Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
02 Nisan 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Okuyup yazmak deyince hemen aklımıza okuma yazma bilip bilmediğimiz gelir. Oysaki okuyup yazabilmek bir yetenek olduğu gibi, bunları alışkanlık haline getirip sürekli hale getirmek başlı başına bir uğraş gerektiriyor. Aslında okumak bir meşakkat olmayıp tam tersine eğlenceli bir oyuna benzemesine rağmen, az okuduğumuzu ve az yazdığımızı sanırım herkes kabul edecektir.
Ülkemizde kitap; acil ihtiyaçlar sıralamasında 200 küsür sıralardaymış. Anlaşılan okuma ihtiyacımız yok gibi görünüyor. Daha ziyade konuşuyoruz;hem de saatlerce konuşuruz. Yazılı edebiyattan hoşlanmayız,duyduklarımızı tekrar etmekten hoşlanırız.
Okumakla ilgili bunca zorlandığımıza göre yazmak ne kadar zordur tahmin edebiliriz.
Henüz telefonlar ve internet yaygınlaşmamışken mektuplar yazardık. Belli kalıpları vardı; mektubu açar açmaz ne yazdığını gözü kapalı tahmin ederdik. “Evvela mektubuma başlarken selam eder büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim” diye başlar;nasılsınız?Beni soracak olursanız….diye devam ederdi. Meğer o günleri bile mumla arayacağımız günler gelecekmiş. Bakın şimdilerde mektup yazmıyoruz,ne yapıyoruz?
Bakalım..
İki arkadaş internetten yazışıyor, dikkat edelim bakalım ne yazıyorlar.
Ali :slm
Veli :slm
Ali :nbr
Veli : iydr senden nbr
Ali : iydr
Ali:görüsürz good by
Veli: good by
AÇIKLIYORUZ..
Slm: selam- - nbr: ne haber- - iydr:iyidir- - good by: güle güle
Bakınız; konuştular, yazıştılar, hal hatır ettiler ve birbirlerine iyi dileklerle ayrıldılar! Görüldüğü üzere hem okur, hem de yazarlar!
Bunlar geneli kapsayan hatalarımız değil elbette ki…Günlük tutanlarımız,duyduklarını ve gözlemlerini not edenler, düzenli okuyan, okuduklarının altını çizen ve hepsinden önemlisi Dünya meseleleri üzerinde ciddi ciddi kafa yoran sürekli düşünüp, düşüncelerinden yeni fikir ve tezler üreten insanlarımız yok değil.
Şimdilerde okur yazarlık yerine;medya okur yazarlığı daha da önem kazandı.Yani: İletişim araçlarını, bilgisayar ve diğer elektronik aletleri kullanabilen insan isteniyor.Bence kitabın yerini hiçbir elektronik alet tutmuyor.Kitaptan okuyarak öğrendiğiniz bir hikayeyi televizyondan film olarak izleyince aynı tadı alamıyorsunuz.Medya okuryazarlığının insana zamandan müthiş tasarruf sağladığı inkar edilemez bir gerçektir tabii ki..
Son olarak evrensel okuryazarlıktan bahsedelim ama kısa tutalım çünkü GümüşhaneValiliği tarafından başlatılan “Gümüşhane Okuyor” kampanyasına yer vermemiz gerekir. İlimizin sokaklarını süsleyen “hepimiz okuyoruz” afişleri, okul ve kurumlarımızın en işlek alanlarında oluşturulan kitap stantları, her okul ve kurumda başlatılan okuma saatleri ile okuyan bir İl olma yolundayız. Valiliğimiz tarafından alınıp köy ilköğretim okullarına dağıttığımız 600 adet 100 “Temel Eser” çocuklarımız tarafından sevilerek okunuyor. Onların sevmesi ve okuması ülkemizin geleceğini kitapların altın sayfaları arasından aydınlatıyor.
Evrensel okuryazarlığa gelince; bildiklerimizi bütün Dünya'da anlatabilmemiz Dünya'nın herhangi bir yerinde duyduğumuz bir bilgiyi anlamamız manasına gelmektedir. Örnek verecek olursak bir Coğrafya Öğretmeni Almanya'da Japonya'da, ya da Kanada'da bu mesleğini icra edebilirse; yani yabancı dil biliyor ve Dünya'nın herhangi bir ülkesinde mesleğini ifa edebiliyorsa evrensel okuryazar demektir.
Gelin birlikte okuyalım. Bir insanın 70 yıllık tecrübesini onun kitabını okuyarak birkaç haftada öğrenmekten daha karlı ne olabilir?