TELEVİZYONLARDAKİ PEMBE DİZİLER

Ülkemizde son 20 yılda özel televizyon kanallarının yaygınlaşmasıyla başlayan çok çeşitli programlarla birlikte rekabet de her geçen gün artıyor.

Bu süreçte, artan yayın çeşitliliğiyle birlikte yapılan olumsuz yayınlara ciddi yaptırım uygulanmaması, ahlaki yozlaşmaya sebebiyet veren dizi ve filmlerin daha da artmasına vesile oldu.

Birçok televizyon kanalında yayımlanan dizi, film ve programlar maalesef toplumun yararından çok zararına hizmet ediyor.

Reyting uğruna en önemli kurumumuz olan “aile” yapımız bozuluyor.

Sizce de öyle değil mi?

Günümüzde bakıldığında evlenmeler azalıyor, boşanmalar hızla artıyor. Gençlerimiz evlilikten kaçıyorlar. Evlenenler kısa sürede ayrılıyorlar. Ya çocuk yapmıyorlar ya da zor bela bir çocukları oluyor. Yani aileler bunalımda.

Bunun da bize göre başlıca nedenlerinden birisi belki de en önemlisi sorumlu davranmayan televizyonlar ve sınırsızca kullanılan sosyal medya platformları.

Artık karşımızda televizyon kültürüyle yetişmiş, sosyal medya bataklığında büyümüş bir nesil var!

Kültürümüzden ve manevi değerlerimizden uzaklaşmanın sorumluluğunu sadece televizyona yıkmamız adil olmasa da, büyük bir yer tutacağına şüphe yok dostlar.

Zira Türkiye, Amerika’dan sonra dünyada en çok televizyon izlenilen ikinci ülke konumunda.

Amerika demişken bundan 30 -35 yıl önce televizyonlarda uzun soluklu yayımlanan Amerikan dizisi vardı.  “Dallas” isminde. Televizyon tarihinde en çok izlenme oranına sahip dizi olarak tarihe geçti.

Teksaslı petrol zengini bir ailenin güç mücadelesini ve aile içerisinde dönen çirkin dolapları anlatıyordu.

Hiç unutmam her pazar akşamı halkı ekran karşısına çekerdi.

Bizimde ortaokul yıllarına denk gelen bu diziyle halk uyutuldu.

Yıllarca da devam etti.

Aile kavramını ve kutsiyetini hiçe sayan bu dizinin aile yapısına, toplumsal değerlere büyük darbe vurduğunu o zaman çocuk aklımızla nereden bilebilirdik.

O zaman atılan sinsi tohumlar bugün aileleri tahrip ediyor.

Dallas’ı izleyenler hatırlarlar! Aile içinde yok yoktu. İhtiras, aldatma, kıskançlık, entrika, şantaj hepsi mevcuttu.

Benim bildiğim kadarıyla toplumun fay hatlarındaki sosyal kırılmalar, ahlaki çözülmeler bu dizi ile başladı diyebilirim.

Ondan sonra bu süreç aralıksız başka dizilerle devam etti.

Batılı hayat tarzının esas alındığı bu tür diziler, Müslüman Anadolu insanının ne kültürüne ne örfüne ne adetine ne de dini inanışlarına uygun değil.

Ahlaksızlığın kol gezdiği dizilerde konu olarak; aynı kadına aşık olan kardeşlerin çekişmeleri, eşinin arkadaşıyla ilişkiye giren kadın figürleri, aynı arkadaş grubu içerisinde değişen “sevgililik” yakınlaşmaları, ablasının kocasına aşık olarak ablasını linç ettiren kardeş tiplemeleri ve eşini sürekli başka kadınlarla aldatan erkek karakterleri izleyicileri derinden sarsıyor.

Bir örnek vermek gerekirse yakın zamanda ekranlarda olan “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı dizide Hızır, karısı Meryem’i defalarca aldatıyor. Eşiyle herhangi bir problem yaşamadan gündelik hayatına da devam ediyor.

Bu rezalet nereye kadar sürüp gidecek…Bilmiyoruz.

İşlenen konularla topluma sapkın fikirlerin aşılandığı dizilerin iğrenç senaryolarındaki çarpık ilişkiler, zina ve aldatma gibi eylemleri normalleştirme amacı güden dizilere karşı acilen yetkililerin önlem alması gerekiyor.

Eşini ve çocuklarını terk edip, kızı yaşındaki ile aşk yaşayan adam profilleri yazılıyor senaryolara ve hiç utanmadan “Büyük beğeni topladı.” diyorlar.

Bu tür dizileri “izlemeyeceğiz” diyenler var ama bir o kadar da beğeni topluyor öyle mi? Sırf vakit geçirmek için yazılmış basit senaryolara ne zaman son verilecek?

İnançlar alay konusu olmuş, en önemlisi de saygı yok olmuş.

Eski Yeşilçam sanatçılarının böyle yapımlarda yer almaması gayet normal.

Eski filmler aile olmayı öğretirdi...

Şimdi ki filmler ve diziler; “ Nasıl ayrı yaşanır, nasıl eş aldatılır, Aile düzeni nasıl bozulur, kadına şiddet nasıl yapılır, küçük yaşta eline nasıl silah alınır, cinayetler nasıl işlenir?”  Ne yazık ki bu yapımlar artarak varlığını sürdürüyor.

Geldiğimiz nokta ürkütücü.

Bu nedenle, bizlere çok büyük görevler düşmektedir. Anne babalar çok dikkatli olmak zorunda.

Bende uzun süredir aklımda olan bu konuyu bu hafta yazmak istedim.

Toplumsal değerlerimizi hiçe sayıp evlilik dışı ilişkilerin normal gösterildiği filmlerin ve dizilerin kaldırılması gerekiyor.

Başka çare yok.

Sahi bu ülkede Radyo Televizyon Kurumu (RTÜK) denilen kurum ne iş yapar? Bu hayâsız akıma ne zaman dur denilecek?

Gün geçtikçe bataklığa batıyoruz.

Unutmayalım: “Aile yapısı çökerse, toplumda çöker.”

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hayri
Hayri - 2 hafta Önce

Bu tarz yorumların yapıldığı yazılar çok değerli bu günlerde