SÖĞÜTLÜ BELDESİNDE MHP’NİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Hep büyük düşündüler. Olanca ucuz politikalara rağmen her durum ve şartta vatan, millet ve ülkü diyen öncü karakterler çıkarmıştır Söğütlü. Son 52 yıldır basit hesapları bir bir bozdular. Memleket, dediler, hizmet, dediler. İnancından ve karakterinden asla ödün vermediler. Ülkücü hareketin geçmişini 1970’lere baktığımızda karşımıza bir elin parmakları kadar az birkaç eğitimci ile karşılaşırız. Bu eğitimciler bir ülkücü olarak en sıkıntılı dönemlerde Allah, vatan millet davasını ilke edinmişlerdir. Yeri geldiğinde kendi çevrelerinden bile ihbar edilip kurşunlanmayı göze aldılar. Kendi öz yurtlarında uğradıkları baskıya rağmen bir an yılmadılar.  İlklere imza attılar. MHP Söğütlü teşkilatını kuran ve büyük bir kararlılıkla mücadele eden Niyazi ARSLAN (Niyazi Öğretmen) hem fikri temelde hem de eylem aşamasında milliyetçi hareketin mimarı ve rehberi olmuştur. Sonrasında Hasan ARSLAN (Hasan Öğretmen), Yılmaz SEZGİN, Halil MERAL, Aydın KARTAL ve son olarak bu dava adamlarının attığı temeller üzerine karakteri ve siyasi aklıyla MHP saflarına Merhum Başkanımız Salim KOÇ çıktı. 52 yıllık özlemi dindirdi. Söğütlü Beldesi ülkücülerine zaferi, sevinci yaşattı. Bu başarısında en büyük etken, karakteridir. Bunun yanında siyaset ilmini Ankara’da almış bir teşkilatçı olmasının yanında bir de Niyazi ARSLAN, Hasan ARSLAN gibi ülkücü hareketin ileri gelen beyin takımının desteğini alması büyük etkendir.

Ülkücü hareketin genç ve ülkü sahibi neferleri yarım asırlık özlemi artık gerçekleştirmek istiyordu. Tam da bu aşamada MHP Söğütlü Teşkilat Başkanı Hakan ARSLAN devreye girdi ve bütün benliğiyle Salim Başkana omuz verdi.  Uzun zaman Söğütlü Beldesinde öncü gençlerden olan Bekir ARSLAN, önemli bir sorumluluk almış ve sonsuz desteğiyle Salim Başkana hizmet etmiştir. Artık elbirliğiyle iktidar olmanın işaretleri açığa çıkmıştı. Genç, yaşlı, kadın-erkek sahadaydı. Hatta öyle ki kadın teşkilatlarının çalışmaları erkeklerden daha etkindi. Ev ev gezildi. Tarlada, bahçede, kahvehanelerde adeta uzmanca çalışıldı. Bu aşamada Ankara’da yaşayan bütün Söğütlü sevdalıları canla başla elini taşın altına soktu.

İstanbul’da onurlu bir duruş vardı. Dernek Başkanı Rasim KARA, Başkan Yardımcısı Niyazi KARTAL, Önder DEMİR, İstanbul’da ikamet eden beldenin saygın ülkü eri Mürtaza SEZGİN Ağabey gibi nice adını sayamadığım yiğit ve kadın canla başla çalışmaya başladı. Bu emeğin, adil mücadele erlerinin gayreti meyvesini vereceğini göstermişti artık. Dinlerde, gönüllerde Başkan ilan edilen Salim KOÇ, önlenemez bir yükselişle belde halkının hatta komşu köylerin teveccühünü üzerine çekmişti. Artık o ümit ışığıydı. Haksızlıklara ve taraf tutmalara isyan eden herkesin adayı olmuştu.

