Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan PİR->HEBENNEKA'DAN İBRET ALMAK [ Arama ]

HEBENNEKA'DAN İBRET ALMAK
Başlık HEBENNEKA'DAN İBRET ALMAK
Açıklama 12 Mart 2008 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Mail hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen AdamGibi
            Yaşadığı devir ve kimliği konusunda muhtelif rivayetler bulunan Hebenneka isimli zat hikâyelerindeki kıvrak zekâ ve nükteleriyle tarihlere geçmiştir.

            Onun en meşhur hikâyelerinden birisi şöyledir: "Hebenneka ucuna ip bağlı olan kurumuş bir kemiği sürekli boynunda taşır ve sık sık onu tutarak "Bu ben, bu Hebenneka" dermiş. Bir gün bir arkadaşı Hebenneka uyurken boynundan kemiği çıkarıp kendi boynuna takar. Maksadı Hebenneka' nın tepkisini ölçmektir. Hebenneka uyandığında boynunda kemiği göremeyince deliye döner, etrafta kemiği aramaya başlar; "Ben nerdeyim, beni bulun, ben kayboldum..." gibi sözlerle aramayı sürdürürken, kemiğin arkadaşının boynunda asılı olduğunu görür ve arkadaşının boynundaki kemiği sıkıca tutarak dünyaca meşhur olan şu sözünü söyler: "Bu ben, ya ben kim?.."

            Hikâyenin ana konusu kimlik arayışı...

            Günümüz dünyasında insanların ana problemi bu... Araç sayılan nesne ve objeler amaç yerine geçince asıl amaç gölgeleniyor, gizleniyor ve görünmez oluyor.

            Yaratılış sistemi içinde insan Kâinatın en önemli mahlûku... İnsan, dünya ile doymaz ve tok olmaz bir donanımla yaratıldığı halde bu özelliklerini tanımadan nesne kültürü ile tanışmış ve onları kendi için amaç görmeye, "Bu benim veya ben buyum..." anlayışını ve kimliğini yaşamaya başlamıştır.

            Evlerimize bir bakalım çocuklarımıza hangi kimlik sahibi olmalarını telkin ediliyoruz: Bol kitap okuma, ahlaklı olma, insanları sevme, yardımlaşma gibi erdem değerleri mi? Bol para kazanma, mal mülk sahibi olma, gezip tozma, yiyip içme gibi maddesel öğeleri mi?

            Makam, şan şöhret ve zenginlik basamakları çoğu kez insanlara kimlik olarak sunulmuştur. Cebimiz biraz para gördüğünde, bir makama geldiğimizde, yakamıza bir rozet takıldığında şahsiyet kimliğimiz yerine para, makam ve rozetin psikolojik görüntü kimliği bütün benliğimizi kuşatmaya başlıyor...

            Sağlıklı, güzel ve yakışıklı oluş görüntüleri bile insanı aldatmış... Bunların kendilerine kalıcı demirbaş kimlikler olarak verildiğini zannedenler, ömür sermayesinin tükenmesiyle, bu artıların da, elden gittiğini gördüklerinde, o zaman ancak "Ben kimim?.." sorusunu sormaya başlamışlardır.

            Yani kısaca, günün birinde harici ve suni kavramların kendisini terk edişini gören insan, ancak o zaman Hebenneka gibi asıl kimliğini sorgulama gereği hissetmiştir: "Ben kimim?.."

            Geçici kimlik görüntülerini ortadan kaldıran ve asıl kimlik sorgulamasına insanı zorlayan temel öğeler ise kültür ve eğitimin getirdiği fazilet, hoşgörü kazanımlarıdır. Bunun da yolu çok okumaktan geçmektedir.

Hayatı boyunca hep kimlik "gel - gitlerini" yaşayanların en korktukları şey ise ölüm gerçeğidir. Onlar, sanal kimlik dünyalarının bir gün sona erip, gerçekle yüzleşecekleri günden çok korkarlar. Bu son anı, Cahit Sıtkı Tarancı dizelerinde çok güzel ifade etmiştir.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

            İnsanın, taşın sert oluşunu yaşamadan; "Ben kimim?.. Bu dünyaya niçin geldim?.. Vazifem nedir?.. Beni buraya kim gönderdi?.. Buradan nereye gideceğim?.." gibi sorulara cevap arayarak gerçek kimlik yaşantısı içine girebilmesi için tefekkür atmosferli kültürel zaman sürecini hayatına hâkim kılması gerekir diye düşünüyorum.
Oyu Puanı: 5 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 12 (0 Kayıtlı Üye 12 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.49744 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu