Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
07 Mayıs 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Geçmiş Başbakanları-mızdan birisi, Bülent Ersoy'un konserine gitmiş. Bülent Ersoy şarkılarını söylerken Başbakanın konserde olduğunu görünce şarkısını bitirir bitirmez Başbakanın yanına yaklaşmış ve büyük bir nezaketle sormuş:
-Efendim sizin için hangi şarkıyı söylememi arzu edersiniz
Başbakan, hiç düşünmeden benim için “sabile” şarkısını söyle demiş. Bülent Ersoy gitmiş başlamış “sabile” şarkısını aramaya. Düşünmüş düşünmüş fakat 2000 adet şarkı listesini taramasına rağmen bir türlü “sabile” şarkısı diye bir şarkı bulamamış. Büyük bir üzüntü içerisinde Başbakanın yanına dönerek ezile büzüle demiş ki:
- Efendim Çok özür dilerim, repertuarımda “sabile” şarkısı yoktur;ama arzu ettiğiniz başka şarkı varsa onu seslendirebilirim.
Başbakan büyük bir kızgınlık ve şaşkınlıkla Bülent Ersoy'a dönmüş ve demiş ki:
-Nasıl olmaz senin son günlerde en çok söylediğin şarkıyı istedim. Nasıl bilmezsin?
Bülent Ersoy'un şaşkınlığı bir kat daha artmış,mahcubiyetini gizleyememiş Başbakana bakarken,Başbakan şarkının sözlerini hatırlatmış ve demiş ki:
-Bülent Hanım senin son günlerde en çok söylediğin şu şarkıyı istiyorum.
”Eller ayırsa bile
Yollar ayırsa bile
Biz ayrılamayız”
Malumunuz olduğu gibi, Bülent Ersoy, “biz ayrılamayız” şarkısını söylerken “eller ayırsa bile, yollar ayırsa bile” derken sabile kısmını biraz uzatırdı.
Şimdi bu fıkradan ne maksat umduğumuzu, neyi kastettiğimizi söylemek istersek, meramımız şudur: Son günlerde çıkan trafik yasasından sonra,trafik kazalarında artık taraflar polis beklemeden tutanak tutup kendi aralarında anlaşma yolunu seçecekler. Siz polis arayıp zaman kaybı yaşamadan karşı tarafla anlaşıp tutanak tuttuğunuz taktirde sigorta sizin ve karşı tarafın zararını ödeyebilecek. Kanun çıkmasına çıktı ama kimse bu yasanın uygulanabileceğine inanmıyor ve herkes diyor ki: “Biz anlaşamayız” Neden anlaşamayız?Çünkü anlaşma kültürümüz yok. Anlaşmak yerine kavgayı seçmek ve işi polislere bırakmak kolayımıza geliyor.
Anlaşamıyoruz,ülke meselelerini çözmede dahi Avrupa Birliği bizim dertlerimize deva olsun, sorunu halletsin beklentisindeyiz.
Anlaşamıyoruz,fakir kardeşleri bir araya getirip, küçük tasarruflardan büyük sermayeler ihdas edemiyoruz. En küçük tarlayı bile kardeşler arasında dilim tirşe bölüyoruz;küçülttükçe küçültüyoruz.
Anlaşamıyoruz,bize vatan olacak başka bir toprak parçası olmadığını,ülkemizi kalkındırmada ve geliştirmede bizim de üzerimize bir görev düşüyor onu yapmalıyız,hasetlikten fesatlıktan bir kar olmayacağını anlayamıyoruz.
Anlaşamıyoruz,anlaşmayı bir zaafiyet, bir eziklik, bir geri çekilme kabul ediyoruz. Anlaşırsak yada gel anlaşalım dersek,karşı tarafı onaylamış, haklı görmüş,ona teslim olmuş oluruz zannediyoruz.
Oysaki: Her konuda anlaşmak zorundayız. Çünkü bir arada yaşamak zorunda olduğumuzu bilmeli, hatırlamalıyız.
Eski Başbakanımız kim mi?
Adı fıkralarla anılan geçmişlerden kaç Başbakanımız var ki!
BİZ ANLAŞAMAYIZ !
