Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Aygül ÇELİK->HEMŞERİLİK BUMU? [ Arama ]

HEMŞERİLİK BUMU?
Başlık HEMŞERİLİK BUMU?
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
İnsan 'hemşerilik ruhunu' ne zaman hisseder?Ya da 'hemşeri' olduğunun nasıl farkına varır?
Tabii ki gurbette...
Tabii ki yad ellerde...
Tabii ki yabanda...
Tabii ki benzeşmeyenlerin çoğaldığı ortamda...
Türkiye'de 'hemşerilik' ne zaman yoğun biçimde hissedildi?
Sanayileşmenin gündeme geldiği dönemde...

1950'lerde sanayi kırsaldan emek talep etmeye başlayınca, köyden kente göç de başladı... Büyük şehir yalnızlığı 'hemşerilik' kavramını besledi, kırdan gelenler 'hemşerilik dayanışması' ile hayata tutundu.
Daha sonra da 'hemşeriler' kentleri egemenlikleri altına almaya başladı.

***

Hemşerilik kavramı bu haliyle, sanayileşmenin başlangıcında boy atıp gecekondulaşmayla gürbüzleşti...
Köyden kente göç edenler hemşerilerinin yanına, yakınına yerleştiler.
İstanbul'daki Yozgatlılar mahallesi... İstanbul'daki Kastamonulular köyü gibi...
Kırsaldan gelen emek karnını doyurmakta zorlanınca yurt dışına kulak verdi...
1960'larda başta Almanya olmak üzere dışa göç başladı.
Önce kentler sonra uluslararası metropoller...
Avrupa'ya göç ile birlikte bu kez 'hemşerilik' yurtdışına taşındı.
Avrupa'nın büyük kentlerinde Türk kasabalarının adıyla anılan semtler oluşmaya başladı.
Brüksel'de Afyon-Emirdağlıların koloni kurduğu Schaerbeek bölgesi...
Konya-Kululuların neredeyse kasaba olarak İsveç'e göç etmesi gibi...

Hemşerilik ne?

Aynı yöre ve kültürden gelenlerin dayanışması...
Düne kadar içe kapalı ve taşralı bir üsluptu...

***

Sanayi sonrası dönem her şeyi değiştiriyor.
Tabii 'hemşerilik' kavramını da...
Artık hemşerilik yerel ve içe kapalı olmaktan çıkıp, dışa dönük ve dünyalı hale geliyor.

Aynı üslup...
Aynı hedef...
Aynı zevk...
'Uluslararası hemşerilik' kavramını doğurdu.

Örneğin fikri olan biri, hiç tanımadığı başka biriyle aynı konuda proje hazırlayıp; yine birbirini tanımayan başkalarını da projeye katıp; Avrupa Birliği'nden o projenin gerçekleşmesi için para yardımı isteyebiliyor.
Üstelik 20 yılı aşkın bir süredir...
1984'ten beri AB Komisyonu tarafından yürütülen araştırma-geliştirme-inovasyon programları buna örnek. Biz buna ancak 2002'de katıldık.

Bu programlardan mali destek alabilmek için bürokratik duvarları aşıp proje sunmak gerekiyor.
Nasıl?
Bunu yapabilmenin yolu ise modern bir tür hemşerilik sisteminden geçiyor: Networking.
Ne demek?
Bunun Türkçe karşılığı yok ama 'ilişki yönetimi' diyebiliriz.

Hiç tanımadığınız bir Norveçliyle sadece e-postayla yazışarak bir iş ilişkisi kuracaksınız. Bir networking oluşacak. Buna belki bir Yunanlı, bir Danimarkalı ve bir İtalyan da katılacak.
Uluslararası 'hemşerileriniz' oluşacak.
İçe kapalı ve yerel olmaktan çıkıp uluslararası bir ortak dayanışmanın adı oluyor hemşerilik.

***

Bu iş öylesine yaygınlaşıyor ki...
Dergiler konuyu kapak yapıyor...
Uluslararası fuarlar, uluslararası hemşerilerin buluşma mekanlarına dönüşüyor.
Örneğin, Türkiye Bilişim Vakfı'nın Bilgi Gapı dergisi geçen sayısını bu konuya ayırmıştı:
'Uluslararası iş ilişkisi kurmanın ve AB fonlarından yararlanmanın yolları, önemi ve gereği' konusuna.

***

Artık, içine kapalı, taşralı ve günü kurtaran hemşerilik yerine, dünyaya açılan hemşerilik kendi merakını, bilgisini, görgüsünü ve hemşerilik ruhunu uluslararası fuarları izleyerek geliştiriyor.

Geçenlerde okuduğum bir makale bu adresleri şöyle sıralıyordu: 'Ve örneğin, en az yatırımla en yüksek katma değeri saplayan bilişimden örnek vermek gerekirse; dünyada olup biteni tam yerinde gidip görmek, herkesin gittiği yere gitmek, orada networking yapmak.

Bu yerler ABD'de Consumer Electronics Show olabilir, Hannover'de CEBIT fuarı olabilir, hatta İstanbul'daki CEBIT Eurasia olabilir.

Yani uluslararası hareket ve insanlar neredeyse Türkler de orada olmalı. Her fuara sırf networking amacıyla dahi olsa katılmalılar.

AR-GE olmadan, inovasyon olmadan dünyada rekabetçi olmamıza imkan kalmamıştır. Bunu anlamamız lazım.

Türklerin içlerine kapanıp dışarıya ürkek gözlerle bakmayı sürdürmesi artık mümkün değil. Dışa açılmak için networking'i anlamaları ve öğrenmeleri şarttır.'
Yazıda anılan uluslararası hemşerilerin yeni buluşma mekanlarından 'Consumer Electronics Show' meğer dünyanın en önemli fuarlarındanmış... Tüketici elektroniği söz konusu olduğunda en yeni ve en gelişmiş ürünler her yıl orada sergilenirmiş. Consumer Electronics Show'un patronu da Gary Shapiro imiş.

'Uluslararası hemşerilik' kavramı nedeniyle gelişim sürecine şöyle bir göz attım.
İlk CES 1967 yılında New York City'de gerçekleşmiş.
Bin 500 metrekarelik alanda 110 katılımcının yer aldığı bu ilk etkinliği 17 bin 500 ziyaretçi gezmiş. Gösteri, firmaların radyolarını, pikaplarını ve televizyonlarını sergiledikleri bir paylaşım ortamı olarak başlamış.
40 yıl sonra içinde kablosuz sistemler, araç teknolojileri, dijital imaj işleme, ev sinema sistemleri gibi 30 farklı kategoride ürünlerin sergilendiği dünyanın en büyük tüketici teknolojileri olayı haline gelmiş.

2008'de düzenlenecek CES, 140 ülkeden 140 binden fazla ziyaretçinin gezeceği, 2 bin 700 firmanın iştirak edeceği 180 bin metrekarelik bir alanda gerçekleşecekmiş.

Demek ki 'uluslararası hemşerilik' ve 'ilişki yönetimi' hızla yayılmakta.

***

Globalleşme nelere kadir...

İçe kapalı...
Yerel ve taşralı hemşerilik kavramını da değiştirdi.
Dışa açık, dünyalı ve beyinsel ortaklığın şemsiyesi haline getirdi.
Oyu Puanı: 28 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 15 (0 Kayıtlı Üye 15 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.34468 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu