SEÇİMLER VE BAŞKAN ADAYLARI

Yerel seçimler için, takvim ilerliyor. Her ilde ilçede ve hatta belde ve köylerde herkesin konuştuğu ortak konu Mart ayında yapılacak seçimler.

Eskişehir’de olduğu gibi diğer Büyük şehirlerde İl Özel İdarelerinin kapatılıp yetki ve sorumluluklarının Büyükşehir Belediyelerine geçmesi bu illerimizde ki seçimleri önemli bir hale getirmektedir.

Ayrıca geçmiş dönemlerde muhtar adayı çıkmayan köylerimizde bile bu seçimlerde aday enflasyonu yaşandığını, görev için gittiğimiz köylerde görmekteyiz.

Köy kanunda yapılması düşünülen değişiklikler ile Köy ve Mahalle muhtarlarının özlük haklarındaki iyileştirmeler bu enflasyonun temel sebebi olarak görülüyor.

Belediye Başkanı ve belediyeler, bir şehrin gelişimi ve geleceği ile ilgili her türlü faaliyetlerin icra edildiği yetki mercileri olduğundan, birey, toplum ve şehrin geleceği için, hiç şüphesiz, belediye başkanının, kim olacağı, ya da kim olması gerektiği, büyük önem taşımaktadır.

Belediye Başkanı, bir şehrin kaderini ve geleceğini etkiler. Bu yüzden " "belediye başkanının özellikleri neler olmalıdır? ve "belediye başkanından ne bekliyoruz? gibi, soruların cevabının, önceden bilinmesi gerekir. Çünkü her şehrin, Belediye Başkanı kıstasları, dönemsel olarak değişmekte, istekler ve ihtiyaçlar da şartlara göre belirlenmektedir.

Aday enflasyonunun yaşandığını medyadan öğreniyoruz ki bu demokrasi açısından iyi görünse de art niyet olmadığı sürece, bu demokrasi açısından umut vericidir. Ancak yerel yönetimlere karşı projesi veya söylemi bilinmeyen, kerameti kendinde arayan, kişi/ kişilerin de aday, adayı olduğu da bir gerçektir.

Yerel yönetimlerde özellikle şehircilikten anlamayan kişilerin bulunması sonucu takdir edersiniz ki sağlıksız ve çarpık kentleşmenin ve bugün arzu edilemeyen sorunların, meydana gelmesine neden oldular.

Elbette aday, adaylığı, demokratik düzende, ilke olarak herkesin hakkı olan olağan bir süreçtir. Buna denecek, hiçbir şey yok. Ancak bazı kişi/kişiler, belediye aday adaylarını, bir basamak olarak görüyor.

Kazanamayacağını bildiği halde, özellikle de iktidar partisinden aday adayı olan kişilerde. Bu kişilerin içinde hedefi, Belediye Başkanlığı değil de bir makam kapmaktır.

Diğer yandan Belediye Başkanı adayı olarak gösterilmelerinin imkânsız olduğunu bilmelerine rağmen, siyasette bir yerlere gelebilmek, Belediye meçlisinde, ve geleceğe yatırım yapmak arzusuyla veya adını duyurabilmek amacıyla, çok az sayıda da olsa, aday adayı veya aday, olan kişi/kişiler de var.

Şu bir gerçek ki yıllardır, yerel seçimler öncesi, partileri adına emek verip mücadele etmemiş, kamuoyunda tanınmayan,  şehircilik vizyonları yeterli olmayan, dalkavukçu uyanık tipler, partilere ve siyasetin kalitesine zarar verdiler ve bugünde veriyorlar.

Siyasi partiler de, kişi/kişiler gibi aynı yanlışlıkları yaparlar. Seçimlerde adayları, önceden belli olduğu halde, temayül yoklaması yaparak, seçmeni aldatırlar.

Seçmenlerde, bu yanlışlığı bilmesine rağmen, bu partileri tercih ederler.

Adayların yanında konuşulması gereken ancak hiç dile getirilmeyen seçimlerin maddi boyutunu hatırlatarak yazımızı bitirelim.

Eşit şartlarda başlamayan, hazine yardımının adil olarak dağıtılmadığı bir düzlemde ülkemiz seçime giderken seçim yarışının ne kadar adil ve demokratik olabileceğini siz kıymetli okurlarımızın takdirine bırakıyorum.

Unutmadan söyleyeyim siyasi icazeti halktan yani seçmenden almak varken bunu Atlantik ötesinden almayı marifet sayan bir anlayışın Ulu Önder Atatürk’ün : “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünü bundan sonra nasıl yorumlayacaklar merak ediyorum.
YORUM EKLE