SEN OKUMALISIN

Günümüzde okumak her ne kadar cazibesini yitirmişse de Gümüşhane gibi coğrafya yönünden hayata ekside başlayan çocukların kurtuluş reçetesidir okumak. Elinde ticareti, turizmi, sanayisi, tarımı adına elle tutulur bir çıkış yolu olmayan Gümüşhane gibi illerin evlatlarının okumaktan başka bir hal çaresini göremiyorum.

1994 yılında Kars’ın Kağızman İlçesinde başlayan ve bugün Gümüşhane Halk Eğitim Merkezi’nde otuzuncu mesleki yılıma merhaba diyeceğim 2024 eğitim öğretim yılı arasında yüzlerce öğrencimizi okutmanın yanı sıra onların kalplerine dokunmanın ve onları bu ülkeye özü, sözü bir, vatana ve milletine, değerlerine âşık bireyler olarak yetiştirmenin hazzını yaşamaktayım.

Meslek yılının üçte birini köy öğretmeni olarak beş sınıfın bir arada eğitim gördüğü birleştirilmiş sınıf sisteminde geçirdiğim halde bu öğrencilerim içinde kendi çocuklarım dâhil onları bugün doktor, öğretmen, psikolog, mühendis, avukat, hâkim, savcı ve diğer alanlarda görünce vazifemizi yapmanın huzurunu görmekteyim.

Bizleri yetiştiren öğretmenlerimize nasıl derin bir vefa ve saygı gösteriyorsam, bugün yetiştirdiğim en haşarı öğrencimden bile aynı vefa ve saygıyı görebilmekteyim.

Her ne kadar sistemin bazı yanlışlarına rağmen okumak geçmişte olduğu gibi gelecekte de en cazip çıkış yolumuz olacaktır. Biz eğitimciler bizlere teslim edilen o taze hamurları şekillendiren bir nevi heykeltıraşlar hükmündeyiz. Zihniyetimiz bozuk ise Tevfik Fikret’in Avrupa’ya okumaya yolladığı Haluk gibi maalesef –Allah korusun- vatanına ve milletine asi birer papaz, yok zihniyetimiz temiz ve milli ise çocuklarımız yarınlarımızın en sağlam koruyucuları olarak bu memleketin en önemli değerleri olacaktır.

Maalesef dediğimiz bazı hususlar var ki liyakat olsun, eğitim olsun ve sonunda bir iş sahibi olduğumuzda okumayanın bir şekilde okuyan, çile çeken ve bedel ödeyenlerden daha avantajlı olmasını kabullenemiyoruz. Amcası, dayısı ve birileri tarafından korunan ve kollananlar arpalık denen yerlerde adeta çalıştıkları kurumlara dahi uğramadan bankamatik memuru olurken, okuyan, çile çeken, bedel ödeyen, gece gündüz tırnaklarıyla bir yerlere gelenler maddi ve manevi olarak bu asalakların gerisinde kalması insanın zoruna gidiyor.

Örneğin 1987 yılında Trabzon Endüstri Meslek Lisesi Motor Bölümü’nden mezun olduğumda üniversiteyi kazanan beş öğrenciden biriydim. Ankara gibi bir yerde dört yıllık sürede yanlarına sığındığım öğretmenlerin merhametiyle, onların yemeği, bulaşığı ve ev temizliğini yapmam karşılığında okumaya çalışırken, üniversite kazanamayan diğer arkadaşlarımın tamamına yakını Köy Hizmetleri, DSİ ve Karayolları gibi yerlerden yüksek tazminat ve maaş ile emekli olurken biz öğretmen olarak en düşük memurun biraz üstünde çalışmaya devam ediyoruz.

Elbette halimize şükürler olsun. Demem o ki bugün çocuklarımız okumak varken diğer yandan taşeron gibi yerlerden bir an önce kapağı devletin çatısı altına atmak istemelerini kabullenemiyorum ben. Çalışmadan, ter dökmeden, liyakati olmadan, adaletsiz bir şekilde başkalarının haklarını bilerek ya da bilmeyerek yiyenler önce kendi vicdanlarına, sonra haklarını gasp ettiği yetimlere karşı sorumlu değil midir?

Her şeye rağmen kişilik sahibi olan genç kardeşim. ‘Yatarak başarıya ulaşan tek canlı tavuktur’ gerçeğinden hareketle, bedavacılıktan ziyade hakkı üstün tutarak, ter dökerek, kendi gayreti ile kazanarak, kimseye minnet duymadan, şereflice, insanca bir yaşamı tercih etme mecburiyetin olmalıdır.

Ve unutma ki başkalarının gözyaşı üzerine tesis edilen hayattan ve kazanılan ekmekten ne sana, ne çevrene ve ne de o haram lokmadan yiyecek olan evlatlarına fayda getirmeyecektir. Vesselam.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ertuğrul OĞUZHAN
Ertuğrul OĞUZHAN - 9 ay Önce

Merhaba Hocam, keşke gençlerimiz şu yazıyı analı etse, anlasa. Bir diğer nokta liyakat meselesi üzülerek gözlemlediğimizde emiri, dayısı bir torpili olanın haksızca koltuğa gelmesi kul hakkıdır. İnanıyorsa ahretini yakar, inanmıyorsa karaktersizliğidir. Maalesef ki okuma iyi anlaşılmalı derim. Almanya yı Almanya yapan endüstri meslek liseleridir. Ağır sanayi tabandan yetişmiş kaliteli insanlarla olur. Meslek liselerine ayrıca yüksek puanlı öğrenci gelmelidir diye düşünüyorum. Sanayide kalite eğitimden geçer. Neyse yatarak bir yerlere varışmıyor Hocam. Selamlarımla...

İsmail HAYAL
İsmail HAYAL @Ertuğrul OĞUZHAN - 9 ay Önce

Değerli hocam. Noktasına virgülüne aynen katılıyorum. Bu memleketi yikarsa garibin ahı yıkar. Bir aileden beş kişiye golot verildiği Gümüşhane için en ağır söz altın kalpli insanların şehri soylemidir....

kenan okumuş süleymaniyee
kenan okumuş süleymaniyee - 9 ay Önce

HOCAM BUGÜN SÜLEYMANİYE MAH .CUMA NAMAZIN,DA VAYİZ EFENDİ ÇOK GÜZE BİR HADİS SÖYLEDİ .ĞAALU SELAM .. LÜTVEN ARAŞTIR .SELAMLAR