Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Haberler

Haberler->Haber - Yorum->GÜMÜŞHANE AŞIĞI GÜNERİ KADİRBEYOĞLU   

GÜMÜŞHANE AŞIĞI GÜNERİ KADİRBEYOĞLU


Bir ateş düştü de yaktı özümü
Bulamadım heyhat bende çözümü
Öteler göründü örttü gözümü
Münker Nekir'e sor sorabilirsen 

        Bu şehre sevdalı olmak öyle görüldüğü gibi kolay iş olmasa gerek. Emek ister, sabır ister, fedakarlık ister, ister oğlu ister. Gecesini gündüzünü, yazını ve kışını bu memleket sevdası üzerine feda edenler bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdır sanırım. Ve böylesi bir yolda ömrünü Gümüşhane mesaisi uğruna feda eyleyen, sıhhatini kaybeden Güneri Kadirbeyoğlu'ndan söz etmek istiyorum.

        1943 yılında Gümüşhane Fuadiye Semtinde doğdu. Babası Kitapçı Çolak Ahmet Bey, annesi Sargınalplerden Zehra hanım. İlk ve orta öğrenimini Gümüşhane Lisesi orta kısmında tamamladı. Karayolları 101. Şube Atölyesinde Elektrik bölümünde çalışmaya başladı. 1961-62 yıllarında Gümüşhane Öğretmen Okulu'na girdi ve 1964-65 senesi mezun oldu. İlk görev yeri Bayburt Mutlu Köyü, Bayburt Akşar ve 1974 yılında Gümüşhane Eğitim Araçları Merkezi'nde öğretmen, idareci olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında emekli oldu.

        Akrabası Ernail Ataç'tan hobi olarak fotoğraf çekmeyi ve o günün şartlarında baskı tekniklerini öğrendi. O gün bugün fotoğraf makinesi elinde Gümüşhane'yi dağ, taş, yayla karış karış gezdi ve dağarcığında emekle beslediği kareleri bizlerin beğenisine sundu yıllarca. Fotoğrafları Kültür Vadisi Gümüşhane, Kuşakkaya Gazetesi, 75. Yılında Gümüşhane, Karaca Mağarası, Kültür ve Turizm Müdürlüğü broşürleri, afiş ve kartpostallarında hayat buldu. Gümüşhaneyi Sevenler Vakfı gönüllü üyesi iken yönetim kurulunda ve 1998 yılından itibaren de Vakıf Müdürü olarak uzun yıllar hiçbir menfaat beklemeden görev yaptı.

        Yıllar önce Gümüşhane sevdası diye çıktığı yolda ne badirelerle karşılaştı. Öğretmenlik ve Eğitim Araçları Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda Gümüşhane deyince onun ismi akla gelirdi. Elindeki fotoğraf makinesiyle bu şehrin görünmeyen yüzlerini ortaya çıkarmak, bu şehir adına bastırılan bastırılamayan yayınları toplamak, arşiv etmek, karşılık beklemeden paylaşma ve bunları hiçbir menfaat gözetmeksizin gün yüzüne çıkarmak. Zor olsa gerek.

        Gümüşhane'yi Sevenler Vakfı ile Gümüşhane eserleri bastırılması, bu şehrin albüm ve kartpostal çalışılmalarında görev alması azımsanacak iş midir? Ki Gümüşhane'ye araştırma için gelenler ilkin onun yanına uğrarlar. O da en zor anında bile elindeki işini bırakır arayacağı yerleri arar ve o işi mutlaka hallederdi. Ama ne yazık ki onun derleyip ortaya çıkardığı eski Gümüşhane resimleri onun izni olmadan internet, yazılı ve görsel medyada boy gösterirken onun adını bile anmamaları ne kadar da üzücüdür. 

        Gümüşhane'de Gümüşhanelilere hizmet etmek kadar zor iş olmasa gerek. Gümüşhane kültürü çalışmalarında çözümde yer almayanlar maalesef problem aşamasında önyargıları ile ön plana çıkmaktalar ve sorunun bir parçası olmaktalar. Sağlığını tamamen bu şehre adayan bu güzel insanın ve onun gibilerin şevkleri kırılsa da bu şehre hizmet etme adına sevdaları köreleceğine daha da alevleniyor sanki. Ve bu mahsun şehir böylesi sevdalı hemşerilerine ne kadar da muhtaç. 

        İşte naçizane kalemimden bir Gümüşhane sevdalısı Güneri Kadirbeyoğlu böyle dökülüyor sahifelere. Tamamen anlatabildim mi, ne gezer. Affına sığınarak Güneri ağabeyi tanımak, tanıtmak, onun hakkında yorum yapmak ne haddime. Ama mangal gibi bir yüreği olduğunu bildiğimden, cesaretimi ondan alıyorum.

        Ve en son onu görmeye gittiğim hastanede yatağında gözlerinin içi gülerek hoş geldin dedi bana. Bende çantamdan Gümüşhaneli Şairler Antolojisi kitabını çıkardım. Öylesine merak ediyordum ki kitabı, çok sağol hocam dedi. Sonra "hocam bu kitabı benden alırlar sen adıma imzalasana" dedi. İçimde fırtınalar koparak şu satırlar yazdım; "Sevgili Güneri Ağabeyim, hayatınızın şiir tadında geçmesi temennilerimle"

        Gözyaşlarımı kaçırarak indim hastane basamaklarını. Ve bugün öğrendim acı haberi. Güneri Ağabeyimizde Hak'ka yürüdü. Ne diyeyim. Bu şehir adına bıraktığın her güzel şeyin hatırına Rabbim yar ve yardımcın olsun. Mekânın Cennet olsun. 

        İsmail Hayal



TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK DİL OKULU GÜMÜŞHANE'DE


| More

 Gönderen AdamGibi, Çarşamba, 23 Ocak 2008 16:22, Yorumlar(0)
Yorumlar


MKPNews ©2004-2006 mkportal.it
 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.78589 saniyede 9 sorguyla oluşturuldu