Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan PİR->KÂİNATIN VE İNSANLIK TARİHİNİN EN ÖNEMLİ OLAYI [ Arama ]

KÂİNATIN VE İNSANLIK TARİHİNİN EN ÖNEMLİ OLAYI
Başlık KÂİNATIN VE İNSANLIK TARİHİNİN EN ÖNEMLİ OLAYI
Açıklama 16 Nisan 2008 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Mail hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Kâinatın yaratıcısı Yüce Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.); "Sen olmasa idin ben kâinatı yaratmazdım."  diye hitap ediyorsa, kâinatın ve insanlık tarihinin en önemli olayının da ne olduğu kendiliğinden ortaya çıkmış olmaktadır.

        Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1989 yılından itibaren kutlanmaya başlayan ve bu yıl 20.si icra edilmekte olan "Kutlu Doğum" haftasında 14-20 Nisan tarihleri arasında Peygamberimizin dünyayı teşrifleri çeşitli etkinliklerle kutlanacaktır.

        İtimat edilir İslami kaynaklar tarafından Rabbimizi bize tarif eden üç büyük tarif edici gösterilmiştir: Birincisi kâinat kitabı, ikincisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve üçüncüsü de Allah'ın kelamı Kur'an-ı Kerim'dir.

        Allah, yaratılış sistemi içinde kendisine muhatap olarak insanı seçmiştir. Fakat insanın, Allah'ın istediklerini tek başına anlaması mümkün değildir. Bu işi yapacak bir elçi, bir rehbere ihtiyaç vardır. Bu görevleri yapacak kişi de Allah'ın en sevdiği kullarından birisi olacaktır. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de Ahzap suresinin 40. ayetinde,  son peygamber olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed'i gönderdiğini şöyle beyan etmektedir: "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat O, Allah'ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir."

        Cenabı Allah, Kur'an-ı Kerim'de Enbiya suresinin 107. ayetinde Peygamberimize; "Resulüm! Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik." dediği gibi, bir hadis-i kudsi'de de Peygamber efendimize; "Eğer sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım." buyurmaktadır. ( Keşfü'l-Hafa, 2:164 )

        Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.); miladi 571 tarihinde dünyaya gelmiştir. 2008 yılı, doğumunun 1437. yıl dönümüdür. Efendimizin doğum günü ise, kameri aylardan Rebîulevvel ayının 12. gecesidir. (Nisan ayının yirmisi)

        O halde Peygamberimizin beşer olarak dünyaya gelişi 1437 yıl önce olsa bile, yukarıda bahsedilen kudsi hadisin manasına göre nurunun yaratılışı kâinatın yaratılışından öncedir. Çünkü kâinat O'nun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır.

        Yeryüzündeki her şeyin yaratılma sebebi olan O Yüce Peygambere (s.a.v.) ümmet olmak ise, bir insan için herhalde en büyük onur olsa gerektir.

        Meşhur Benî İsrail âlimlerinden Abdullah ibni Selâm gibi pek çok zatlar, yalnız Peygamberimizin simasını görmekle, "Şu simada yalan yok; şu yüzde hile olamaz." diyerek imana gelmişlerdir.  

        Bütün dünyanın huzur ve mutluluğa hasret kaldığı bir zamanda, hayatını insanların iki cihan huzur ve mutluluğuna adayan bir Peygamberi (s.a.v.) tanımak ve mesajlarına kulak vermek, her akl-ı selim insanın yapması gerekli çok önemli bir olaydır.

      Günümüz insanının en büyük çıkmazı; tanımadan karar verme, hüküm verme yanlışlığıdır. Gözü kelam okuyan her insanın bu yanlışa düşmeden Peygamberimizi tanıması gerekir ki, kutlu doğum haftaları bu tanımalar için güzel bir vesiledir.

        İnsanlığın en büyük sıkıntısı olan ölüm gerçeğinin sırrını çözen, ölüm sonrası için insanlara müjde veren, ölümün yokluk, çürümek olmadığını, yeni bir âleme geçiş güzergâhı olduğu müjdesini veren, ahiretin varlığını müjdeleyip, oraları bizzat gördüğünü söyleyen bir Peygamberi tanımakta geç kalmamak gerekir.

        Allah'ı bilmenin de, O'nun peygamberi Hz. Muhammed'i (s.a.v.) bilmenin de yolu "öğrenmeden" geçiyor.  Öğrenme, tanımaya; tanıma ise sevgiye kapı açıyor... Dolayısıyla Peygamberimizi sevmenin en kısa yolu onu tanımaktır.

        Tanımanın en doğru ve kalıcı olanı ise kitapla olanıdır. Kitabî bilgiye dayalı olan tanıma ile duymaya bağlı tanıma çok farklıdır...

        Peygamberimizi tanıma sadedinde; "Siyer ödülü dünya birincisi" olan Salih Suruç'un Nesil Yayınevi tarafından neşredilen iki ciltlik "Kâinatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı" isimli eserinin okunmasını tavsiye ediyorum.

        Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğum yıl dönümünün, ülkemiz ve insanlarımız başta olmak üzere bütün dünyaya ve insanlığa huzur ve barış getirmesini dileyerek yazımı sonlandırmak istiyorum.
Oyu Puanı: 5 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 6 (0 Kayıtlı Üye 6 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.86641 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu