Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yusuf SADIK->BİR BAKAN VE İKİ ÇOCUK [ Arama ]

BİR BAKAN VE İKİ ÇOCUK
Başlık BİR BAKAN VE İKİ ÇOCUK
Açıklama 28 Mayıs 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi
        İnsanların karşılıklı olarak birbirlerine nasılsınız diye başlattıkları seviyeli ve kibar konuşma ile çoğu kez hoş bir vakit geçirmeyi amaçladıklarını hepimiz bilmekteyiz. Bu tür diyaloglar tekrarlanıp pekiştirildikçe de kişiler birbirini daha iyi tanıma fırsatı bulur, kalıcı ve düzeyli dostluklar kurulur. En önemlisi bilgi paylaşımları da gerçekleştirilmiş olur.

        İşte bu havada geçtiğimiz ay İl dışı (İstanbul) seyahatim sırasında biri iş adamı, diğeri ilimizde görev yaparak ayrılan saygın bir bürokrat olmak üzere üç arkadaş buluşarak (Gümüşhane deyimiyle) iki lafın belini kıralım dedik.

        Söz sözü açar derler ya! Aynen öyle oldu. Sohbet ülke genelindeki işsizlik konusunda yoğunlaştı. Yıllardır kangren olmuş bu yaranın tedavisinin üstesinden gelinmesini bu iktidardan beklemek hepten haksızlık olur diyerek bir değerlendirmede bulunduk. Şöyleki önümüzdeki günlerde Kamuya ve Halk Bankasına alınacak personel için hak edenlerin hakkının korunması noktasında etkili ve yetkili kişilerin tarafsız davranmaları gerektiği ortak  görüşünde karar kıldık.

        Tam bu aşamada Sayın E. Koç bir anekdotla konuya açıklık getiren  ve Devletin üretim araçlarını elinde bulunduranların  daha doğrusu herkesin ders alması gereken olayı anlattı.

        Daha sonra anlattıklarını elektronik posta adresime gönderdi. Birlikte okuyalım.

        Yıllar önce bir Milli Eğitim Bakanının makam odasının kapısı çalındı.

        İçeriden kararlı ve tok bir ses ''Giriiin'' diye seslendi.

        Oldukça mütevazi döşenmiş odaya iki tane lise talebesi girdi.    

        Tombul yanaklı olan Milli Eğitim Bakanının yanına yanaşarak :

        ''Babacığım merhaba. Elini öpmeye geldik Gazi'yle beraber'' diyerek arkadaşını gösterdi.

        Mezun olmuşlardı iki samimi arkadaş liseden. Gazi ve Can, Bakanın elini öptükten sonra masanın karşısındaki koltuklara oturdular.

        Tombul yanaklı çocuk söz aldı:

        ''Babacığım biliyorsun okulumuzu her ikimizde başarı ile bitirdik. Ve bir yıldır para biriktiriyorduk.

        Eğer senin de iznin olursa Bakanlığın bursundan yararlanıp Amerika’ya okumaya gitmek istiyoruz''

        Bakan küçük bir sessizlikten sonra oğluna:

        ''Oğlum biraz dışarı çıkar mısın? Bizi arkadaşınla bir iki dakika yalnız bırak'' dedi.     Oğlu dışarı çıktıktan sonra uzun boylu çocuğa şöyle dedi:

        ''Bak evladım, ben sizler gibi başarılı öğrencilerin yurtdışında öğrenim görmesini her zaman desteklerim. Fakat, bir bakan olarak oğlumu Amerika'ya gönderirsem, bunu başkaları farklı değerlendireceklerdir. Bu yüzden sadece sana burs vereceğim. Gerekli işlemlerin yapılması için talimatı veririm az sonra. Hayırlı olsun'' diyip dışarı çıkmasını söyledi talebenin.

        Heyecan içinde kapının önünde bekleyen bakanın oğluna sarıldı çocuk.

        ''Can sana bir iyi, bir kötü haberim var. Baban bana burs verdi ama senin gitmeni onaylamıyor. ''

        Tombul yanaklı çocuk elini cebine atıp bir mendil çıkarttı. İçi para dolu olan mendili arkadaşına verip:    

        ''Al bunları Gazi. Nasıl olsa bana lazım değil bu para artık'' dedi bir yıldır biriktirdiği Amerika hayalini arkadaşına uzatırken.

        Oğlunun geleceğini bile ülkesinden sonra düşünen onurlu Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'dir.

        Oğlu, büyük edebiyatçı Can Yücel'dir .

        Ve;

        Onun lise arkadaşı ise dünyanın en ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil'dir.

        Evet “Bir Bakan ve İki Çocuk”la ilgili olarak yaşanmış bu olayı yorumlarken ortak düşünce etrafında birleştiğimizi biliyorum. Dün olduğu gibi bugünde görevini tarafsızlık ilkesi içerisinde yapan yöneticilerimizin olduğuna inanmak zorundayız.  Bunun aksini düşünmek ise Devlet adına etik olmaz kanaatindeyim. Ancak yakınmalar ve sızlanmalardan anlaşılan o ki eline fırsatı geçirenler karşı taraftakilerine ne yazık ki bir şans tanımıyorlar. Rabbana hep bana demek yerine bir bana bir sana demek daha doğru olmaz mı? Yada, iki bana bir sana! Yazımızın omurgasını teşkil eden  bir Bakan ve İki Çocuk örneği yorumlanmayacak kadar açık ve net.

        Unutmayalım!

        HAK YENİR AMA, HAZM EDİLMESİ KOLAY DEĞİLDİR.
Oyu Puanı: 23 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.82407 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu