Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yılmaz GARİP->OSMANLIYI TANIMAK VE SEVMEK - 1 [ Arama ]

OSMANLIYI TANIMAK VE SEVMEK - 1
Başlık OSMANLIYI TANIMAK VE SEVMEK - 1
Açıklama 09 Ocak 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Dünyada hiçbir millet yoktur ki, geçmişine bizim kadar yabancı olsun, ya da geçmişini tanımakta bu kadar zorluk çeksin.

        Asırlar boyunca yeryüzüne ilm, irfan, ahlak, adalet ve medeniyet yayan neslimizi birilerinin iftiraları ile öğrenmeye kalkışırsak, atalarımızı sevmek yerine, onlara düşmanlık ve kin duygularıyla beslenme talihsizliğine düşeriz.

        Kimilerimizin Osmanlı sultanlarını zevk ve eğlence düşkünü insanlar olarak gördüğü ve göstermeye çalıştığı gibi.

        Bu zevk ve eğlence düşkünü insanlar (!) bakın ne yapmışlar;

        Misafir olarak gittiği yerde Kur'an-ı Kerim asılı bulunan bir odada ayaklarını uzatıp yatmayı edepsizlik sayarak sabaha kadar uyumamıştır. Bu insan vasiyetnamesinde “Bizim davamız kuru cihangirlik davası değildir. Gittiğimiz her yere hak ve adaleti yaymaktır.” demiştir.

        Alimlere son derece hürmetkar ve o derecede itaatkar olmuşlardır. Bununla yetinmeyip ilmin yayılması için bütün ilim yuvalarına ücretsiz kitap temin edip, dağıtmışlardır. Kağıdı ilim yayma vasıtası olarak gördüklerinden, yedikleri ekmek kadar aziz bilmiş, nerede bir kağıt görmüşlerse zayi olmaması için yerden alıp, bir duvar deliğine sokuşturmuşlardır. Mektep ve medreseleri bulundukları yerin en havadar, en güzel yerlerine ve çok sağlam olarak inşa etmişlerdir. Alimleri bizzat yanlarında bulundurarak, onların ilimlerinden her fırsatta istifade etmeye ve başkalarının da istifade edebilmesi için son derece gayret göstermişlerdir. Bu hususta yardım isteyen ülkelere de seve seve yardımlarda bulunmuşlardır.

        Her ülkenin mimarları, kılıç ustaları, şairleri, ilim adamları, ressamları vardı ama hiçbir kılıç Osmanlı kılıcı ile, mimarları mimarlarımızla, ressamları ressamlarımızla, şairleri şairlerimizle, alimleri de alimlerimizle boy ölçüşemezdi.

        Akıncıları ise gücü, kuvveti, aklı, zekası, harp sanatını ve 3-5 lisan bilmesi ile yine dünyada tekti.

        Harp tekniğini iyi bildikleri ve gittikleri her yere adalet ve medeniyet götürdükleri için tarihler boyuncu zaferden zafere koşmuşlar, bugün bir asırda bile yapılamayacak bir çok işleri 5-10 yıl gibi kısa süre içerisine sığdırarak üç kıtada hüküm sürmüşlerdir. Çiçeği burnunda delikanlıları bile at üstünde hayat geçirerek, çağ açıp, çağ kapatmışlardır. Yatağında, rahat bir döşekte ölmeyi ar sayarak, gecelerini gündüzlerine katıp adalet ve medeniyeti dünyanın en ücra köşelerine varıncaya kadar yaymağa çalışmışlardır.

        Cengaver oldukları kadar çok ince ruhluydular. Adalet ve merhamet timsaliydiler.

        Ekonomiyi çok iyi bildiklerinden, aç ve açıkta kalan bir insan da yoktu.

        (DEVAM EDECEK)

        NOT: Bir yakınımın hastalığı ve vefatı sebebiyle haftalık yazılarımı geciktirdiğim için muhterem okuyucularımdan özür diliyorum.
Oyu Puanı: 25 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 27 (0 Kayıtlı Üye 27 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.81238 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu