiraz etmesinin veya niyetinin olumsuzluğu asla söz konusu olmamasıdır. Evet, bu dünya öyle bir imtihan yeri ki, bazen malımızla bazen canımızla bazen de sevdiklerimizle deneniyoruz. İman iddiamızın samimiyetini ortaya koymamız, bu ciddi imtihandan başarıyla geçmemize bağlı.

Nitekim Yüce kitabımız;

 "Andolsun biz sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan canlardan ve mahsullerden biraz eksiltme ile imtihan edeceğiz..[5] buyurmak sûretiyle bu noktayı vurgulamaktadır

Kurban, İslâm’da sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğinin en iyi ve en somut şekilde görüldüğü bir ibadettir.

Fakirlere bir dayanak olur, onları hayata bağlar.

Kurban; toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, kurulan sofralarla komşuluk ilişkilerini pekiştirir, yapılan ev ziyaretleriyle zenginleri ve fakirleri kaynaştırır, böylece aralarındaki muhtemel haset duygusunu tedavi eder.

İşte kurban ibadeti, biz Müslümanların hayatı Allah için yaşama azim ve gayretinde olduğumuzu  gösteren bir sembol, bir işaret olması dolayısıyla son derece önemlidir. Resulullah’ın (s.a.s.) bize öğrettiği şekliyle; dualarla, tekbirlerle kesilen kurbanlar, bizden çok uzaklarda bir yerlerde bir şefkat eli olup mazlumların gözyaşlarına dokunur bugün. !

Bir gözyaşı diner birden;

Bir kalpten keder gider!

Duaların en makbulünü taşır Melekler semaya.

 Kalpten kalbe sımsıkı bir kurbiyet bağı olur

İlahi rıza için kesilen kurbanla,

 Allah’a (azze ve celle) teslimiyetin huzuru iner gönüllere;

 İhlâsın sükûnu iner!

Kurban kesen kimse adeta şöyle demiş olmaktadır:

Ya Rabbi! Senin yolunda, senin rızanı kazanmak uğruna maldan-mülkten, sevdiklerimden ve hatta canımdan geçmeye hazırım. İşte bu kurbanı benim bu imanımın ve teslimiyetimin bir simgesi olarak yine senin adınla kesiyorum.

Bu kurbanın toprağa dökülen kanı, sana verdiğim sözde, imanımda ve ihlasımda bütün benliğimle sabit-kadem olduğumun imzası ve tasdikidir.

Kabul eyle ve beni bu yolda daim eyle...

Ey kurban yaklaştir bizi Allah’a

Kurbanın bütün din ve kültürlerde fedakârlığın, erdemin, adamanın ve adanmanın en üst ifade ve eylem biçimi olarak kabul edilmesinin remz insanı atamız Hz  İbrahim’e ve tüm dostlara  selam olsun


[2] Hac 22/37.

[3] cilt: 26; sayfa: 436

[4] cilt: 26; sayfa: 440

[5] Bakara Sûresi 155

YORUM EKLE