TRUMP ‘LA HORTLAYAN IRKÇILIK

Seçim yarışında Donald Trump'ı destekleyen bazı kişiler, sosyal medya üzerinden sevincini paylaştığı mesajlarından birinde, "Kazandık. Artık yeni bir dünya var" diyordu. Bu kişiler, beyaz ırkın üstün olduğuna inanan isimler. ABD’de beyaz ırkın üstünlüğüne inananlar (white supremacists), kökenleri Avrupa'ya dayananların Afrika gibi yerlerden gelenlere kıyasla daha zeki ve daha ayrıcalıklı olduğuna inanıyor. Bu düşüncedekiler, bundan dolayı ABD devletinde ve devlet kurumlarında beyazların hakim olması gerektiğini düşünüyor. ABD’de 19. yüzyılda bazı bölgelerde köleliğin yasaklanmasının tetiklediği iç savaş sırasında, bu ideolojiye inananlar, Birleşik Devletler ‘den ayrılmak için Amerika Konfedere Devletleri'ni kurmuş ve savaşa başlamıştı. Savaştan federal yönetim galip çıkınca, kölelik ülke genelinde kaldırılmıştı.


Bununla birlikte, Afrika kökenli Amerikalılara yönelik ayrımcılık uzun bir süre daha devam etmiş ve siyahilerin vatandaş haklarının tamamını kullanabilmeleri ancak 1960'lardaki özgürlük hareketiyle sağlanabilmişti. Beyaz ırkın üstünlüğü düşüncesinden hareketle siyah-beyaz eşitliğine karşı çıkmak 19.yüzyılda kurulan örgütler, 1960'larda da Afrika kökenli Amerikalılara yönelik saldırılarını sürdürmüştü. Beyaz ırkın üstün olduğu düşüncesi, 20. yüzyılın ikinci yarısında yalnızca ABD'de değil, dünyadaki değişim hareketleriyle birlikte zayıflamaya başlamıştı. Ancak, Trump'ın seçim zaferi, bu düşüncenin yeniden güç kazandığının bir işareti olabileceği kaygısını doğuruyor. Bu ayrımcı örgütler beyazların ayrıcalığının artırılması gerektiğini ve "kendi insanlarını diğerlerinden daha fazla önemsediğini" savunuyorlar. Siyahiler "bir şekilde" ABD'de yaşıyor olmalarına karşın, binlerce yıl içerisinde değişen ırk özelliklerinden dolayı asla ABD'nin tanımlayıcı bir unsuru olamayacaklar.     


Bu ideoloji, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında bu düşüncedeki örgütlerin siyahilere yönelik saldırılarından dolayı ırk konusunun hassas bir bacağını oluşturuyor. Bu nedenle, Trump'ın söylemlerinin bir kısmı ve destek aldığı bazı gruplar da bu hassasiyetin yeniden gündeme gelmesine ve ırk bağlantıları endişelerin artmasına neden oluyor. Irkçılıkla mücadele eden sivil toplum kuruluşları, beyaz üstünlüğüne inananların savunduğu bazı düşüncelerin Trump'ın seçim kampanyasının merkezinde oturduğuna dikkat çekiyor. Bunlar arasında, Meksikalı göçmenleri "tecavüzcülükle" suçlamak, güney sınırına duvar örmek, Müslümanların ABD'ye girişini yasaklamak ve Twitter'da bazı ırkçı grupların mesajlarını paylaşmak yer alıyor.


ABD'de ırkçı ve radikal grupları takip eden sivil toplum kuruluşları, aşırı sağcı bazı grupların Trump'ın seçilmesinden büyük memnuniyet duymaları, "on yıllardır ortada olmayan bazı görüşleri yeniden gündeme gelmesine" yol açıyor.Irkı, dini, etnik kimliği ve cinsiyetinden dolayı insanları aşağılayan bir başkanı seçtiğimiz için bugün yeni bir gerçeklikle karşı karşıyayız diyorlar.Trump da seçim gecesi "tüm Amerikalıların başkanı" olacağını belirtmişti.Ama bu ifade sadece lafta kaldı.Bir gazetenin baş yazısında, "Trump, Amerika'yı yeniden yüceltmek isterken, durup, Amerika'nın neden yüce olduğu sorusunu sormamız gerekiyor. Bunun yanıtı çok basit. Amerika, atalarımızın yaptıklarından dolayı değil, atalarımızın kim olduğundan dolayı yüce. Amerika Beyaz Hıristiyan bir Cumhuriyet olarak kuruldu ve Beyaz Hıristiyan bir Cumhuriyet olarak yüceleşti" deniliyor.
Ortaya çıkan veriler, seçimlerde ırkın seçmenin davranışında önemli bir etken olduğunu ortaya koyuyor.Bir araştırmaya göre, Trump'ın seçilmesinde beyaz nüfustan aldığı destek önemli rol oynadı ve üniversite mezunu kadınlar haricinde her yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyindeki beyazların oyunu toplamayı başardı. ABD’de beyazlar toplam seçmenin yüzde 70'ini oluşturuyor. Bu kitlenin de yüzde 58'i Trump'a oy verdi. Demokrat aday Hillary Clinton'ın siyahiler arasındaki desteği ise yüzde 90'a yaklaşıyor. Seçimlerde ırk etkeninin oynadığı rolle ilgili en net yorumlardan birisi CNN'in siyasi yorumcusu Van Jones'tan geldi.Jones'un, seçim gecesi katıldığı CNN canlı yayınında, "Herkes bir mucizeden bahsediyor ancak benim gördüğüm bir kabus. Bu sonuçlar, değişim gösteren bir ülkeye, kısmen siyahi bir başkana karşı vurulmuş bir beyaz darbesi. Bu acı veriyor" sözleri büyük yankı topladı.Jones'un videosu sosyal medyada öne çıkmasına karşın, bu konudaki endişeler bununla sınırlı değil. Seçim gecesinden bu yana farklı yayın organları ve kanaat önderleri, ABD'de ırk konusunda Pandora'nın kutusunun yeniden açılmasından duydukları kaygıları dile getiriyor.


Bu kaygıların giderilmesi ya da daha da ateşlenmesinde, en büyük belirleyici Trump'ın önce "seçilmiş başkan", Ocak'tan sonra da "Başkan" olarak yapacağı söylemler ve uygulayacağı politikalar olacaktı ki; bu ırkçı eylemler için yayımladığı kararnamelerle tavrını ortaya koymuş oldu. Başta Amerikan vatandaşları olmak üzere dünyanın her yerinde bu ırkçı tutum protesto edildi ve edilmeye de devam edecek. ABD’nin  on beş eyaletinde bu ırkçı tutum reddediliyor, protesto ediliyor. Amerikan mahkemesi bu ırkçı tutumu kabul etmiyor uygulamayı durdurma yönünde karar veriyor. Adalet bakan vekili aynı yönde tavır gösteriyor bu nedenle görevden alınıyor. Evet yine onlar kendilerine yakışanı yapıyor. Çünkü onlar çok demokratlar(!) Biz doğru bildiğimiz yolda, işleri de doğru yaparak yürümeye devam edeceğiz. Mazlumların yardımcısı, onların sığınacak limanı olacağız.

YORUM EKLE