TURAN TUĞLU İLE SÖYLEŞİ

            Gümüşhane’nin ve Gümüşhanelilerin Ağabeyisi Sayın Turan TUĞLU ile Şubat ayının ilk günlerinde bir söyleşi yaptık.

            Her zamanki mütevazı haliyle sorularımıza samimiyetle cevap veren Sayın TUĞLU’nun özellikle gençlerimize yönelik yaptığı tavsiyeler çok önemli.

            77 yaşına rağmen okumasından, yazmasından, gazetecilik şevk ve aşkından hiçbir şey kaybetmeyen Turan TUĞLU Ağabeyimizin tavsiye ve telkinlerinin hepimiz için çok önemli olduğunu düşünüyorum.

            Sayın Turan TUĞLU Bey’le yaptığımız söyleşi ile sizleri baş başa bırakıyorum.  


            H.PİR- Bize kendinizi tanıtır mısınız, Turan Tuğlu kimdir?

            T.TUĞLU- 
8 Ekim 1935 Kelkit doğumluyum. Memur olan babamı erken sayılacak bir yaşta (40 yaşında) kaybetmiş olmamız ve daha başka nedenler ortaöğretimden sonra hayata atılmamızı zorunlu kıldı.

            Ortaokul öğrencisi iken bana armağan edilen bir kitap (Ateşin İcadı) kitaba karşı ilgimi artırdı.

            Bir yandan memuriyet yapıyor, diğer yandan sanat-edebiyat dergileri ve bütçemin elverdiği oranda alabildiğim kitapları okuyordum. Yirmi yaşımda iken kitaplarımın sayısı 500’ü bulmuştu.

            1957 yılında Erzincan’da yayınlanan Kazankaya Gazetesi’ne şiirli, öykülü yazılar gönderiyordum. Aynı yıl Gümüşhane’de yayınlanan Demokrat Gümüşhane Gazetesi’nde sanat-edebiyat sayfası düzenlenmişti. Çocukluk arkadaşım (Sonradan Eczacı olan) Turan Ataman bana bir mektup yazarak, söz konusu sayfa için yazılar yazmamı istemişti. Bir yandan Erzincan’daki Kazankkaya Gazetesi’ne, diğer yandan Gümüşhane’deki Demokrat Gümüşhane Gazetesi’ne yazılar yazıyor, üniversite öğretimini yapan arkadaşlarıma da sık sık mektuplar yazarak memleketle (Kelkit’le) irtibatlarını sağlıyordum.

            Memuriyetim sırasında posta yoluyla gelen kitap ve dergileri dairedeki masamın gözünde saklamam, görevimi aksatmadan çalışma saatleri dışında kitap, dergi, gazete okumam nedeniyle bir soruşturma da geçirmiştim.

             Zararlı alışkanlıklarım olmadı. Zararlı alışkanlıklar için ne zamanım vardı ne de maddi olanağım.

            Kelkit Özel İdare Müdürlüğü’ndeki görevim askerlik nedeniyle 15 Aralık 1958 de sona erdi.

            Askerlik sonrası bir yakınımızla yaklaşık üç yıl köprü inşaatlarında yazı ve hesap işlerini (ticari defterlerin tutulması da dâhil) çalıştım.

            Yaşım ilerliyor ama, annemin geçim koşullarını iyileştirerek sürdürmek ve kardeşimin öğrenimini tamamlatmak birinci önceliğimdi.

            Kardeşimi (Kenan Tuğlu) Gümüşhane Öğretmen Okulu’na yazdırdım. Gümüşhane’de kira ile ev tuttuk. 

            1964 yılında annemi ve kardeşimi ziyaret için Gümüşhane’ye geldim. Annem ısrarla Gümüşhane’de memuriyete girerek kalmamı istiyordu. O günlerde Belediye Başkanı rahmetli Sebahattin Aytaç’a da beni önermiş olmalılar ki, beni çağırdı ve Gümüşhane Belediyesi’nde Belediye saymanı olarak göreve başladım.

            1967 yılı haziran ayında Kuşakkaya Gazetesi’ni kurmak üzere, Belediyedeki Elektrik- Su-Otobüs İşletmesi Müdürlüğünü asaleten, Belediye Saymanlığını da vekâleten yürütürken Belediye’den ayrıldım.

            O gün, bu gün Gümüşhane’de kurduğumuz Kuşakkaya Gazetesi’ni ayakta tutmaya çalışıyoruz.
 
            H.PİR- Hayatınız boyunca, gerek resmi, gerek özel pek çok çok iş yaptınız ama, son elli yılda gazetecilikte karar kıldınız. Gazetecilik Turan Tuğlu için mesleklerin en uygunu mu idi?

            T.TUĞLU
-Soruda belirttiğiniz gibi 57 yıldan beri vekil öğretmenlik, memurluk, serbest çalışma gibi alanlarda görev yaptım.

            Gazetecilik benim için en uygun bir meslek değildi. Ticareti de, siyaseti de Yapamazdım. Çünkü, bu iki alan da benim fıtratıma uygun düşmüyordu. “Ne olmak isterdiniz?” diye bir soru yöneltilmiş olsaydı; öğretmenliği, eğitim-öğretim alanını öngördüğümü söylerdim. Gazeteciliğe başladıktan sonra da içinden çıkamadım.

            H.PİR- Kuşakkaya Gazetesi sizin için ne ifade ediyor?

