Lütfi Doğan Hocamızın Ardından

Gümüşhane’mizin medar-ı iftiharlarından, bir mübarek alim, Lütfi Doğan Hocamız 4 Aralık Pazartesi günü Hakk’a yürüdü. Ne mübarek bir alim ki Süleymaniye Camii gibi mübarek bir camiinin haziresine, Sultan Süleymanların, Mevlana Gümüşhanevilerin ve daha nice âl-i Osman’dan mübarek zatların civarına defnedildi… Biz de bu haftaki yazımızda, bir nebze bu yüce alimden bahsetmeye ve ahir ömründe dahi yaptığı hizmetleri birazcık anlatmaya çalışalım. 

Lütfi Doğan Hoca, Köse’ye bağlı Salyazı köyünde 1930 yılında dünyaya geldi. Babasından ve dayısından Kur’ân eğitimi alan hocaefendi, küçük yaşta hafızlığını ikmal etti. Eski Gümüşhane Müftüsü Mehmed Ragıp Efendi’den de okuyan Lütfi Doğan Hoca 22 yaşında Gümüşhane Merkez’de imamlığa başladı. 2 sene sonra yani 24 yaşında Erzincan’ın Kemah ilçesine müftü olarak tayin edildi. 6 sene sonra yani 30 yaşında Erzincan müftüsü oldu. Ankara İlahiyat’ı kazanan hocaefendi Ankara’da müftü yardımcılığı vazifesini deruhte etti. Fakülteyi bitirince Diyanet’te müfettiş olarak görevlendirildi. 35 yaşında Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi oldu. 38 yaşında Diyanet İşleri Başkanlığı görevine atandı ve 4 seneden fazla bu makamda hizmet etti. Başkanlık görevini kendisiyle aynı ismi ve soyismi taşıyan 2. Lütfi Doğan Hoca’ya devrettiğinde henüz 42 yaşında ve kariyerinin 20. yılındaydı. 

Bundan sonra yavaş yavaş devlet kademelerinde vazife alan hocaefendi, senatörlük, milletvekilliği gibi vazifelerini 2002 senesine kadar yani 30 sene daha sürdürmüştür. 

Kariyer basamaklarını hızlı ve emin bir şekilde tırmanan hocaefendi, elbette ki mizacı gereği manevi terbiyesini de unutmamış, Gümüşhanevi dergahına intisap ederek, nefsini terbiyeye çalışmıştır. İstanbul’da bulunan Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’ne gönül vererek Şeyh Ziyauddin Gümüşhanevi Hazretleri’nin de manevi evladı olmuştur. Hak yolun dervişlerine hiçbir vakit kayıtsız kalmayan hocaefendi, İstanbul’un güzide postnişinleriyle de hemhal olmuş, Nakşi-Halidi geleneğin yegane temsilcilerinden olan Mahmud Efendi Hazretleriyle de yakın ilişki içerisinde olmuştur. 

Çocuk yaşından beri ilimle meşgul olan hocaefendi 1987 yılında ISİLAY Vakfı’nı kurarak nice genç dimağların yetişmesine katkıda bulunmuş, yolu Ankara’ya düşen ilim talebelerinin başvuru mercilerinden olmuştur. Vefatının ardından kendisine sadaka-i cariye olacak, biiznillah amel defterini kapatmayacak talebeler bırakarak göçüp gitmiştir bu dünyadan.

Hasılı; hakkında şahitlik yapan kim varsa herkesin hüsn-i şehadetle ve gıptayla yad ettiği hocaefendi son derece kibar, sakin tabiatlı, mütebessim çehresiyle ümmet hafızamızda yerini almış oldu. Bir müddet sağlık sorunlarıyla uğraşan hocamız 4 Aralık günü dünya çilesini tamamlayıp, ruhunu Rahman’a teslim etti. Geride bıraktığı ailesi, talebeleri ve sevenlerinin başı sağolsun. 

Ardından iki cenaze namazı kılındıktan sonra Süleymaniye Camii haziresine, şeyhi Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin civarına defnolundu. Mekanı cennet olsun. Kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Yüce Mevla, ruhunu dostlarının ruhuna ilhak eylesin. Amin. 

Alimin ölümü alemin ölümü gibidir. Böylesine seçkin bir alim ile Gümüşhane halkı olarak ne kadar övünsek azdır. Ancak takdir edersiniz ki alimler, hocalar ağaçta yetişmiyor dostlar. Eğer bizler de Lütfi Doğan Hoca’nın babası gibi evlatlarımızı din yolunda feda etmezsek, onları medreselere, Kur’ân kurslarına yollamazsak veya mevcut medreselere, kurslara yardımcı olmazsak yeni Lütfi Doğanlar nereden yetişecek? Yetişemeyecek tabii ki. O zaman övünmemiz boşa olur. O sebeple mademki bir hocamızı kaybettik, hemen yerine yenisini yetiştirmenin gayretinde olmamız lazımdır. 

Rabbim hocaefendiye rahmet eylesin. Neslinden ve memleketinden hocaları, hafızları, alimleri eksik etmesin. Amin. Amin. Amin. 

Recep ÇELİK
İmam-Hatip
Dini Sorularınız için;
recepcelik2925@gmail.com

YORUM EKLE