Vatandaş ile omuz omuza verdi, adım adım zafere yürüdü. Emanetini sırtlanan vefalı dostlarından Rıza ARSLAN, samimi, şeksiz, yalansız, dolansız ülkücü yiğitlerden Adem ÇAKIR ile yoluna devam etmeye çalıştı. Bu yol, doğal olarak onu zafere götürdü. Herkesi sabırlı, mantıklı olmaya davet ettiler. Kavgadan uzak durarak sevgi ve hoşgörüyü Söğütlü'de hâkim kıldı. Yer yer üzüldü. Kederini içine gömdü. Bizzat şahit olduğum kederleri vardı. Yine de hep uzlaşmacı ve adil davranmaya çalıştı. Öyle ki hep iyiden, güzelden yana oldu. Fakat ne yazık ki kendi ifadesiyle onu yaralayan durumlar da yok değildi. Çünkü kendi değimiyle “en büyük darbeyi” içten yemişti. Ve en çok buna üzülüyordu.

52 yıldır ne laflar işitmişti ülkücü hareket mensupları. O, bunların farkındaydı. Bunları bile bile yola çıkmıştı. Aslında hazırlıklıydı. Öyle kolay kolay pes edeceğe benzemiyordu yiğit ülkücüler. Aşağılamalara, küçümsemelere rağmen şanlı yürüyüş devam etmiş ve meyvesini vermişti. Şimdi sıra ayrıyı, gayrıyı, küçük görmeyi bir kenara bırakmak ve yalnız hizmet etmekteydi. Öyle de oldu. Hizmette hiçbir zaman yılgınlık, yorulmuşluk göstermeyen Salim Başkan, azimle yoluna devam etti. Ve bütün beldeye, Kelkit ilçesine, Gümüşhane geneline yöneticilik örneği sergilemişti.

52 yıllık çileyi bilenler O yılların kederini yüreklerinde taşımaktadır. Bütün bunlara rağmen Söğütlü’de üç hilalli bayrak inmedi, inmeyecek çok şükür. Neden mi? Çünkü dürüst olursan eninde sonunda Allah karşılığını verir. Tam da bu bağlamda sözü fazla uzatmadan diyorum ki: “Bir zafer yetmez, sıradaki zafere hazır olmak durumundayız. Tıpkı Salim Başkanın yolundan gidip sağlam adımlar atmalıyız. Küçük hesaplar yapmadan, rehavete kapılmadan, her türlü olumsuzlukta avuç ovuşturanları iyi tanıyarak, Allah'ın selamını bile vermeyenleri, bir geçmiş olsun, başınız sağ olsun dâhi diyemeyenleri hiç unutmadan, Ülkücü hareketi bölmek isteyen kişilere fırsat vermeden, STK uyanıklıklarını tanıyarak, ayıklaya ayıklayarak, diğer taraftan samimi ve diğerkâm olanlarını ise el üstünde tutarak, liyakat ehlini ödüllendirerek, bölücü fikirleri çok iyi bilerek bir sonraki adımı hesap ederek yaşamalı ve bu bilinçli hareket etmeli ve çalışmalıyız. Belediyecilik taraf tutulmayan, adam kayırılmayan hizmet yeridir. Kim gelirse gelsin. Tek amaç ülke menfaatleri ve Söğütlü halkının yasal çıkarlarıdır.

Yakalanmış olan olumlu havanın devamı ve hizmetlerin daha da büyümesi için Söğütlü Beldesini bölmeden, ayrıştırmadan, kin ve nefret tohumları ekmeden Salim Başkanla yakalanmış olan adil, şeffaf yönetim anlayışını devam ettirmek için canı gönülden çalışacak, açgözlü değil doymuş bir kişi ile ve yalnız belde halkının çıkarlarını düşünecek, dolayısıyla kendi kesesinin derdine düşmeyecek; genç ufuklu bir aday ile hizmete kaldığı yerden devam edilmesini diliyorum.

At gözlüğü takmadan ve beynini kiraya vermeden beldeyi yönetmeye talip olan, hangi siyasi yapıdan olursa olsun, herkes benim için saygındır. Ne olursa olsun kazanan Türk milleti, Söğütlü Beldesi olsun.

Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.

YORUM EKLE