            T.TUĞLU- Yalnız benim düşüncelerimi değil, hayata, insanlara ve eşyaya bakış açıları benden farklı da olsa, kişisel düşüncelerimi ve farklı düşünceleri kamuoyu ile paylaşma güncel haberlerin dışında toplumsal kalkınmayı ve gelişmeyi sağlayacak bilgileri halka aktarma aracı olarak algılıyorum gazeteciliği.
 
            H.PİR- Gazetecilik mesleğinde en çok zorlandığınız nokta ne oldu?

            T.TUĞLU- Gazetecilik mesleğinde en çok zorlandığım noktalar; doğruluğu ve haklılığı konusunda kuşku duyduğum bazı yazıları  (zaman darlığı nedeniyle) yayınlamak zorunda kalmam ve şiirle hiç ilgisi olmayan bazı satırları -araya hatır-gönül koymalar dolayısıyla- şiir diye yayınlamak zorunda kalmamdır.

            Bir de, gerek tarafımızdan, gerekse başkaları tarafından kaleme alınan yazıların, başkalarına zarar verdiğini sonradan fark etmiş olmamdır.

            Haksız isnatlara, hatta iftiralara muhatap olmaya alıştım desem de, sıkıntı verdiği de bir gerçektir.
 
            H.PİR- Kuşakkaya Gazetesi ile yaklaşık yarım asırdır Gümüşhane’nin nabzını tutuyorsunuz. Gümüşhane’yi gazeteci gözü ile -bir cümle de olsa- özetlemek gerekirse ne söylemek istersiniz?

            T.TUĞLU- Kurbağa yavruları, kurbağa oluncaya kadar, biyolojik yönden bir “Başkalaşım” dönemi geçirirler.  

            Gümüşhane de; sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik yönden bir başkalaşım dönemi geçiriyor. Kurbağa yavruları başkalaşım döneminden sonra kurbağaya dönüşür ama bakalım Gümüşhane bu başkalaşım dönemi ile mükemmele ulaşabilecek mi!...
 
            H.PİR- Hayatınızın üç doğrusu nedir?

            T.TUĞLU-
En çok zorlandığım soru bu. Çünkü, benim doğru bildiklerim, başkalarınca doğru kabul edilmeyebilir.

            Doğrularım: 1- Dostlarımın seçiminde yanılmadım. 2- Başkalarının kalkınmasına, gelişmesine, geçinmesine (karınca kararınca da olsa) katkıda bulunmaktan pişmanlık duymadım. 3- Zararlı alışkanlıkların hiç birine bulaşmadım.
 
 
 
            H.PİR- Sevdiğiniz ve sevmediğiniz üç şey nedir?

            T.TUĞLU-
Sevmediğim üç şey: İkiyüzlülük, yalancılık ve haksızlığı alkışlamak.

Sevdiğim üç şey de; güvenilir olmak, sözünde durmak, kırıcı olmamak.
 
            H.PİR- Gençlere tavsiyeniz ne olur?

            T.TUĞLU- Gençlere tavsiyem; İçki, kumar ve ahlak dışı davranışlardan uzak dursunlar. Çok okusunlar, az konuşsunlar. Dinlemeyi bilsinler. Çağdaş gelişmenin gerisinde kalmasınlar. Kanaatkâr, sabırlı ve hoşgörülü olsunlar.
 
            H.PİR- Gümüşhane’nin son 50 yılını yaşayan birisi olarak, bundan sonra Gümüşhane’de neler yapılmalıdır, tavsiyeleriniz nelerdir?

            T.TUĞLU-
Gümüşhane’de, değişik alanlarda düşüncelerini yazıya döken kişiler var. Ancak, yazdıklarını bastıracak maddi güçleri yok. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve mülki amirler kültürel etkinlikler ve kitap basımı için fon kurmalıdırlar.

            Gümüşhane’nin; madencilik, turizm, spor, tarım ve diğer alanlardaki potansiyelini, bilim adamlarının konuşmacı olarak katılacağı bir sempozyumla belirlemelidirler.

            Üniversite kampus alanı genişletilmeli, bunun için; sanayi sitesinin ve karayolları binalarının bir başka alana taşınması için gerekli önlemler alınmalıdır.

            Gümüşhane Belediyesi’nin (nüfus artışı dikkate alınarak) sınırları genişletilmelidir. Akçakale köyü Belediye sınırları içine alınmalıdır. Yeşil alanlar korunmalı. İmar uygulamalarında daha titiz davranmalı. Kentsel dönüşüm sağlanmalıdır.

            Küresel ısınmanın ülkemizi ve ilimizi de olumsuz yönde etkileyeceği dikkate alınarak gölet sayısı artırılmalıdır.

            İkinci Zigana tüneli ve şehir içi geçidinin yapımı çabuklaştırılmalıdır.

            Erzincan-Gümüşhane-Tirebolu-Trabzon tren yolunun hayata geçirilmesinin üzerinde titizlikle durulmalıdır.    
 
 

            H.PİR- Son olarak neler söylemek istersiniz?

            T.TUĞLU-
Tüm yönetimler; halk tarafından seçilecek ve hayır için çalışacak bir DANIŞMA KURULU ve bu kurula bağlı alt komisyonlar kurmalı, çok iyi bildiklerini ileri sürdükleri konularda bile bu alt komisyonların ve Danışma Kurulu’nun görüşlerini de almalıdırlar. Peygamberimizin “MÜŞAVERE” yi öğütlemesinin anlamı da budur.

            H.PİR- Teşekkür ederiz.
YORUM EKLE