TURİZM VE YEŞİL YOL

Bacasız fabrika olarak nitelenen Turizm dinlenmek, gezmek ve tanımak gibi amaçlarla yaşanılan yerlerin dışına yapılan gezi olarak tanımlanıyor.

Gezmek, görmek, birazda hava atmak adına bireylerin uzun süredir kıyıları (deniz) tercih ettikleri bilinen gerçeklerdendir.

Ne var ki deniz sefasından doyuma ulaşan gezginlerin artık yaylalara, tırmanışlara, ören yerlerine kısaca doğaya yönelik olarak kulvar değiştirmiş olmaları turizme yeni bir boyutun kazandırıldığının habercisi olarak nitelendiriliyor.

Bu manada Samsun’da başlayıp Karadeniz sıradağlarının doruklarından geçecek olan “Yeşil Yol” ile yaylalarımız, mağaralarımız, ören yerlerimiz gezilip görülecek, bu bitmez, tükenmez doğa harikası yerler nihayet bir farkındalık olarak turizmdeki yerini almış olacaktır.

Doğu Karadeniz’in alternatif Turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğu, özellikle Körfez Ülkelerinden gelecek olan katma değeri çok yüksek turizmle daha büyük bir değer kazanacağı yetkililerce ifade ediliyor.

440 Km’si İlimiz sınırları içinde olan 1600 Km uzunluğundaki güzergahın bitirilmesi halinde orta vadede uluslararası bir marka haline gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Yolun büyük bir maliyet getirecek olan bakımı ise ayrı bir projeyi gerektiriyor.

Bu haliyle Doğu Karadeniz bölgesi sadece yolları ile değil, konaklama tesisleri, ticari alanları ve hizmet sektörleri ile birlikte geleceğin cazibe merkezi olacaktır.

Yazımızı yarın Artvin’de yapılacak olan “Türk Medyası AB yolunda” toplantısı ile ilintili kılacak olursak diyebiliriz ki; AB Turizme çok önem veriyor. Ciddi adımlar atıyor. Gelen misafirlerin çoğu AB’den. Türk Turizmi bu gelişmeleri yakından takip ederek, AB Turizm politikalarına uyum sağlamak için bir farkındalık ortaya koymalıdır.
YORUM EKLE