ALLAH’IN BAKTIĞI YER KALBİMİZ

Kirletmeyesiniz, kırmayasınız. 
Kalbimiz Gönül Dünyamız.!
O gün Allah’a temiz bir kalple gelin. 

Kalp gönül kelimesi Kerim kitabımızda yüzden fazla, yerde geçmektedir.  Bunun yanında Kur’ân’da kalbin eylemleri olarak iman, ilim, marifet, basiret, muhabbet, zikir, fikir, takva, teslimiyet, şirk, küfür, inkar, nifak, gaflet, şüphe, hased, kin, kibir, nefret gibi yüzlerce kavram ve konu yer almıştır.

Bir et parçası olan yürekle, kalbi birbirinden ayırmışlar ve esas kalbin, -maddi et parçası olan yürekle bir şekilde ilgisi olsa da insan hakikatinin özü olan Rabbi bir latife olduğuna dikkat çekmişlerdir. Türkçemizde bu kalp genellikle “gönül” kelimesiyle ifade edilmiştir. Bu gönle sahip olmak, bir tasfiye (arındırma) sürecini gerekli kılmaktadır. 

Kalp, insan davranışlarına yön veren, içselleştirip onlara değer kazandıran merkezdir. Davranışlar, önce gönüllerde çimlenir, kök salar sonra neşv ü nema bulur. Devamında dış dünyaya açılır. İnsan söylediği her sözün, işlediği her eylemin onun iç dünyasında bir alt yapısı ve etkisi vardır. Yani insan, ya içindekini, söz ve eylemiyle dış dünyaya yansıtır, ya da insanın söyledikleri ve işledikleri onun iç dünyasında kalıcı izler bırakır.

Bu yüzden  kalbe (gönül)e “rabbânî latife” ve “ilâhî cevher’denir.

İslam, insan davranışlarının beyni olan iç dünyaya büyük önem vermiştir. 

İman, kalbîn tasdikinden ibaret sayılmıştır. 

İnsan hayatında bu kadar önemli olan gönül dünyası, İslama göre başıboş bırakılmamıştır. İslam, işe öncelikle gönüllerden başlamış ve iç dünyanın kontorolünü inancın elinde tutmaya gayret etmiştir.

Kur’ân-ı Kerim’in beyanına göre iman ve İslâm’ın ilk işâreti, gönül açılmasıyla başlar. Bu açılma, Hakk’a yakınlık (kurbiyyet) ölçüsündedir.

Kalbin değişimi kişinin iradesindedir.

Ehsendir en temiz haliyle insana emanet edilmiştir. 

İnsan elinde olan Kalb olumsuz yönde de değişir ve türlü renklere girer. Kur’an’da kalb körlüğünden   kalb kasvetinden ve taşlaşmış yüreklerden    bahsedilmiş; kalblerin mühürlenmesi   gerçeği algılamaktan alıkonulması   kilitlenmesi ve üstüne perde çekilmesi   üzerinde de durulmuştur. Allah yoldan sapanların kalblerini saptırır  yani insan kendi iradesiyle kötülüğü tercih edip o yönde teşebbüse geçerse kirlenir gönül dünyası, bozulur temizliği Allah’ın baktığı yerde neler görünür sizce.?

Dinî ve insanî hayatın merkezinin kalp olduğu Kur’an ve hadislerde açıkça ifade edilmiştir. “Kalbleri var ama onunla bir şey anlamıyorlar”  Akletmek için onlarda kalb yok mu?”   “Kalbi olanlar için bunda öğüt vardır”   meâlindeki âyetler kalbin idrak, ilim, mârifet ve düşünme aracı olduğunu ortaya koymaktadır.

 Nitekim, davranışların İslam katında anlamlı ve değerli olması, inanarak yapılmasına bağlanmıştır. İslam insanın ayrılmaz özelliği olan Salih Ameli (yararlı davranış, kişiye ve başkalarına dünya ve ahirette yararlı olan iş) iman etmeye endekslenmiştir.  Gerçek anlamda İman kalp işidir. 

Müminin kalp niyeti, amelinin kaptanıdır.

Yüce Allah, inanan kullarını amelleriyle değil, niyetleriyle ebedî cennetine koyacak; inanmayanları da niyetleriyle ebedî cehennemine atacaktır. Şekil, şükül, cilik, culukla değil.

Kur’ân, muhatabı olan insanın iç dünyasının eğitimi üzerinde geniş bir biçimde durmuştur.  Kur’ân’da kalp ve kalple eş anlamlı yüzlerce ayet yer almıştır. “insan en güzel biçimde yaratıldı.”  Kalben, ruhen ve fiziken tertemiz kusursuz. Sonra kendi, kalbini kendi bozdu.

