Asırlar boyunca tarihe adalet mührünün vuran ceddimiz, bunun yanında tüm dünyaya namus nedir? Irzın korunması nedir? Şeref nedir? Öğretmiştir.
Yeryüzündeki deyyuslukların düşmanı olup her birine korku salmıştır.
Bir padişah fermanı Avrupa’daki kadınlı erkekli bir Baloyu anında durdurmaya yetmekteydi.
Bu yüzden de Ceddimiz Osmanlı’dan en fazla rahatsızlığı Sömürgecilerle beraber yerli ve yabancı deyyuslar duymuştur.
Osmanlı’yı diplomasi yoluyla masabaşı yıkan güçlerin asıl amacı o zihniyeti temelinden sökmekti.
Bu yüzden O’nun nesli kirletmek, bozmak için diplomatik ve siyasi tüm yollar çok iyi kullanılıyor. Medya, ekonomi gibi köşe taşları devreye sokuluyor.
Bu çalışmaların tümü AB süreci, batı normları, uluslararası antlaşmalar adıyla gizleniyor.
Bu yıkımı hem sağcılar, hem solcular, demokratik muhafazakarlar yapıyor.
Domuz etinin kasaplık et olarak satımının serbestliği,
Bozuk nesil için Süt bankası kurdurma girişimleri,
En mühimi de Zinanın suç kapsamından çıkarılması.(Fahişeliğin bedava olup yayılmasının sağlanması)
Gayrimeşru yarışma, evlenme programları ile ailenin çökertilmesi.
Bunlar hep bir yerden yönetilen Siyonist paradigmanın projeleridir. Bunlardan doğan sonucun rahatsızlığını duyan Sn. Başbakanı çok iyi anlıyor, ondan fazla katılıyorum. Ama bunların illetini hazırladığının gafletinden uyanmasının gerektiğine inanıyorum.
Şerefli bir neslin torunları teknolojinin esiri edilmiş, değersizlik ve Cumasızlık anaforunda manevi değerleri yozlaşmış bir hale getirilmiştir. Bu Siyonist çalışmanın en yakın kurbanları Bilgiye en yakın olan genç nüfustur. Bu kirlenmeyi dile getiren Sn.Başbakana karşı ülkenin birçok noktasında eylemler yapılmaktadır. Bu eylemler şunu gösteriyor ki bu namussuzluk ne kadar içselleşmiştir. Ne kadar sıradanlaşmıştır.
Bu gibi siyonist projelerin tesiri sadece öğrencilerle, genç nüfusla kalmamış, Aile’nin fertlerinin birbirlerini kesmelerini getirmiş, Aile fertlerinin birbirine olan sadakatini yok etmiştir. Hergün sapık bir hadise bunun sonucu bir cinayet gündemi tutmaktadır.
Öğrencilerin toplumun namusuna verdiği zararla Pazartesi devam edelim İnşallah.
Yeryüzündeki deyyuslukların düşmanı olup her birine korku salmıştır.
Bir padişah fermanı Avrupa’daki kadınlı erkekli bir Baloyu anında durdurmaya yetmekteydi.
Bu yüzden de Ceddimiz Osmanlı’dan en fazla rahatsızlığı Sömürgecilerle beraber yerli ve yabancı deyyuslar duymuştur.
Osmanlı’yı diplomasi yoluyla masabaşı yıkan güçlerin asıl amacı o zihniyeti temelinden sökmekti.
Bu yüzden O’nun nesli kirletmek, bozmak için diplomatik ve siyasi tüm yollar çok iyi kullanılıyor. Medya, ekonomi gibi köşe taşları devreye sokuluyor.
Bu çalışmaların tümü AB süreci, batı normları, uluslararası antlaşmalar adıyla gizleniyor.
Bu yıkımı hem sağcılar, hem solcular, demokratik muhafazakarlar yapıyor.
Domuz etinin kasaplık et olarak satımının serbestliği,
Bozuk nesil için Süt bankası kurdurma girişimleri,
En mühimi de Zinanın suç kapsamından çıkarılması.(Fahişeliğin bedava olup yayılmasının sağlanması)
Gayrimeşru yarışma, evlenme programları ile ailenin çökertilmesi.
Bunlar hep bir yerden yönetilen Siyonist paradigmanın projeleridir. Bunlardan doğan sonucun rahatsızlığını duyan Sn. Başbakanı çok iyi anlıyor, ondan fazla katılıyorum. Ama bunların illetini hazırladığının gafletinden uyanmasının gerektiğine inanıyorum.
Şerefli bir neslin torunları teknolojinin esiri edilmiş, değersizlik ve Cumasızlık anaforunda manevi değerleri yozlaşmış bir hale getirilmiştir. Bu Siyonist çalışmanın en yakın kurbanları Bilgiye en yakın olan genç nüfustur. Bu kirlenmeyi dile getiren Sn.Başbakana karşı ülkenin birçok noktasında eylemler yapılmaktadır. Bu eylemler şunu gösteriyor ki bu namussuzluk ne kadar içselleşmiştir. Ne kadar sıradanlaşmıştır.
Bu gibi siyonist projelerin tesiri sadece öğrencilerle, genç nüfusla kalmamış, Aile’nin fertlerinin birbirlerini kesmelerini getirmiş, Aile fertlerinin birbirine olan sadakatini yok etmiştir. Hergün sapık bir hadise bunun sonucu bir cinayet gündemi tutmaktadır.
Öğrencilerin toplumun namusuna verdiği zararla Pazartesi devam edelim İnşallah.