Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
20 Şubat 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Yaz gazeteci derken bizim köyün asfaltsız yollarını da yaz. Şehirdeki parmakları ojeli kadınları yazma gibisinden, sanki gazeteci yazarsa her şey kökünden halledilecek.
Kimi zaman Marko Paşa konumundaki biz gazetecilerin asıl görevi halkın doğru bilgi almasını sağlamak olduğuna göre, yaz gazeteci diyenler için bir bakıma demek ki Marko Paşa da olmamız gerekiyor.
Kim ve nedir Marko Paşa?
1861 yılında Sultan Aziz’in hekim başısı, 1878 de II. Abdulhamit döneminin Meclis-i Ayan (senato) üyesi ünlü bir Osmanlı hekimi. Sonradan Paşalık ünvanı ile taçlandırılmış. Marko Paşa büyük bir sabırla hastalarını dinler onlara huzur ve rahatlık vermeye özen gösterirdi. Bu ünü halk arasında iyice yayılmış olmalı ki zamanla yakınmaları dinleyecek kimsenin olmadığını vurgulayan “Derdini Marko Paşaya anlat” deyimi ortaya çıkar. Bir başka değişle Marko Paşa 1946-1950 yılları arasında çıkarılan ünlü bir mizah dergisinin de adı. O dönemde adeta muhalefet gibi etki gösteren derginin tüm sayıları toplatılmış hatta dergi ismindeki Paşa kelimesinden dolayı zamanın Milli Şefi İsmet Paşa’yla alay ediyor diye de kapatılmıştı. Marko Paşa’yla ilgili bu açıklamadan sonra gelelim asıl konumuza:
Geçen sayılarımızda Kaht-ı Rical (adam kıtlığı) başlığını taşıyan yazımızı eleştiren değerli okuyucumuz (E.A.) diyor ki: Hocam! Siz kaht-ı rical yok diyorsunuz ama bal gibi var! Doğrudur. Değerli okurumuz eleştirel hakkını kullanıyor, haklıdır. Ve devamla Belediyenin yaptırdığı Şadırvan işindeki imar iznini irdeliyor. Ve Marko Paşa konumundaki biz gazetecilerin bu gibi konuları ıskaladığımızı da yeriyor. Değerli dostum (E.A.) ıskalayan filan yok. Yukarıda değindiğim gibi görevimiz halkın doğru bilgilenmesini sağlamaktır. Sizin konunuza gelince: Mektubunuzda bahsettiğiniz gibi Gümüşhanemizin medarı iftiharı Rahmetli Halit Zarbun büyüğümüzün beş ilçemizde birer şadırvan yaptırdığını bilmeyen yok. Daha büyüğünü de il merkezinde yaptıracağını ben de biliyorum. Yer konusunda anlaşmazlığın adresi kuşkusuz Belediyemizdir. O gün verilmeyen imar izninin belli ve önemli bir sebebi olsa gerek. Bu bağlamda Belediyenin sayın Zarbun’a güçlük çıkarabileceğine doğrusunu isterseniz inanmak çok zor. Zira Belediyenin Cami Yaptırma Derneği ile de o günlerde sıkıntı içinde olduğu da bir gerçek. Bugün için aynı yere Belediyeden ruhsat izninin çıkmış olmasını çifte standart olarak değerlendirmiş olsanız da sayın Başkanın konuyla ilgili bir açıklama yapması elbette ki kendi takdirindedir. Ben bunun dışındayım.
Biz Marko Paşa’ya bir dosyada Ertek Gürpınar’dan geldi. İncelememiz uzun süreceğe benziyor. Onu da gelecekte değerlendirmeğe çalışacağız. Çifte standart derken bu ÇİFT sözcüğü başka çağrışımları getirdi. Acemi sürücülerin kullandığı çift direksiyonlu, çift debriyajlı, çift frenli otolar gibi duyduğumuza göre çift tabancalı, çift telefonlu, çift akıllı bürokratların olduğu söylentileri yaygın. Sahi böyle bürokratlar var mı? Ben bugüne kadar görmedim. Görenlere de aşkolsun derim.
Neyse dert dinlemek ve derde deva olmak için Marko Paşa olmak ben gibileri aşmış olsa da yinede bize güven duyarak dertlerini aktaran okuyucularımızın dertlerine deva olmak gibi bir onurlu görevi yerine getirmede çekincelerimizin olmayacağını da herkesin bilmesini isterim.
Dertsiz ve gamsız nice mutlu geleceklere ulaşmak dileklerimle.
YAZ GAZETECİ VE MARKO PAŞA
