UZUN YOLA ÇIKANLARIN TÜRKÜSÜ

Türkler tarih sahnesine çıktıkları Mete Han döneminden bu yana her zaman dünya tarihinde aktif bir millet olup, sadece kendi kaderini değil onlarca toplumun kaderini de belirlemiştir. Kavimler Göçü, İstanbul’un fethi, Diyar-ı Rum’u(Anadolu) Türk yurdu yapmak ve sanatıyla, bilimiyle insanlığın gelişimine büyük katkılarda bulunarak başlı başına bir tarihi aktör olmuştur.

Böylesine büyük tarihe sahip olan bir milletin takdir edersiniz ki hedefleri, mitolojisi ve geleceğine dair sağlam temellere oturtulmuş planları olmalıdır. İşte bugün bahsedeceğim ‘Kızılelma’ kavramı bu planlardan ve mitolojik yansımalarından oluşmaktadır.

Öncelikle belirteyim, benim Kızılelma görüşüm Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in görüşüyle aynıdır. Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar olan tüm cihan. İslam Halifesine bir mektup gönderen Sultan Sencer, “Yüce Allah'ın yardımıyla cihan padişahlığına yükseldik. Allah dünyayı bizim tasarrufumuza tevdi ve emanet etmiştir. Bütün emirler ve hükümdarlar bizim memurumuzdur.” diyordu. Bu durum gerçekleşir veya gerçekleşmez ama davamız bu olmalıdır.

‘Başlıya baş eğdirdim, dizliye diz çöktürdüm.  Tanrı yardım ettiği için; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerleri milletime kazandırdım’ diyen, Bilge Kağan da, milletine benzer bir hedef göstermiştir.

Gevheri üstadımız da  Kızılelma’yı başka bir bakış açısıyla cennete ve şehitliğe giden yol olarak  gösteriyor.

 “Gaziler serveri binip Düldül’e

Evliye vü enbiya vü melekler ile

Mucizât-ı Nebi ve lutf-ı Hak ile

Kızılelma’ya dek uçmak isteriz” Üstat çok haklıdır. Kızılelma hedefi gaziliğe ve şehitliğe tanık olmayı gerektirir.

Orduya hedef gösterirken de, Kızılelma ülküsüne başvurulmuştur:

”Çıktı Otranto’ya pür velvele Ahmet Paşa

Tuğlar varsa gerektir Kızılelma’ya kadar” diyen Yahya Kemal Beyatlı, aslında ordumuzun tarihsel yürüyüşüne yol göstermek istemiştir.

Kızılelma bazen de İstanbul’a nispetle kullanıldı. Yani payitahtı anlatmak için. Doğru bir kullanımdır. Çünkü İstanbul düşerse, İslambol düşer diyen bir ecdadın torunlarıyız.

"Mahallidür dola eyvây ile vilâyet-i Rûm,

 Hakikatte yed-i kudretdedür Kızıl Elma" diyen Taşlıcalı Yahya Bey, İstanbul’un veya vilayeti Rum’un kültürel iktidarımızın başkenti olduğunu bilerek, oraya ulaşmanın bir Kızılelma hedefi olduğunu anlatıyor.

İsmet Özel de  mısralarında Kızılelma’nın bir türkü olduğunu düşünüp O’nun  kültürel  boyutuna değinmektedir.

 “Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

Beyazların yöresinde nasibim kalmadı.

Yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim.

Zorbaların arasında tehlikeli bir nifak,

Uyrukların arasında uygunsuz biriyim'' Evet Kızılelma gerçekten de  bir türküdür.

 ‘Uzun yola çıkanların türküsü’. Vatanın birlik ve beraberliğine,  kardeşliğe ve ülkü birliğine inananların türküsü.

‘Gün gibi kişver açup şemşīr-i fetḥ-efzā ile

Mülk-i küffārı ḫarāba viriser yaġma ile

Beç ḥiṣārın virüp eyvāya Ḳızılalma ile

Şâh-ı ġāzī yine leşker çekdi küffār üstine’ diyen ozan Aşkî, da, hedefi küffar topraklar olarak göstermişti. Bugün de bu uğurda İsrail, ABD, Almanya, İngiltere gibi emperyalist güçler ve onların maşalarıyla mücadele ediyoruz.

Emperyalist güçler demişken, sadece şu son yüz yıla bir bakın. Dünyayı kendi menfaati için sömüren soykırım üstüne soykırım yapan, milletlerin birliğini dağıtan,  yeryüzünde el attığı her karış toprağı maddi ve manevi kurutan Haçlı emperyalizmiyle, İslam’ın sancaktarı olarak adaletle hükmeden, kimsenin inancına kültürüne diline dinine töresine yediği lokmasına yeraltı ve yer üstü zenginliklerine ve namusuna el uzatmadan gittiği her yerde zamanı, mekânı ve insanı imar ve ihya ederek düzeni tesis eden  Türk milletinin geçmişini bir kıyaslarsak Kızılelma’nın manasını daha iyi anlamış oluruz. Demek ki neymiş Kızılelma, binlerce yıl ecdadımızı motive eden ve tarihsel arka planı olan bir düşünce ürünüymüş.

 Kızılelma’nın arka planını anlatmaya çalıştığımız bu yazımızı, güzel bir ‘Atsız’ dörtlüğüyle bitirelim:

‘Yüz paralık kurşunla gider hayat dediğin;

Tanrı yolu uzaktır; erken kalk sıkı giyin.

Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin,

Güzel Kızılelma'na varmadan öleceksin.'’  Yol Üstad'ın dediği gibi uzun, zamanda çok kısa. Üstelik şeytan ve onun askerleri de peşimizde. Kötülüğe karşı iyilik olmak, zalimin karşısında alp, mazlumun karşısında eren, Nemrut'a karşı İbrahim, Firavun'a karşı Musa olmak dileği…Selam ve Sevgiler…

YORUM EKLE