SENEYİ DEVRİYESİNDE HARUN ÖZDEMİR...

Gündem, Siyaset-Futbol-Magazin haberleri  arasında gidip gelmekte… Seçimlerden sonra siyaset arenası fırtına öncesi sessizliğe bürünmüş durumda. Kulisler, kapalı kapılar, mekân tutulmuş kafeler… Yakın zamanda hararet giderek artacak, hatta futbol ateşini de körükleyecek gibi görünüyor. Kısa bir zaman sonra gündem bu ağ ile sarsılıp gözümüzü, kulağımızı,  dar alanda kısa paslaşmalara bırakacağından örtüyü atıp şöyle bir gerçekleri hatırlayalım. Hatır-la-ma ve hatır-lat-ma babında  Değerli Ağabeyimiz Harun ÖZDEMİR’in vefat yıl dönümünde birer Fatiha gönderelim istedik.

İNSAN GÜZELİ

Tanıyanlar bilirler de tanımayanlar Gümüşhane’nin Has Adamı Harun ÖZDEMİR Ağabeyimizi şöyle bir kısaca tanıtmaya çalışacak olursak;

Gümüşhane'nin Övündü köyünde gözlerini dünyaya açmıştı, takvim yaprakları 1968 yılını gösterirken… İlk, orta lise tahsilini memlekette tamamladıktan sonra üniversite hayatı Trabzon da devam etmişti. KTÜ eski adı ile (TİTİA Trabzon İktisadi Ticari İlimler Akademisi) yeni adı ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun olduktan sonra Akademik kariyer günleri de başlamıştı. Başkentte Gazi Üniversitesinde Yüksek Lisans, İzmir de Dokuz Eylül Üniversitesinde doktorasını tamamlamıştı. Vefatına kadar geçen süreye kadarda KTÜ İİBF Maliye Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak çalışmasına devam etti. Ömrü akademik hayatını devam ettirmeye yetmedi bugün yaşıyor olsaydı Yrd. Doç. Dr. olarak ileride Prof. Dr. Harun ÖZDEMİR olarak onu tanıyacaktık… O gönüllerin profesörüydü... Aslında size tanıtmak istediğim Harun Hocanın akademisyen yönünden ziyade insanlık ve sosyal yönü…

GÜMÜŞHANE SEVDALISI

Harun ağabey (ağabey diyorum çünkü kendime bir ağabey kadar çok yakın bulmuştum) ile tanışmamız Trabzon'da Maçka da öğretim görevlisi olarak işe başladığımda olmuştu. Kendisi o zamanlar Trabzon Gümüşhaneliler Derneğinin yönetimindeydi. Gümüşhane'yi ve Gümüşhanelileri çok seviyordu. İçinde kocaman bir Gümüşhane sevgisi vardı. Bir araya geldiğimizde genelde memleket meselesi üzerine konuşuyorduk. Gümüşhaneliler olarak Trabzon'da neler yapabiliriz, memleket için neler yapılabilir diye bir sürü proje üzerinde saatlerce beyin fırtınaları yapardık. Eminim ki yaşamış olsaydı bu projeleri gün ışığına çıkacaktı, nasip değilmiş ne diyelim. Ama inanıyorum ki O bu halisane niyeti ile yapmış gibi bunun karşılığını almıştır. O öyle egosu yüksek bir insan değildi, mütevazı bir kişiliğe sahip adam gibi adamdı. Zamana ve şartlara yenilmemiş asimile olmamış bir Gümüşhaneliydi. Bir talebiniz olmuşsa ve eğer elinden geliyorsa  sizi geri çevirmezdi. Kişiliğiyle örnek bir insandı…

Amansız bir hastalığa yakalandığının farkında bile değildi. Öğrenmesi de tesadüfî olmuştu. Yakın arkadaşı, dost gibi dost olan Yrd. Doç. Dr. Sayın Tayip YAVUZ ile birlikte bir çek-up yaptırma sırasında hastalığını öğrenmişti. Yine de o hayattan kopmamıştı, sıkı sıkı tutunmuştu. Hem yanında böyle onu seven dostları olduktan sonra korkuda yoktu. Tayyip hoca ile Harun Hocanın arkadaşlığı gıpta edilecek türdendi. Ancak kardeşler birbirine böyle vurgun olabilirdi, onların ki kan kardeşliğinden çok daha öteydi. Vefatına kadar Tayyip hocamız yanından bir an bile ayrılmamıştı. Şimdi anılarıyla beraber Tayip Hocanın web sayfasında yaşamaya devam ediyor. Mekânı Cennet olsun.
Herkesin ebediyete uğurladığı sevdikleri vardır, bu gün sen sevdiğini uğurlarsın yarın seni uğurlarlar, öbür gün onu derken bu uğurlama ilahi sona kadar devam eder gider. Sondan sonra ise gidenlerin buluşması vardır artık oralarda. Asıl buluşma zamanına dek…

Sevgi ve Saygılar…
YORUM EKLE