Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yusuf SADIK->ÖPÜLESİ ELLER!.. [ Arama ]

ÖPÜLESİ ELLER!..
Başlık ÖPÜLESİ ELLER!..
Açıklama 18 Mart 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
      Öğretmen Okullarının (Muallim Mektepleri) kuruluşunun 161.yılında, İlk Öğretmen okulu (1956) ve Eğitim Yüksek Okulu (1962) mezunu bir kişi olarak tüm öğretmenlere saygı borcumu ileterek söze başlamak istiyorum.

      “Eli öpülesi” sözcüğünün öğretmen çağrışımı yaptığını kaydederek devam edelim. Bize doğruyu, güzelliği, iyiliği, mertliği, milli duyguları, sevgiyi, saygıyı, sadakatı ve Atatürk ilkelerini öğreten öğretmenlerimizin tabiiki ellerini öpmek lazım. Öpeceğizde. Bunu söyleyen kimi çevrelerin yada insanlarımızın inandırılıcılığına inanabilecek miyiz acaba... Bu ifadem mütedeyyin öğretmen dostları ve öğrencilerimiz için elbette değil. Serzenişim, ülkede hangi kademede olursa olsun sendikalar dahil söz sahibi olan kişiler içindir. Türkiye de gençler için haksız bir yakıştırma var. Ya topçu olacaksın, ya popçu. Buna katılmadığımı peşinen ifade etmeliyim. Çünkü bir milletin kurtuluşunun eğitimdeki başarısıyla doğru orantılı olduğunu biliyorum. Ve eğitimi takip edecek olan kişilerde öğretmen olduğuna göre burada iyi düşünmemiz gerekiyor. Siirt’te görev yaptığım 1990’lı yıllarda şiir yarışmasında derece alan bir öğrenci; “Ben ağlarsam O’da ağlar, Hayatını bana bağlar, Öğretmenim öğretmenim” dizeleri öğrenci gözünde öğretmeni anlatmaya yetmiyor mu?  Bunu keşke bizi yönetenler de anlayabilse. Sadece 1984-1998 yıllarında doğu ve güneydoğuda haksız yere hunharca katledilen 148 eğitim şehidi öğretmene kimler sahip çıktı. O yıllar hala belleğimden silinmedi. Sadece bir siyasetçi “Onları kınıyorum” ifadesini kullanmıştı. Kınama terörist için ne anlam ifade edecekse...

      Mustafa Kemal, Başkomutanlık görevini üstlendiğinde iki kesimi cepheye çağırmamıştı. Bunlardan birisi Öğretmenler diğer kesim ise öğrencilerdi. Sorulduğunda: “Bu iki kesim geleceğin Türkiye’sinin kuruluşunda görev alacak olanlardır. Onların yaşaması gerekir” demişti. Mustafa  Kemal ve onun gibi düşünenlerin kafalarında yankı bulan öğretmen kavramı ne yazık ki onun ölümünden sonra bir tırpanlanma süreci yaşamıştır.

       Avrupa’daki eğitime ayak uydurmak amacıyla 1839 Tanzimat Fermanında ki yeniliklere uyularak 16 Mart 1848 tarihinde Erkek Muallim, 1870 de de Kız Muallim Mektepleri açılmıştı. 1826 yılındaki iyileştirme çalışmaları doğrultusunda açılan Köy Muallim Mektebi, Öğretmen Okulları ve ardından 1940 yılında açılan Köy Enstitüleri ne yazık ki tırpan yemeden kurtulamadılar. Sırasıyla 1953 yılında Köy Enstitüleri, 1974 yılında Öğretmen Okulları kapatıldı. Öğretmen yetiştirme görevi YÖK’e devredildi. Öğretmenin hizmet öncesinde ki yetiştirilmesi böylece tarihe karışırken öğretmenlik mesleği de artık eğitimcilikten uzak bir geçim mesleği haline getirildi.          

       Şöyleki 1992 yılında  görev yaptığım Bingöl iline atanan 232 aday öğretmenin 42 değişik okul orijinli olması karşısında şaşa kaldım. Evet öğretmen okulu mezunlarının yerini diğer Meslek mezunları almıştı. Böylece de eğitim sulandırılmış olmadı mı?. Yani Öğretmenliği tercih edenler bunu meslek olarak değil de bir geçim aracı olarak düşünmüştü. Bunların çoğu da zaten sonradan yatay geçişle asıl mesleklerine dönmüşlerdir bile. Fark ne olabilirdi. Öğretmen okullarının samimi ortamlarında yetişen nesil burada soludukları hava ile kendilerine duyulan özgüveni geliştiriyor bir yandan da kendi aile ortamlarında elde ettikleri başarılı bir eğitim ile önündeki hayat çizgisinin rotasını belirlemede  deneyim kazanıyor bu kazanımlarını okullarına taşıyor ve öğrencileri ile de paylaşma imkanı bulabiliyordu diyebiliriz.

      İşte ben onun için diyorum ki; biz o şanslı neslin sadece birer neferi idik.  Yinede ülkemizin eğitime ihtiyacı olan bu günlerde iyiki varsın öğretmenim diyorum.

      16 Mart 2009 günü bu amaçla Mareşal Çakmak Öğretmen Lisemizin hazırlayıp sunduğu programda geçmişte yaşadığımız o günlerin heyecanını bizlere tattırdıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. Valimiz Sayın Salihoğlu’nun dediği gibi gelecekte daha anlamlı ve coşkulu programlarla bu yıldönümlerinin kutlanmasını diliyor, tüm öğretmenlere selam ve saygılar sunuyorum.
Oyu Puanı: 25 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 19 (0 Kayıtlı Üye 19 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.32371 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu