ÖĞRETMEN OLUNMAZ ÖĞRETMEN DOĞULUR

Meslekî niteliği anlamında öğretmenin temel görevi öğrenmeyi sağlamaktır. Öğretmenin meslekî niteliği genel kültür, alan bilgisi, öğretmenlik meslek bilgisi ve beceriyle ölçülür (Erden, 1999). Öğretmen, konuşma dili ile yazı dilini öğrencilerinin düzeyine uygun olarak etkili biçimde kullanabilen kişi olmalıdır. 

Anlatmak istediklerini, açık ve anlaşılır biçimde uygun bir ses tonu ile kısa yoldan dile getirebilmelidir. Öğretmen, dile ne ölçüde egemen olursa olsun, sözel iletişime ağırlık vermesi durumunda, yanlış anlaşılmalara ya da öğrencilerin sıkılmasına neden olabilir. Bundan dolayı, öğretmenin işlenecek konuyu görsel ve işitsel araç-gereçler yardımıyla sunması, mesajının doğru algılanmasını sağlar (Tandoğan, 1998). 

Etkili öğretmen, öğrencileri arasında ayrım yapmaz. Onları bir üst öğrenime veya hayata hazırlar ve okul-aile ilişkisine önem verir. Öğretim etkinliklerini planlı yapar. Zamanı etkili kullanır (Çelikten, Can, 2003). Diğer öğretmen ve yöneticilerle iyi iletişim kurar. Bütün bunların sağlanmasında okul yönetiminin ve öğretmenin çabası yeterli değildir (Özden, 1999). 

Öğretmen, bir eğitim sisteminin en önemli ögelerinden biridir. Sistemi oluşturan bütün ögelerin, yetiştirilecek öğrencilerin daha yaratıcı ve verimli olması için niteliklerinin artırılması gerekir (İlhan, ?). Millî Eğitim Bakanlığı 1999 yılında Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesinin “Çağdaş Öğretmen Profili” adlı çalışmasıyla genel bir çerçeve çizilmiş olur (MEB, 2001). Öğretmen, modernizm ve geleneksellik arasında denge kurmak zorundadır. Bu zorunluluk baş döndürücü bir değişimin içinde bulunan öğretmenin geçmiş ile gelecek arasındaki rolüne de ışık tutar. Öğretmenler, teknolojik gelişmeleri yakından izlemek zorundadır. 

Toplum hayatında ortaya çıkan sosyal düzenlemeler, okullar göz önüne alınarak yapılmalıdır. Öğretmenin meslekî özelliklerinden birisi olan alan bilgisi, öğretmenlik için çok önemlidir. Bu öneme rağmen öğretmenlik mesleği ayrı bir yetenek gerektirir. Bu anlamda hiç tereddüt etmeksizin “Öğretmen olunmaz, doğulur” diyebiliriz.

Öğretmenin alan bilgisi, diğer insanların aynı konudaki bilgisinden farklılık gösterir. Alan bilgisi, yalnızca bilginin yapısına göre değil, aynı zamanda öğrenecek olan öğrenciye göre de düzenlenecek bilgidir. Öğretmen, bilginin toplumsal değerini, günlük yaşam ile ilişkisini ve günlük yaşamda kullanımını da bilmek zorundadır (World Bank, 2005; akt: TED, 2009). Bilgiye sahip olmak tek başına yeterli değildir. Öğretmen bildiğini nasıl öğreteceğini de bilmelidir (Erden, 1999). 

İyi bir öğretmenin rolleri vardır. Bunlara kısaca değinecek olursak; temsil, liderlik, öğreticilik, arabuluculuk, hakemlik, yargıçlık bunlardan birkaçıdır. Her toplum için öğretmen ve öğretmenlik mesleği çok önemlidir. Bireylerin toplumsallaşması, kültürel değerlerin genç kuşaklara aktarılması, bireyin ve toplumun bilinçlendirilmesi, demokrasinin korunması ve ülke ekonomisinin düzeltilmesi gibi pek çok önemli konuda ilk görev, öğretmene düşmektedir (Eskicumalı, 2002).