Kalp de diğer organlar gibi Allah’ın insandaki emanetlerinden birisidir. İnsan diğer organları gibi, kalbini de nerede ve nasıl kullandığından sorumludur. Kalbin en başta gelen fonksiyonu olan niyet, insanın duygu, düşünce, söz ve davranışlarına değer kazandıran bir kalp eylemidir. 

Allahʹa yönelmiş bir kalpl   nerede ve nasıl kullandığı sorusunun kazanılmış cevabı olacaktır. 

Mânevî açıdan kalp, insanın gönül dünyasının merkezini teşkil eden, Rabbî bir noktadır. 

Bu anlamda insan yüreğiyle vardır.

Dünya aynasına gönül dünyasıyla bakmalıdır.

Gönlü ölürse taşlaşır kendini bile taşıyamaz. 

İnsan yüreğini kaybederse gayesini kaybeder, acı duymaz. 

Yüreğ’in hacmi küçüktür ama dünyayı içinde taşıyacak kadar büyüktür.

Yeterki taşıyıcı ne istediğini bilsin. 

Mehmed Akif’in dediği gibi: 

Ölü yürek sinede yük olur. Bu sefer onu dünya taşıyamaz.

Nitekim Taşlaşan Yürekleri artık dünya taşıyamıyor.  Halbuki taş taş iken göksünden nice pınarlar fışkırtır. Nice canlar hayat bulur. En büyük tehlike insanın yüreğini kirletip  kaybetmesidir. 

Yüreğini kaybeden insanın artık kaybedecek neyi kalır.? 

İnsanlığın büyük ölçüde kaybedilmeğe yüz  tuttuğu, vicdanların sağduyu üretemediği ve sözlerin kifayesiz kaldığı, duyguların kaybolduğu, modern dönem olarak tabir edilen kalabalık dünyanın sakinleri bizler gönüllerin hiçe sayıldığı kendi varlığının değerini  anlayamadığı bir sürecin varlığına şahit oluyoruz.

Kalb ve gönül yıkma Yunus Emre derki:

“Bir kez gönül yıktın ise, o kıldığın namaz değil,

Yetmiş iki millet dahî, elin yüzün yumaz değil.”

Benzeri sözler:

“İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise.” Y.Emre

İnsan taştan sert, gülden nâziktir. Yani o kırmaya ve kırılmaya müsait bir yapıya sahiptir.

Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bari bir gönül yıkılmasın dilinden. Mevlâna 

Bir kalbi kırmak, senelerce yapılmış ibâdet sevabının hepsini alıp götürür, kâfirin dahi kalbini kırmak yasaklamıştır.

Bir gönlü mü kırdın; ağlamalısın. Hele özür dilemesini.  bilmiyorsan; senden dost olmaz, Senden yâren olmaz. Ya incittiğin, kırdığın gönlü kalbi Allah  ve  Rasulullah seviyorsa.

Nerden bileceksin, bilmiyorsun. Bilseydin ödün kopardı dokunmaktan. Kalb kırmak Kâbe'yi yetmiş defa yıkmaktan daha kötüdür. Zira kâbe' yi Hz.İbrahim inşa etmiş, gönlü ; yüce Allah yaratmıştır.

Oysa gönül her an Allah’ın baktığı yerdir (Gönlü inciten Hakk’ı incitmiş olur.)

Kalp kıra kıra yolumuza devam ediyoruz.  Hem ne devam etmek. Kalp kırmada, gönül yıkmada, hatır saymama da üzerimize yok !

Gönül insanları derki:

Şaşarım insanlara beden ölür ağlarlarda,  gönül ölürde ağlamazlar

Alvarlı Efe ne güzel özetlemiş.

“Sakın incitme bir canı Yıkarsın arş-ı Rahman’ı”

Artık karşımızdaki her canlının bir kalp (gönül) taşıdığını hesaba katarız değilmi.?

Gelki. ! Gönül haritası işğal edilenler nasıl anlasınlarki:

Selam ve dua ile kalın.


[1] Şuarâ, 89

[1] Bk. Muhammed Fuad Abdülbaki, el-Muʹcemüʹl-Müfehres, ilgili maddeler.

[1] el-Hac 46,

[1] el-Bakara 74;

[1] el-Bakara 7, Nahl 108

[1] A‘râf 101

[1] Bakara 88, En‘âm 25

[1] Saf 65

[1] A‘râf 179

[1] Hac 46

[1] Kāf 37

[1] İ.A.A. Der., yıl: 6 [2005], sayı: 15, ss. 107-121

[1] Tîn, 4.

[1] Kaf, 33

[1] Kurtubî, el-Câmi’, c. X, ss. 259-260.

YORUM EKLE