Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
11 Şubat 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Mersin Silifke'de meşhur “Cennet- Cehennem Mağaraları”,daha doğrusu çukurlukları var. Bunlardan Cehennem Çukuru yaklaşık 50m derinlere kadar inen karstik arazilerde sıkça görülen ve erime sonucu oluşan büyük bir çukur diyebiliriz.
Bu Cehennem Çukurunun etrafında yer alan ağaçlara dileklerinin kabul olmasını isteyen insanlar tarafından binlerce çaput, bez ve değişik eşyalar bağlanmış. Herkes bir şey dilemiş Yaratıcı'dan. İstemişler ki, dilekleri kabul olsun. Kimisi mal, kimisi servet, kimisi güzellik beklemiş bu çaputlardan. Hesap etmedikleri bir şey varmış bu insanların ki; acaba dilek diledikleri, dalına çaput bağladıkları bu ağaçlar ne düşünür diye! Hiç merak etmemişler. Her bağladıkları bez parçası sonrasında ağaçlardaki yeşil renkler yavaş yavaş kaybolmuş; zamanla ağaçların yeşil yaylası öyle kirli renklere bezenmiş, öyle bir garip şekil almış ki; bu manzarayı görenler şaşmışlar bu hallere. Etraf salkım saçak kirli tirşelerle dolmuş.
Bazıları dilekleri kabul olsun diye iyice sıkmışlar bağladıkları bezleri kuvvetlice. Ve kan, oksijen gidemez olmuş ağaçların beynine, en kılcal yaprak uçlarına su gidemez olmuş. Sararıp solmuş yeşil yapraklar, solmuş cennetin yeşili ve yerine cehennem renkleri peyda olmaya başlamış. Anlamamışlar insanlar bu renklerin cennetten cehenneme dönüşünü, hırsları kör etmiş gözlerini. Daha fazla dilek, daha fazla çaput anlamına geldiğinden, bağladıkça bağlamışlar, ağaçların ağladıklarını görmeden, hıçkırıklarını duymadan.
İstedikçe istemiş; diledikçe dilemiş insanoğlu, hiç çaba harcamadan alın teri dökmeden istemişler ki, zengin olalar, güzel olalar, mesut kalalar. Bütün bunları da çaputlardan beklerken, solmuş yeşil yapraklar. Sararmış servi dallar, kırmızı güller ve susmuş gülleri gözleyen bülbüller. Onlarda şaşmış bu çaputların ve bu insanların yaptığına.
Vee.. Herkesin dileği kabul oluyor…
Derken bazı insanlar çıkagelmiş, onlarda dilek dilemişler Yaratıcı'dan. Demişlerki: “Ey Allah'ım bu ağaçların boğazına dolanan bu talihsiz, çaputları bir bir koparıp alacağız. Bize yardım et. Bu ağaçların kötü kaderinin önüne geçmek, onları yeniden yeşertmek, güllerine ve dalarına dokunmak için bize yardım et, Allah'ım”.
Başlamışlar çalışmaya;her bir bezi her bir çaputu tek tek koparmaya ve dalları incitmeden onları şefkatle ağaçların boğazlarından çözmeye başlamışlar.Dile kolay bu işi başarmak.Binlerce yıldır binlerce insan tarafından bağlanan bunca illeti söküp atmak bir üniversitede okuyan bir sınıfın kaç günlük işi olacaktı acaba!.Yılmamış gençler;günlerce haftalarca uğraşmış ve ağaçların dallarındaki kirli, paslı onca illeti kurtarmışlar, ağaçların nefessiz kalan boyunlarından.
Bu dua hemen kabul olmuş; bu dilekte alın teri ve emeği görmüş, Mevla'm. Başlamış dallar yeşermeye, çiçekler açmaya ve orda kuşlar uçmaya başlamış. Dileği kabul olmuş üniversite öğrencilerinin ve bu projeyi gerçekleştiren hocaların. Son gezmemiz de çevredeki ağaçlar öyle yem yeşildi ki, onlara değil çaput asmak, bakmaya bile kıyamıyor insan. Mevla'm böyle nice dilekleri kabul etmiştir ki onu ancak çalışanlar ve terleyenler bilirler.
Not: Akdeniz Bölgesinde özellikle Antalya yöresinde; kireçtaşı ve alçıtaşının sular tarafından eritilmesi sonucunda çeşitli mağara, çukur, obruk, ova, vadi, düden… vb. şekiller oluşur; bu şekillere: “Karstik yer şekilleri” adı verilir. Akdeniz Bölgemizde oluşan mağaraların oluşum şekli ile bizdeki Karaca Mağarasının oluşum şekli aynıdır.
HERKESİN DİLEĞİNİN KABUL OLDUĞU BİR YER!