İyi bir öğretmende aranan nitelik ve özellikler, o kişiye her şeyden önce bir saygınlık ve karakter kazandırır. Toplumsal hayatta ortaya çıkan her türlü sorunun birebir yaşayıcısı olan öğretmen, içinde yaşadığı toplumun aynasıdır. Yeni arayışlar ışığında sürekli gelişen ve yetişen bir öğretmen, öncelikle kendini sonra da çevresini aydınlatır.

Öğretmenlik mesleğinin gerekli kıldığı özellik ve becerilere sahip bir kişi, toplumda ve dolayısıyla da dünyada barış kültürünün oluşturulmasında etkin rol alır. Öğretmen, günlük yaşamda ve okul yaşamında kültürel ve bireysel farklılıkları öncelikle uygarca; sonra da çatıştırarak, uzlaştırarak toplum gerçeklerini ortaya çıkarır. Özgüveni ve gönül gücü güçlü olan bir öğretmen, eğitimde karar alma süreçlerine kendiliğinden ve üretken bir şekilde katılacaktır. 

Yaşadığı toplumun ve dünyadaki hızlı değişimin farkına varan bir öğretmen, bilgi ve iletişim teknolojisinin öğrenme ve öğretme üzerindeki etkisini iyi bilir. Bunu sağlamak için elektronik ağlar kurulmalı ve uzaktan eğitim olanakları geniş kitlelere yayılmalıdır. Öğretmenlere sunulan olanaklar ne kadar iyi ve ileri düzeyde olursa başta eğitim sistemi olmak üzere toplumdaki her türlü değişiklik de bir o kadar uyum içinde ve olumlu yönde olacaktır. 

Nitelikli bir öğretmen, kendine ve çevresine iyimserlik aşılar. Öğretmen, kötümser duygularla hareket ederse bu, onun mutsuzluk kaynağı olur. Sağlıklı bir kurum ve bireyler, ancak iyimser kişiliklerle kazanılır. Etkili okullara sahip olmak için özellikle insana yatırım yapmak gerekir. Eğitimin en önemli ögelerinden biri olan öğretmene meslekî gelişim olanaklarının sunulması bu bağlamda büyük önem taşımaktadır.

Öğretmenlik mesleğini etkili ve verimli kılmak için meslekî gelişim etkinliklerine MEB genel bütçesinden yeterli oranda kaynak ayrılmalıdır. Ne var ki bu da tek başına yeterli olmayacaktır. Öğretmenlerin becerilerini geliştirmeye yönelik planlama ve değerlendirme süreçlerinde her zaman öğretmenle iletişim durumunda olunmalıdır. Amaç öğretmen becerisini artırmak ise öğretmenle işbirliği sağlanmalıdır.

Öğretmenlerin kişisel ve meslekî gelişimleri sağlandığında etkili öğretmen kendiliğinden ön plana çıkacaktır. Her şeyden önce öğretmenlerin gerçek anlamda okur-yazar olmaları sağlanmalıdır. Bunun ile birlikte bilişim teknolojisinin olanakları öğretmenin kullanımına verilmelidir. Elde edilen bilgi, öncelikle halkın yani insanlığın işine yaramalıdır. Bu anlayışı bir şairimiz şöyle özetlemiştir:

“Çalış öz halkının işine yara.
 Giysin emelinle dünya zer-hara”
Nizam-ı Gencevî.

Her öğretmen, mesleğini en iyi şekilde öğrenmelidir. Mesleğinin bütün inceliklerini bilen bir öğretmen, öğreteceği konuda aranan insan olur. Şair Nizamî’ye göre ne işle uğraşırsak uğraşalım o işin gerektirdiği çabayı göstermek ve mesleğimizin inceliklerine vakıf olmak durumundayız.
 

“Bir bilimi öğrenmek istersen,
Çalış ki her şeyi kâmil bilesin.
Kâmil bir palancı olsa da insan,
İyidir yarım papakçılıktan.
” Nizam-ı Gencevî.

Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.

YORUM EKLE