Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
19 Kasım 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Öyle engin bakış mı olur. Bir şimşek gözlerde 105 yıl durmadan aralıksız nasıl çakar? Öyle asaletli bir duruşu tam 105 yıl yüzünde taşımak ne yüce bir kahramanlıktır. Yüz beş yıllık tarihe tanıklık etmiş olmak bu kadar manalımı anlatılır. Ve bu nasıl bir anlatımdır ki anlatılanı herkes anlamış olsun.
Kurtuluş savaşının son gazisi Mustafa Şekip BİRGÖL, geçtiğimiz hafta aramızdan ayrıldı.(12 Kasım 2008) Ebedi istirahatgahına büyük bir devlet töreni ile uğurlandı. Yapılan devlet törenine TBMM tam tekmil katıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere; bütün Bakanlar, Askeri Erkan, üst düzey Komutanlar, İktidar Partisi mensupları, Muhalefet Partililer, hatta Demokratik Toplum Partisi'de ordaydı. Ellerini gazinin önünde bağlamışlar saygı duruşunda idiler. Cümlenin başında DTP'liler için “hatta” kelimesini bilerek kullandım. Nedeni bildiğimiz bir konu; orda olmaları aslında halkın arzu ettiği bir durumdu. Halk onlardan şehit cenazelerinde de böyle katılım ve üzüntülerini belirtmelerini bekliyor. Askerimize kurşun sıkan teröristlere “terörist demelerini bekliyor. Yalnızca Son Gazi'mize değil bütün gazilerimize hep birlikte sahip çıkılsın istiyor.
Genel Kurmay Başkanımızın, Son gazi'ye sağlığında yaptığı görüşmeyi basından öğrenmiştik. Onun yaşayan en büyük Gazi olduğunu da yine Genel Kurmay Başkanımız İlker Başbuğ duyurmuştu. Sağlığında da yakından ilgilenen Genel Kurmay başkanımız Cenaze töreninde de en ön sırada idi.
Son gazinin ebediyete uğurlanış tablosu bütün halkımızı gururlandırdı. Futbol maçlarından önce bir dakikalık saygı duruşunda bulunan binlerce gencin yüreklerinden geçenleri okur gibiydik. Bu vatan nasıl kuruldu, kaç şehit verdik, nasıl güçlüklere katlandık bunları biliyoruz; ancak idrakinde değiliz. Son gazi giderken bir kez daha hatırlattı. Dedi ki: Ey Türk Halkı kendinize gelin. Size vatan olacak başka bir toprak parçası var mı, bizi bizden başka kim anlar, kim derdimize dermen olur, kim zor günde yanı başımızda olur?
Son gazinin torunu şöyle diyordu: “Acımızda, gururumuzda çok büyük. Acımız büyük çünkü onu kaybettik. Gururluyuz çünkü bu törene layık olan bir komutanın torunuyuz” Başka ne denir! Mehmet Akif ERSOY'un şehitler için söylediği “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın/Gömelim seni tarihe desem sığmazsın” sözü ancak bu sözden sonrasıdır.
Yine yakın bir tarihte kaybettiğimiz fazıl Hüsnü DAĞLARCA 'nın Son Gazi'ye yakışır bir dörtlüğü ile konuyu noktalayalım.
ÇAKIRIN DESTANINDAN Karar vermişim, öleceğim, Büyük sular arasında, korkusuz. Nur ile, uzak yazılar ile, Bir muska gibi boynumda kalacak, Bu husus.
SON GAZİNİN ARDINDAN
