ŞİRKET DEĞİL CEMAAT OLMALIYIZ... TEKRAR...

Cemaat kavramı yaygın anlayışla Hizmet hareketi için kullanılmakta bu kastla başlıyorum.

Cemaat kendi kendiyle çelişeli çok oldu. Gözleri kapalı kardeşlerimiz, uzun süredir muhakeme yeteneklerini kaybetti. Özeleştiri unutuldu. Bu yüzden gemi karaya oturduktan sonra yolcular sallanıyoruz demeye başladı. Hâlbuki sarsıntı geçti gemi alabora.

Cemaat İzmir’de Vaazlarla başladığında halkın ve Dinin taleplerine cevap veriyordu. Gerçek bir cemaat olarak halkı İslam’a davet ediyor, günümüzdeki gibi dünyevi talepleri daha baskın olan halkı gerçek sorumluluğuna çağırıyordu. Unutulma evresinde Ahiret bilincini tekrar zihinlere kazıyordu. Bunu da nezih ve edeple (Cemaat dilinde Müsbet)yani layıki ile yapıyordu.

Hareketin en büyük yaygınlaşma sebebi budur. Öğrenciler ve Veliler aynı zamanda bunun yanında hayata dair nitelikli kazanımlarda elde ettiler. Anadolu insanının Üniversite ile tanışmasında bu Müsbet tebliğin nitelikleri yadsınamaz, alkışlanır. Bu niteliklerinden sadece biridir.

NE OLDU;

Cemaat varlığını abartılı bir şekilde büyütmek istedi. Uhrevi taleplere sahip bir topluluk için bu takdir edilesi bir fikir değildi. Bunun için gerekli 1- Ekonomik ve2- Siyasi güce erişimi hızlıca arzu etti. Akıl almaz hatalarda yaptı.
1997de Mevcut muhafazakar İktidarın devrilmesinde büyük rol alıp, darbecilerin yanında yer aldı. Bu arada şunu söyleyeyim 28 Şubat soruşturmasında ilk dinlenecek kişi Fetullah Gülen’dir. Irak’ta, diğer mazlum coğrafyalarda Ümmeti değil zalimleri destekledi. Irak’ta İktidar gibi mazlumların kanına ortak oldu. Defalarca mazlumları değil güçlüleri seçti. Deniz Baykal’ın kaseti Hoca’yı çok üzdü ki geçmiş olsun mesajı yayınladı. Filistin’de Müslümanları kınayıp Yahudi çocuklarına ağladı. Bazı seçimlerde konjonktür gereği deyip Sol partileri destekledi. Bunlar siyasi kazanımlar arzu ettiğini gösterdi Cemaatin.

Ekonomi boyutu da şöyle; Zekat paralarıyla Kur-an kursu diye inşa edilen yapılar yüksek ücretle, Kolej oldu. Yurtlarda tebliğ unutulup otel işletmeciliği yapıldı. Halktan elde edilen ekonomik kazanımlar, genel olarak cemaat içinde kullanıldı, halk unutuldu.

Bunlar hep dini değil aslında seküler (dünyevi) kazanımlardı. Mensuplar bunu din zannetti.

Bu hatalar sonucunda Cemaat seküler bir yapıya sahip oldu. Cemaat adı şirket adı gibi tanınır oldu.

Fakat cemaatin içinde Uhrevi taleplerini gerçekleştiren yiğitler hiç kaybolmadı. Bu yüzden rahmet hep sürdü.

Cemaatin son halini Amerika elciğini zannından ziyade Dünyevileşme hastalığı diye isimlendirmek daha doğru olur.

Ama dünyayı önceleyenlere Allah(c.c.)hep rezilliyet verecektir.

Hz.Adem (a.s.) kıssasını biliyoruz. Cennet nimetlerinden uzun süre istifade etmek isteyip yasak meyveyi yiyen Hz. Adem (a.s.)ve eşi Havva önce edep yerlerini örten elbiselerini kaybettiler, sonra da cenneti kaybettiler…

Ama sonrası tevbe ile affa da mazhar oldular.

Hizmetkar kardeşlerimiz bana kızmadan Adem (a.s.)kıssasını KUR-AN’dan tekrar okusun.

Cemaat ehli kardeşlerimiz de inşallah, Affa mazhar olurlar. Dünyadan vazgeçerek… Selam ve dua ile.
YORUM EKLE