YKS-2021 VE KATARLI GENÇLER

Hafta sonu 2,5 milyon öğrenci üniversite sınavını kazanmak için uzun süren eğitim maratonun finalindeydiler.

Gençler geleceklerini tayin edecek 3 saatlik sınavda ter dökerken aileler sınav salonlarının dışında heyecan içinde sürenin geçmesini beklediler.

Haziran ayında gördüğümüz manzara hep aynı! Kendimi bildim bileli bu hikâye böyle devam edip gidiyor.

Her yıl olduğu gibi bu yılda sınava birkaç dakika geç kalarak umutlarının ve hayallerinin başlamadan bittiği gözü yaşlı gençlere şahit olduk.

Bir yıl boyunca verdiği tüm emekler birkaç dakika ile yok olup gitti.

Bu senede birçok arkadaşımın evladı YKS-2021 sınavına girdi.

Ne zorluklar yaşadıklarını biliyorum.

Lise son sınıfta okuyan yaklaşık 1,5 milyon öğrenciyi hesaba kattığımızda 1 milyon öğrenci de mezun olarak sınava hazırlanıp hayallerinin peşinden koşuyor.

Rakamları incelediğimizde 2020 yılında üniversiteye yerleşme oranı %35 olarak görülüyor.

Demek ki %65 oranında genç, hiçbir bölüme yerleşemeyerek, hayalleri başka baharlara kalıyor.

Vahim bir durum…

Düşünüyorum da ülkemizde doğan her çocuğun üniversite önüne yığılıp, umut tacirliği yapıldığı, öğrencilerin özel ders, dershane kölesi haline getirilip, %65’nin enkaza dönüştürüldüğü kaç ülke var?

Sınavlar ilgiyi, yeteneği, beceriyi, vizyonu ve en önemlisi de yaratıcılığı, üretkenliği, vizyonu ölçebiliyor mu?

Adil mi, güvenilir mi, objektif mi, seçici mi? Bunu tam anlamıyla bilmiyoruz.

Geçmişte yaşanan acı gerçekler ve sınav skandalları zihnimizde tazeliğini koruyor.

Dolayısıyla milyonlarca genci bu çileden ve stresten kurtaracak bir formül yok mu? Diye sorular zihnimden geçerken bir televizyon kanalında konuyla alakalı tartışma programı gözüme çarptı.

Ekranın alt kısmında büyük puntolarla “Katarlı Gençlere üniversite” cümlesi yazıyordu.

Sunucu hanım konuklarına Katarlı öğrencilerin ülkemizde Tıp, Eczacılık, Diş Hekimliği gibi dallarda sınavsız üniversite eğitimi üzerine görüşlerini sordu.

Konuşmacılar uzunca cümleler kurdular ancak, gerekli şartlar sağlandığında, yeterli altyapı oluşturulduğunda bunun olabileceğini söyle(ye)mediler.

Neyse…

Evladı, YKS-2019 sınavında derece yapan bir baba olarak baştan söyleyeyim sınavsız üniversite fikrini destekleyenlerdenim.

Şöyle ki…

Milyonlarca gencin hayal kırıklığı yaşamasına artık tahammül edemiyor insan.

Doğunun en uzak lisesinde okuyan bir genç ile İstanbul’da Robert ya da Eskişehir Fen Lisesinde okuyan genci aynı sınavda yarıştırmak ne kadar adil ve ahlaki!

İmkanlar ve fırsatlar eşit değil.

Bölgesel ve coğrafi farklılıklar ortadan kaldırılmadan yapılan sınavlar kesinlikle adil değil.

Bakınız geçen yılın üniversite sınavı verilerine:

TYT'de sınavı geçerli olan 2 milyon 295 bin 890 adayın testlerdeki ortalama net sayıları şöyle:

"Türkçe 40 soruda 14,2 ortalama, sosyal bilimler 20 soruda 7,7 ortalama, temel matematik 40 soruda 5,5 ortalama, fen bilimlerinde daha kötü 20 soruda 2,6 ortalama."

Alan Yeterlilik Testi (AYT)’ne girip sınavı geçerli kabul edilen 1 milyon 672 bin 309 adayın ortalama net sayıları ise şu şekilde:

"Türk dili ve edebiyatı 24 soruda 4,7 ortalama, tarih 10 soruda 1,4 ortalama, coğrafya-16 soruda 1,5 ortalama, felsefe grubu testinde 12 soruda 2,2 ortalama, din kültürü ve ahlak bilgisi testinde 6 soruda ortalama 0,6, matematik 40 soruda ortalama 7,5 fizik 14 soruda 1,1 ortalama, kimya 13 soruda 1,4 ortalama, biyoloji 13 soruda 1,3 ortalama."

2020-TYT puanı hesaplanması sonucunda 38 bin 467 adayın puanı hesaplan(a)madı. Yani sıfır aldılar.

Ne tarihi ne matematiği ne edebiyatı doğru dürüst öğretemeden liseyi bitiriyor bu gençler.Yazık!

Netice olarak…

Katarlı gençlere tanınan “sınavsız üniversite” imkânı bizim gençlere neden tanınmasın!

Yeter ki altyapıyı iyi hazırlayalım. Çalışan gencin hakkının korunduğu, gencin geleceğini bizzat kendisinin tayin edebileceği bir üniversite sistemi…

İmkânsız değil.

Üniversitelere öğrenci kabulü için birçok ülkede sınavı şartı yok.

Bir aile dostum Belçika’da Tıp ve Hukuk alanları dışında sınav yapılmadığını söyledi.

Lise diploması veya diploma notu gibi kriterlerle öğrenci alıyorlar.

Biraz araştırdığımda özellikle İtalya, Polonya, Kanada, gibi ülkeler sınavsız üniversite uygulamasında öne çıkıyor.

Dolayısıyla her bir gencin yetenek ve kabiliyetini ülkemize kazandıracak sınavsız üniversite bir zorunluluktur. Genç, yetenekli olduğu ve okumak istediği bölümde üniversiteye sınavsız girmelidir.

Ülkemizin geleceği olan gençlerimizin, Katarlı gençler kadar, hayallerini gerçekleştireceği güzel ve mutlu bir ülkede yaşamak onların da hakkı değil mi?

TAZİYE: Bu yazımı memlekete gönderirken değerli dost Nadim Ülker’in vefat haberini üzüntüyle öğrendim. Hastanede yaşam mücadelesini kaybetti. Allah rahmet eylesin. Ülker ailesine ve sevenlerine baş sağlığı dilerim.

YORUM EKLE