Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2007 Nüfus sayımı sonuçlarına göre 14-30 yaş grubundaki nüfus sayımız 18.910.444 tür.
14-30 yaş grubunu, -geniş çerçevede- gençlik yaş grubu olarak kabul edersek yaklaşık 19 milyon gence sahibiz. Bu rakam dünyada onlarca ülke nüfusundan daha fazladır.
Biz gençlerimize güveniyor ve genç nüfusumuzla gurur duyuyoruz.
Her yaş döneminin kendine özgü davranış tezahürleri olacaktır. Gençlik döneminin, özellikle ilk gençlik döneminin kendine özgü enerjisi, arzuları, hayalleri, stresleri olacaktır. Önemli olan bu dönemi yaşayan gençlerimize yardım etmek, onları yalnız bırakmamak, onları iyiye, güzele yönlendirmektir.
Her mesleğin bir stajyerlik dönemi olduğu gibi, insan neslinin de hayattaki stajyerlik dönemi ilk gençlik yıllarıdır. Bu çağlarda gençliğin belirli çıkmazları olabilir. Bu dönemlerde gençlerimizin yanında yer alıp, onlara yardımcı olunmalıdır. Aile, okul, akraba, komşuluk, mahalle ve köy çevrelerinde herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Hayatla daha yeni tanışan bir genç, hata ve kusur işlemişse onu hemen toplumdan dışlayıp, ona "kötü" sıfatı takıp onu kaybetmek yerine, onu topluma kazandırmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Hiçbir araştırma ve eğime gerek duyulmadan, emek sarf edilmeden yapılan en kolay iş başkalarını "tenkit etmektir." Bu davranış en kısa tanımıyla bir hatadır ve biz toplum olarak bu hatayı evde, işyerinde, toplum içinde sık sık yapıyoruz.
Yapıcı olan tenkitlere elbette ihtiyaç vardır ama sanki intikam alıyor ve hesap soruyor dozundaki eleştiriler hiç kimseyi sonuca götürmemiştir. Aksine karşı tarafın hırçınlığının artmasına ve hatasının devamına daha çok sebep olunmuştur. Tenkit yerine, "her şeyin iyi tarafını görmek ve göstermek""iyi ve güzeli tavsiye etmek" gibi bir yolu deneyebilsek daha güzel dünyaların kurulmasına bir tuğla da biz koymuş oluruz.
"Önümüze çıkan dikenler ya ektiklerimizdir, ya da biçmediklerimiz..." sözünde yer alan düşünce mantığı, olumsuz ilan edilen her durumun oluşmasında hepimizin az veya çok bir payı olduğunu vurgulamaktadır. Konumuz olan gençlerin yetişmesindeki zaaflarımız, vurdumduymazlıklarımız veya gördüğümüz hataları düzeltmeme noktasındaki bigâneliklerimiz, oluşan her menfi tablodaki bizim günahlarımız değil midir?
Biz gençlerimizi seviyoruz ve onlara güveniyoruz.
Herkes için en büyük ilaç, ilgi ve sevgidir. Bugün de yarın da bütün dünyaya karşı bizim en büyük varlığımız, zenginliğimiz ve onur kaynağımız olan gençlerimizi yarınlara sevgi ve ilgiyle hazırlamak zorundayız.
Her şeye rağmen, bugünün gençleri çok dolu dolu yetişiyorlar. Geleneksel yapımızdan kaynaklanan yaşça büyüklerin, gençleri hep çocuk görme alışkanlığını ve yanlışını aştığımız gün, gençliğimizin, bu ülke için ne kadar büyük bir zenginlik olduğunun asıl o zaman farkına varmış olacağız.
Hedefini iyi bilen bir genç kolay kolay taşkınlık ve hata yapmaz. Biz gençlerimizi iffetli, hikmetli, şecaatli ve onurluyetiştirmeye devam etiğimiz sürece geleceğin dünyasının en parlak yıldızı Türk Milleti olacaktır.
Önümüzdeki hafta Gençlik Haftası. Bu vesile ile tüm gençlerimizi tebrik ediyor ve önlerindeki uzun hayat yolculuklarında yüzlerinin hep gülmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.